Çok heyecanlıyım.Hatta saat 9:00 da sette olmamız gerek ve ben saat 6'da uyandım.6'dan 8.30 a kadar repliğimden son kontrollerimi yaptım.Kısa Filmimiz AŞK ile alakalıydı."Balonlarım,gökyüzüne muhtaç güzelim." Ben, setin kapısından girerken bankta oturan bir adet Süleymanla karşılaştım.Hemen yanına oturdum biz havadan sudan konuşurken gözüm, Sudeye takıldı.Yanında tanımadığım bi çocuk vardı.Ve gülümseyerek onunla konuşuyordu. Arkadaşıdır diyip Süleymana geri döndüm. Süleyman'da Sude' nin en iyi arkadaşını seviyordu.Süleymana baktığımda cebinden bir şey çıkarttığnı gördüm."Bu ne abi"dedim. Sude'nin en iyi arkadaşına yazdığı şiir olduğnu söyledi ve okudu.Güzel yazmış kerata ama tabii ki benden güzel yazamaz."Abi güzel ama ben daha güzel yazıyorum" dedim "Öylemi kardeşiiim! O zaman seni piste davet ediyoruz alkışlarla."dedi ve alkıslamaya başladı salak.
S enle esen rüzgar,
U çurur beni uzaklara
D eniz gibi kokan tenin,
E sir eder seni bana
Süleyman övgü dolu sözlerini söylerken Sude'nin bana doğru geldiğini hissettim.Yaklaştı ve bana tokat attı.Sonra ağzından şu kelimeler döküldü."Nefret ediyorum.Hepinizden nefret ediyorum.Orkun hariç hiçkimseyi sevmiyorum!Anladın mı beni" diye bağırıp setten çıktı.Yönetmenimiz "Sude nereye" diye bağırınca "Gidiyorum ben oynamayacağım" diye bağırdı. Lanet olsun. Sude'nin en iyi arkadaşı şiirimi duyup yetiştirmişti hemen.Oturduğumuz banka bi tekme geçirdim.Ayağımı hissetmiyordum ama bu şu an hiç önemli değildi.Hissetmediğim başka organlarımda vardı çünkü.Ayağımdan çok daha önemli.Beynim gibi,kalbim gibi.Ne yapacağımı ya da ne hissedeceğimi bilmiyordum çünkü o artık ne hissettiğimi biliyordu. Bi de Orkun demişti.Demekki o yanındaki çocuk Orkun'du. Beni sevmeyen bir kızı sevecek kadar aptal olmadığımı düşündüm yanağımdan birkaç damla gözyası süzülürken.Ama maalesef bunu biz seçemiyorduk.Ne de olsa onlar seneryoyu yazardı,sen perdeyi oynardın.Evet şanssızdım ama zaten hiçbir zaman şansa inanmamıştım.Çünkü kime ne hayat verildiyse o,onu oynardı.Ve her şey önceden planlanmıştı