21 Nisan 2010
Saat: 18.13"Her şey için çok geç küçük.. Merak etme biz hep seninleyiz. Yeterki sen isteklerimizi yerine getir.."
"Hayır. Hayırr. Susun artık susun. Sizden nefret ediyorum. İstemiyorum sizi! Beni rahat bırakın. Rahat bırakınn beni! Susunnn!"büyük bir korkuyla ellerini kulaklarına kapattı. Kulağındaki sesler hiç gitmiyordu. Tabi gitmezdi bu sesler kulaklarından değil beyninin içinden geliyordu. Eğer o Seslerin istedikleri kötü işleri yaparsa sesler canını yakmayacaklarını söylüyordu.Bu nedenle çoğu zaman o seslerin kurbanı oluyor ve onların istediklerini yapıyordu. Ama onlar çok acı çektiriyordu yine de. Buna dayanamıyordu.
"Başımm Ah lanet olsun! Lanet olsun! Susun artık yeter. Yalvarırım rahat bırakın artık. Rahat bırakın beni... Yalvarırım.." Çaresizce ağlayıp yalvarması boşunaydı. Asla susmayacaklardı. Bunu oda biliyordu. Ama yapacağı hiçbirşey yoktu yalvarmaktan başka.. Ağlamaya devam ederek yere çöktü ve sırtını duvara yasladı. Başı yere eğik hem ağlıyor hem lanetler ediyordu beynindeki susmak bilmeyen seslere.. Bu esnada elleri hala kulaklarındaydı ama nafile.. Onlar hiç susmuyorlardı ki.
Sanki içinde durmadan konuşan birileri vardı. O biri veya birileri her kimse onun kendilerinden birşey çaldığını iddaa ediyor ve istedikleri kötü işleri yapmazsa eğer başına daha kötü şeylerin geleceğini söylüyorlardı. O kulaklarını sağır eden bağırtılarını duymayı yeğliyordu böyle zamanlarda. Çünkü beyninin kökünden başlayıp bütün vücüt hücrelerinde yankılanan fısıltılar içindeki intihar isteğini güçlendiriyordu. Bu fısıltılar bağırtılardan kesinlikle daha ölümcüldü. Beyninin her köşesinde duyduğu bu fısıltılar beynini uyuşturuyor ve iradesinin onların eline geçmesini sağlıyordu. Böylece onlar istedikleri her şeyi yaptırabiliyordu. İntihar etme isteği ise bazen çok güçlü bir arzu iken onun için, bazende sadece zayıflık ve pes edişti. Bu nedenle ne olursa olsun yaşamak isteyen bir taraf vardı içinde. Çünkü her insanın bir amaç için geldigine inanıyordu ve açıkcası kendi hikayesinin sonunu merak ediyordu.
Herkes büyük insanlar olmak, iyi şeyler başarmak,insanlar tarafından sevilmek, bilinmek istiyordu ya hani büyük bir istekle.. O da aynı büyük istekle sonunu merak ediyordu. Ama biliyordu. Henüz sonuna yaklaşmamıştı ve bu nedenle onlarla savaşmaya devam ediyordu."Hadi ama sen akıllı bir çocuksun.. Hatırlamıyor musun? Henüz 7 yaşındayken sırf bizimle konuşuyorsun bizi duyuyorsun diye sana deli demişlerdi. Halbuki sen çok zeki birisin. Biz senin iyiliğini istiyoruz. Senin tarafındayız. Ama sen hala bizi istemiyor o aciz insanlara inanıyorsun. Bizi dinle.. Bizi dinle..."dediler yine fısıltıyla. İşte bu fısıltı akımı beyninin hücrelerini yavaşca dolaşmaya ve zehirli düşünceler yaratmaya başladı. Aynı kelimelerden oluşan cümleler birbirine giriyordu ve bilinçaltının duvarlarında yankı yapıyordu.
Bu, irade duvarlarına çarpıyor ve beyninin kıvrımlarında tekrar gezinmeye başlıyordu. Ses o kadar uyuşturucuydu ki kendini kaybedip onların istediklerini yapmaktan korkuyordu. Ama olmazdı. Eğer onlara kanıp isteklerini yerine getirirse kötü sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Rahatlamak istedi. Ve yine, intihar edip onlardan kurtulmak istediğini farketti. Ya da sadece biraz rahatlayabilirdi. Bunun için ne gerektiğini düşündü. Biraz kan gerekiyordu. Ama asıl soru o kanı nerden bulacağıydı? Kendini kesemezdi. Kan rahatlatırdı kesmek değil. Birinide öldüremezdi. O zaman onlardan bir farkı olmazdı. Fakat eğer biri değilde birşey öldürürse? Mesela bir hayvan? Bu fikri etraflıca düşününce mantıklı gelmişti ona. Gerçektende biri yerine bir şeyi öldürebilirdi. Daha doğrusu bir hayvanı. Her ne kadar bunu istemesede vücudu az sonra öldüreceği hayvanın kanı için büyük bir istek duymaya başlamıştı ve yine kendini kontrol edemiyordu. Bu nedenle ne kadar istemesede yapacaktı.Bir hayvan öldürecek ve bedenininin bu anlaşılmaz kan ihtiyacını giderecekti..♧♧♧♧♧♧
Selamlar olsun hepinize.. Bölümü nasıl buldunuz bakalım? Umarım beğenmişsinizdir ve okurken sizi sıkmamıştır. Sizi seviyorum. Oy ve yorumları unutmayın.. Mutlu sonlarla kalın... 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Fırtınası
ParanormalKelebeğin Fırtınası ☆☆☆ Kurbanları kollarının arasında ölürken onların kurtulmak için yalvaran parlak bakışlarını yakalıyordu. Ona yalvarıyorlardı ve bu onu daha da etkiliyordu. Tanrıymış gibi hissediyordu. Onlarsa aciz kulları gibiydiler. Susmak bi...