Songül her zaman ki gibi güzel bir uyku çekmişti. Yataktan kalkıp üstünü giyindi okul forması yoktu çünkü okul forma yapmamıştı
Çantasını da alıp dışarı çıktı. Sabah kahvaltısını dışarıda yapacaktı. Güney davet etmişti.şöförün arabayı hazırlamasını bekliyordu.
Güney uyanıp üstünü değiştirdi.
Arabasına binip yola çıktı.songül restoran ta gelmişti bile güneyi bekliyordu. Güney de sonunda restoran ta ulaştı songül ü arıyordu. Sonun da bulup yanına gitti.
Songül: hoşgeldin paşam biraz daha beklerdim ben bir kız bekletilir mi???Güney: özür dilerim trafik vardı
Songül: iyi madem inanmış olayım.
Güney: yok artık songül yalan mı söyleyeceğim sana
Songül: ben bilmem
Güney: iyi ben yalancıyım
Songül: yalancısın
Güney: ne oluyor ya!!
Songül: şaka lan şaka
Güney: korktum ya bi an
Songül: adamın ödünü alırım
Güney: ver geri şimdi
Songül: neyi?????
Güney: ödümü
Songül: ha ha ha
Güney: neyse kahvaltını yap da okula geç kalıcaz
Songül: tamam
Songül ve güney kahvaltı yapıp. Okula yürüdüler. Bir an songül ün ayağı takıldı. Güney in kucağına düştü. Songül bir an takılı kaldı. Sonra üstünü düzelterek kalktı.
Songül: ö-özür dilerim
Güney: önemi yok.
Songül'ün içi bir tuhaf olmuştu. Sanki sanki kalbi pat pat mıdır küt küt müdür orasını bilemeyeceğim. Bi an bu tuhaf şeylerden kurtulmaya çalıştı. O sırada ödü koptu