-3-

7.2K 738 131
                                    

Huysuz ve Tatlı Kadın - Zeki Müren

Cem Bey hisleri üzerine düşünmeyi bırakıp bakışlarını Berrin Hanım'a yönelttiğinde onun hala sessiz ve düşünceli bir biçimde kendisini izlediğini gördü.

Aralarındaki sessizlik uzadıkça duvar saatinin tanıdık tik takları daha da yükseliyordu sanki. Bunu her zamankinin aksine rahatsız edici bulan Cem Bey olduğu yerde hafifçe kıpırdandı.

Bir şeyler söylemesi gerekip gerekmediğine karar vermeye çalışırken kadın en sonunda sessizliği bozdu:

"Teklifiniz için teşekkürler; ama bu sizin için özel bir gece. Zaten apar topar evinize dalarak yeterince saygısızlık ettim."

Cem Bey inanamayarak baktı ona. Rolleri değişmişlerdi sanki. Bir anda münasebetsiz teklifler ortaya atan kendisi, onu mantığa davet edense Berrin Hanım oluvermişti.

"Hem böyle bir zamanda yalnız kalmak istiyorsunuzdur."

"Doğrusu pek istemiyorum." deyiverdi adam kendini de en az Berrin Hanım kadar şaşırtarak. Bunu sesli bir şekilde itiraf edeceğini düşünmezdi.

"Yani kalırsanız... Benim için sorun olmaz."

Berrin Hanım iki üç saniye kadar düşündükten sonra teklifi kabul ettiğini göstermek istercesine salona doğru bir adım attı.

Cem Bey onu boş bir sandalyeye yönlendirdikten sonra mutfağa gitti. Yeni bir tabak ve bardakla salona döndüğünde kadını kitaplığın yanındaki duvara asılı olan büyük çerçevenin önünde buldu.

"Kızlarınız, değil mi?" diye sordu Berrin Hanım izlendiğini hissetmiş gibi bir anda arkasına dönerek. İşaret parmağı ise çerçevenin içindeki fotoğrafa yöneltilmişti.

"Evet, sağdaki küçük kızım Asya." dedi adam tabağı masanın üzerine titizlikle yerleştirirken. "Soldaki kısa saçlı olan ise Evrim, büyük kızım."

Masadaki yerlerini aldıklarında bir süre daha kızlardan konuştular. Cem Bey gözleri parlayarak büyük kızının mutlu evliliğini ve hamileliğini, küçük kızının ise okul başarılarını anlatırken Berrin Hanım onu gülümseyerek dinledi.

"Onlarla gurur duyuyor olmalısınız." dedi en sonunda.

Kızlarıyla ne kadar gurur duyduğunu kelimelere dökmekte genellikle zorlanırdı Cem Bey. Bu yüzden tek kelimelik bir cevapla onayladı.

"Öyle."

"Fuzuli de benim çocuğum gibi." Sözleri kendisine de biraz alakasız gelmiş olacak ki hemen ekledi: "Yani okul başarıları falan yok elbette. Evleneceğini de sanmıyorum. En azından yakın zamanda... Ama o da kendi çapında iyi bir evlattır."

Konunun yeniden açılmasını fırsat bilen adam merakını gidermek için sordu:

"Kedinizin adını Fuzuli koymak nereden aklınıza geldi?"

Birkaç dakika önceki suskunluğunu üzerinden tamamen atan kadın kadehinden bir yudum aldıktan sonra bu ilginç ismin hikayesini anlatmaya başladı.

"Eşim –yani eski eşim- beni devamlı boş konuşmakla ve boş işler yapmakla kısacası her konuda 'fuzuli' olmakla itham ederdi. O ikimiz için yeterince para kazanabiliyorken benim çalışmam gereksizdi; ama işimi bırakmamıştım. Ağzımı ne zaman açsam bir ton saçmalık dökülüyordu. Eve ya da kendime aldığım her şey gereksizdi. Ona göre benim yaptığım ve söylediğim her şey fuzuliydi."

Berrin Hanım kadehinden bir yudum almak için duraksadığında adam başını sallayarak anladığını belirtti. Kadeh masadaki yerine dönerken kadının gözleri tabağına dalıp gitmişti.

Sevgili Cem BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin