Between Us adında yeni bir Muke hikayesi yayınladım! Bir bölüm Michael, bir bölüm Luke'un ağzından olacak lüüütfen göz atın 🌹 (spoiler: michael'ın kısımlarını yazarken içim acıyo, çok masum :-( )
İyi okumalar!
Luke son bir haftadır kendini öfkeli hissediyordu. Öfkenin yanında koca bir hüzün duygusu da vardı. Michael'ı aklından atamıyordu. Ona sinirliydi. Neden sadece kendisini fark edemiyordu ki?
Yemekhanede etrafına attığı sinirli ve baygın bakışlar birilerinin dikkatini çekmişti, birisi ona seslendi.
"Hey!"
Luke sesin kimden ve nereden geldiğini görmek için döndüğündeyse, ölmek istedi.
Michael ona gülümseyip yanına gelmesini işaret ediyordu. Luke kaçıp gitse ne olurdu ki? Onun yanında konuşamıyordu bile, yemek nasıl yiyecekti? Ya ağzından bir şey kaçırırsa? 'Hey şu sana mesaj atan anonim varya, o benim işte!'
İşte o zaman biterdi.
Derin bir nefes aldı. Aşık olduğu çocuk onu yanına çağırıyordu, değil mi? Luke gitmezse kendini hayatının sonuna kadar affetmezdi. O yüzden yavaşça Michael'a yürüdü.
"Burası boş, oturabilirsin, tabii istersen." dedi Michael karşısındaki boş yeri göstererek. Luke hızla kafasını sallayarak oturdu. Derin bir nefes aldı ve titrekçe verdi.
"Bugünün yemekleri bok gibi." dedi Michael tepsisine bakarken. Luke da patates püresi ve ıspanağı görünce ona hak verdi.
"Aynen öyle."
"McDonalds'a gitmek ister misin?"
"Okulu mu asacağız?" dedi Luke şüpheyle.
"Umursar mısın?" dedi Michael sırıtarak. Luke hızla kafasını iki yana salladı ve beraber sessizce Michael'ın arabasına yürüdüler.
"Penguenli tişörtünü sevdim." dedi Michael sürerken kaçamak bir bakış ile.
"Ben de senin kedili tişörtünü sevdim." dedi Luke mırıldanarak.
-penguinsrmylife08, kittenshollyballs :'-)-
Siparişlerini verip boş yere oturdular. Luke şaşkındı, tek bir dileği vardı, o da gerçekleşmişti. Michael onu fark etmişti. Siparişlerini aldıklarında Michael yemeye başladı, Luke ise Michael'ı kesen kızlara dik dik bakıyordu.
"Hey Luke, her zaman neden bu kadar öfkeli duruyorsun?"
"N-ne?" diye kekeledi, bakışlarını yumuştarak.
"Yok bir şey." diye gülümsedi Michael. Aynı zamanda Michael'ın durmadan telefonunu kontrol etmesi Luke'un sinirlerini bozuyordu.
"Pokemon Go felan mı oynuyorsun?" diye sordu düz bir sesle. Michael telefonu masaya koydu.
"Uh, hayır. Konuştuğum birisi var ve birkaç gündür mesaj atmıyor. Onu kontrol etmiştim." dedi üzgünce.
Luke'un gözleri şaşkınlıkla büyüse de, hemen tepki vermedi.
"Aramayı denesene." dedi yavaşça.
"Yapamam, kik'ten konuşuyoruz. Kullanıcı adından başka bir şey bilmiyorum."
Luke'u öksürük krizi tutunca, çünkü hem nefes alıp hem yutkunmaya çalışmıştı heyecanla, Michael endişeyle ona suyu uzattı.
"S-sağol." dedi Luke suyu içerek. Michael telefonda Luke'la konuştuğunu bilmiyordu ancak Luke'u özlüyordu. Luke ona olan öfkesinden birkaç gündür ona hiçbir şey yazmamıştı. Hızla sırt çantasını önüne alarak kafasını içine soktu.
"Hm, Luke?" diye seslendi Michael kaşlarını kaldırarak.
"Sadece peçete arıyorum." diye seslendi Luke. Oysaki yaptığı kik'e girmek olmuştu. İlk olarak telefonun sesini kıstı ve yazmaya başladı.
penguinsrmylife08: son görülmeme bakıp durmasana!1!2!2! eve gidince sana yazacağım, coğrafya dersi başlamak üzere, bye :-)
İşi bittiğinde telefonu kapatıp çantasının dibine fırlattı, çantayı yere bıraktı ve inandırıcı olsun diye peçetyle burnunun kenarlarını silerek Michael'a baktı. Michael'ın gözleri telefonunun ekranıyla buluştuğunda derhal ısırmakta olduğu hamburgeri tepsiye bıraktı ve mesajı okudu. Luke onu izledi, yeşil gözlerinin parlamasını, salakça olan sırıtışını izledi. Michael, penguinsrmylife08'i oldukça seviyor gibi duruyordu.
"Ne oldu?" dedi son kez burnunu silerek.
"Bana mesaj attı." dedi Michael hala ekrana bakarak gülümserken.
"Sen bu kızı gerçekten çok seviyor olmalısın." dedi Luke iç çekerek. Birazcık ağzından laf alsa sıkıntı olmazdı.
"Aslında bir erkek ve dediğine göre beni çok seven birisi. Kulağa garip gelebilir, ama aşık olacağın kişiyi seçemiyorsun, değil mi?"
'Aynen. Seçsem seni mi seçerdim? Bana karşılık verecek birini seçerdim.'
Luke sadece başını salladı ve iç sesini bastırdı.
"Birkaç haftadır konuşuyoruz ve yazdığı saçma sapan mesajları bile... özlemeye başladım."
"Peki, bu kişiyi gerçek hayatta tanıyor musun? Bilirsin, okuldan bir çocuk seni fake hesapla kandırıyor olabilir." dedi Luke parmaklarını sallayarak.
"Bizim okulda olduğunu biliyorum sadece. Beni kandıracak türden birine benzemiyor."
"Senin adına sevindim. Sevilmek güzel bir duygu olmalı."
Michael, Luke'un kırılmış gözlerinin içine baktı.
"Ama sevdiğim kişi tarafından sevilmeyi, tanımadığım biri tarafından sevilmeye tercih ederdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
in another life | muke
Fanfiction✗ Texting ✗ Michael'a gizliden gizliye büyük bir aşk besleyen Luke'un hisleri, aralarında yaşananlar, konuşmaları ve karşılaşmaları. ✧ Başka bir hayatta senin olurdum, kalmanı sağlardım. ✧