BÖLÜM 4
İçeride hoparlörden gelen bir müzik vardı. Bu o değildi. Canlı müzik de değildi. Ne demekti bu şimdi?
İçeriye girip dans eden kalabalığın arasına girdim ve bara doğru geçtim.
Bar sandalyesine hızlıca oturup bir bira söyledim ardından geçen geceki barmenin olduğunu fark edip ona hızlı bir dönüş yaptım "Hey nasıl gidiyor?"
"İyilik, seni tanıyor muyum?" Dedi barmen
"Geçen hafta gelmiştim" dedim gözlerimi kaçırıp
"Ah hatırlamamam normal, birayı bedavaya mı getireceksin?" Güldü "Bu numarayı hep yapıyorlar"
Gerizekalı.
"Hayır öyle bir niyetim yok, bir şey soracaktım" dedim hızlıca, çok ses vardı ama kulaklarının bu seslere alışkın olduğunu düşündüm
"Evet?" Dedi birayı önüme koyarken
"Geçen ki grup ne zaman çıkacak? Pazar günleri çıkan?"
"Ha onlar bu hafta yok. Tabii tatil yapsınlar, bize gelince patron izin vermiyor. Adamlar altı üstü haftanın bir günü geliyor yahu! Ben altı gün de geliyorum ama tabi ben barmenim"
Bu cümlelerinden sonra bir süre daha konuşmaya devam etti ama onu dinlemiyordum. Ha onlar bu hafta yok, ne demekti bu şimdi? Ben vardım ama! Olmak zorundalardı.
O beyinsiz bana her hafta buradayız demişti. Bir sonraki hafta yoktu! Geleceğimi hiç mi düşünmemişti?Ama ne sanmıştım ki zaten?! Ne bok yiyordum ben burada?
"Sen en iyisi al şu birayı da bana vodka falan karıştır" dedim barmene, büyük ihtimalle hala konuşuyordu ve sözünü kesmiştim
"İyi de bu hala dolu" dedi bana bakıp
Şişe birayı hızlıca elime alıp diktim. Anında tükenmişti. "Şimdi boş" deyip ona doğru ittirdim
O sırada vodkayı hazırlayıp önüme koydu "Bunu dene, canlı müzik etkisi yaratır" güldü
Hiç cevap vermedim ve tadına bakayım derken yine dibini gördüm. "İyiymiş" derken bir yenisi daha geldi...
Bir süre böyle devam ettim. En son kafamı kollarımın arasında yatarken buldum. Sanırım günün sonuna gelmiştim. Saatime baktım gecenin üçü olmuştu. Burada sabahlayacaktım neredeyse. Ve hala dopdoluydu. Vay canına eğer burada olsaydı bütün geceyi onunla geçirmiş olacaktım! Tüylerim yine diken diken oldu. Ayağa kalkmak için ayağımı yere bastım ama uyuşmuştu. Anında yere yapıştım, barmen atlayıp bana doğru geldi ve ayağa kaldırdı
"Bu iş hep bana kalıyor. Sana taksi çağırmamızı ister misin?" Gibisinden bir şey dedi. Tam ne dediğini anlamıyordum
"Hayır, birini ararım" deyip ekranını çift gördüğüm telefonumu elime aldım ve tabii ki Tamay'ı aradım.
Bir süre sonra 'yine mi' bakışıyla bana doğru gelen Tamay'ı gördüm. Barmen çantamı Tamay'a verdi ve bir şeyler konuştular. Açıkçası umrumda değildi. Sanki yıkılmış, yerle bir olmuştum. Abartmıştım da açıkçası.
Tamay beni taşıyıp uzağa park ettiği arabaya kadar götürdü "Buyrun küçük hanım"
"Üzgünüm Tamay"
"Üzgün olma, yaramazlığın beni biraz bunalttı o kadar. Her haftasonu sevgilimi barlardan toplamak hoş değil"
"Aslında sen haklısın Tamay" dedim, ne dediğimi de bilmiyordum işin aslı "Bende senin gözünü morarmış görseydim, bunu kim yapmışsa onunda gözünü morartırdım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Havadar
RomanceHerkesin her şeyi sırasıyla yaşadığı, güzel şeyleri ertelediği bu dünyada düzeni dağıtacak olan en güçlü şey neydi? Sıradan hayatı ufak bir tutku, bir parça şehvet ne denli değiştirebilirdi? Bu bir değişim hikayesi. Sorular bitmiyordu, söylesenize B...