Bu bölümü erken yazmak istedim sonuçta ilk bölümde genel olarak anlaşılmıyor bu ikinci bölümü okuduktan sonra hikayenin gidişatını daha iyi anlayacaksınız.Beklemediğiniz farklı şeyler olucak bu hikayede okudukca şaşıracaksınız ve aşkı farklı bir gözle izleyeceğiz...
Mirhan ağa için her şey zaten çok zordu.O kıza helalim demek bile zordu.Evde bir başka karısı varken ve ona böyle bir eziyeti nasıl layık görebilirdi.Onla evlenmesi hayatını altüst edecekti ama mecburdu ve bu kızı o seçmişti etrafında kız olmasına rağmen ezrayı diyarbakırdan alıp mardine getirecekti kuma diye .Peki başka bir kız değildi de niye ezraydı ? Bunu daha sonra anlatıcam size...Bu düşüncelerle dolmuşken kafam çoktan ezraların evinden çıkmıştık şimdi eve gidiyorduk hayatımın devamını başka bir kadınla daha geçireceğimi karıma söylemeye bukreme söylemeye .Çok içim yanıyordu ama care yoktu.
EZRA DAN
Kalbim pırpır ediyordu .Yüreğim sanki yangın yeriydi.Ben o yeşil gözlü adama tutulmuştum.Acaba o ne hissediyordu ve neden 2 gün sonraydı evliliğim erken değilmiydi.bu düşüncelerden çıkmış ve uykuya dalmıştım.
Hayatımın farklılaşacağı bir güne başlıyordum bugün kınam vardı ve yarın gidiyordum ilk defa herkes mutluydu ama sadece yüzleri gülüyordu gözlerinde bir acı vardı beni sevmediklerini biliyordum ama ilk defa annem bana acıyla bakıyordu ilk defa kızım canım içi demişti bana bu sabah.Bir an önce işleri halletmeliydim hazırlıklar tüm hızla devam ediyordu mirhan ağa öncden kıyafetleri ve bohçamı göndermişler bende bu sabah görmüştüm çok güzel bir gelinlik göndermiş acaba kendi mi seçmişti.Birden zeynebin sarılmasıyla sarsıldım zeynep bende 4 yaş küçüktü daha liseye gidiyordu o zehra hanıma çok benziyordu ve çok iyiydi
..'abla ne yaptın hazırmısın'demişti zeynep soluk soluğa 'Hazırım diyebilmişti ezra gönlündeki sevinçle misafirler yavaş yavaşgelmeye başlamıştı evin yardımcısı berçem hanım hepsine yol gösteriyordu bu büyük konağın ortadaki avlusu yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.Hanımların çoğu zılgıt çalıyordu.Bu benim içeriye girmemi bekleyişti.içeriye girmemle zılgıtlar hızlandı ve herkes ayaklandı.Çoğunun yüzünde üzgün bir ifade vardı genelde beni severlerdi ama herkes başkaydı merdivenlerden inerken gözüm dışarıya takıldı o anyine o yeşiller aramızda mesafeler olmasına rağmen o da beni gördü ve arkasını döndü bana ama neden...elime kına yakıldıktan sonra çoğu kişi gitmeye başlamıştı en son mirhanın annesi(berfe hanım) ezranın annesi(zerda hanım) baş başa kalmıştı ezraysa misafirleri geçiriyordu.zerda hanım yerinden kalkıp berfe hanımın yanina oturdu ve 'bak berfe hanım kızıma bunca senedir sevgimi belli etmedim hep üzerime kuma gelişini onu suçladım çok hata yaptım bu hayatta ve artık çok az bir ömrüm kaldı herşey yeni başlamıştı halbuki kimsenin haberi yok bu durumdan kızıma istediği gibi bir ana olamadım ama senden son bi isteğim var benim çektiklerimi ona çektirtme çekmesine izin verme mirhanın ona zarar vermesine izin verme ezramı koru ona ana ol sana yalvarırım..'demişti bir çırpıda berfe hanımsa gözleri dolmuş onun elini eline almıştı 'bak zerda hanım ömrüm kısa deme her derde bir deva vardır kendini üzme iyileşirsin ben yine analık yaparım ona ama senin analığın farklıdır 3 ay önce bir evladımı yazgınımı toprağa verdim içim nasıl yanar biliyormusun seninde bir evladın daha var sana muhtaç olan ana sevgisine mahrum olan 2 evladın var onlar için savaş bak biri tekerlekli sandalyede sen olmazsan kim bakacak ona'dedi ağlayarak zerda hanımsa 'savaşacağım 'demişti evlatları için sonrada ayaklandılar bu sırada kapıdan içeriye mirhan girmişti o sıradda ezrada peçesini kapatmıştı sadece gözleri buluşmuştu onla o kara gözlere bakmak istemedi mirhan ağa içinde bir yangın vardı onunda. ezrada mirhanın önünden geçip gidişini izlemişti sadece herkes gidince odasına çekildi ev ahalisi.yarın büyük bir gün olacaktı
İlk uyanan ezra olmuştu ve aşagı inip sofrayı hazırlamıştı sonuçta son kahvaltı hazırlayıştı bu evde .Hazırladıktan sonra avluya çıkmıştı son kez mardinde güneş doğuşunu izlemek için o sırada içerden gürültü geliyordu berçem kadınla kızı konuşuyordu ama neden ezranın adı geçmişti tam içeriye girecekken ezra duyduklarıyla beyninden vurulmuştu.kuma mı gidecektim ezra o an içeriye bir hışımla girip bağırmaya başladı ortalığı yıkıyordu demin özenle hazırladığı masa şimdi yerle bir olmuştu.bütün ev ahalisi mutfağa geldi halim ağa içeriye bir hışımla girdi ve karşısında ağlayıp yere çöken kızı ezrayla karşılaşmıştı.'sen ne yaptığını sanırsın ha ezra'
'sen beni nasıl kuma veririsin baba demişti sesi güçlükle çıkıyordu.'haddini bil benim kararımı sen nasıl sorgularsın 'dedi halim ağa o an ezra ayağa kalkıp ilk defa babasının üstüne yürüdü ve 'hiç acımdaın mı bana verirken he zehra hanım gibimi olacaktım zehra hanım gibi başka bir kadının hayatını mahvedecektiim her doğurduğum çocuğu kumamın kucağına mı verecektim tıpkı senin anneme duyduğun aşk yüzünden zehra hanıma annemin adıyla seslendiği gibi mi yoksa annneme nasıl bakıyorsun ve zehra hanımın bu zamanda neler hissettiğini benimde mi hissetmemi istiyorsun töredende senden de hepinizden nefret ediyorum demişti ezra hepsini yavaş yavaş kusuyordu ama halim ağa bunları duymayı kaldıramadı ve ezraya sert bir tokat attı Ezra tokatın etkisiyle yere düştü halim ağayla öfkeyle'nasıl annenin bir kusuru varsa o kadınında bir kusru varmış ve sen gidipo kusru kapadacaksın işte o kadar^'
ezra işteo an kalıp odasına gitti ağladı bağıra bağıara ama ne faydaydı giymişti kefenini ve bekliyordu azrailini cehenneme götürmek için o ev ona cehennemdi o aşk ona haramdı o kadın onun celladıydı nasıl yapacaktı orada nasıl hissedecekti işte zılgıtlar çalıyordu gelmişti mirhan ,dudağındaki yarayı kapatmayı başarmıştı ezra.
babası bağlamıştı kuşağını ve gidiyordu ezra son kez bile bakmadı bu eve arkada bıraktı yaşanılanları nasıl bir hayattı nasıl bir sınavdı bu neler olcaktı.arabada ne mirhan ne deezra konuşmuştu mardine gelmişlerdi ama bu evde herşey sessizdi sadece girerken kapıda testiyi kırdı ekmek geçirdiler başından ardından imam nikahını kıydılar ve allahtan o kadınla karşılaşmamıştı ezra odaya çıkarmışlardı ezrayı birazz sonrada mirhan odaya girmişti.EZRA ise bekliyordu mirhanı ağlayarak mirhan o küçük bedene yanaştı ve ayağa kalk demişti ezraya ezraysa ayağa kalkmıştı mirhan kırmızı duvagı açtı sonrada beyaz duvağını ezra içinse her sey suan boştu mirhan bir hareketle kızı yatağa itti ve belinden bıçağı çıkarıp parmağına ufak bir kesik attı kanın yatağa düşmesi bekledi ve sonra ayağa kalktı tam odadan çıkacaktı ki ezra seslendi 'nedir bu mirhan ağa' dedi'ben sana el süremem ki goca gül demişti ezraysa mirhanın karşısına geçip 'nedemek bu demişti 'şu demek ezra bu eve herkes kuma geldin diye biliyor evet doğru karımın çocuğu olmuyor sen bana bir evlat vereceksin diye biliyorlar ama sana dokunamam ki'
^'neden peki' demişti ezra mirhan derin bir nefes alıp'çünkü............
ACABA NE DEMİŞTİ MİRHAN NE OLACAKTI MİRHAN EZRAYA NİYE DOKUNMADI NE DEMEK İSTEDİ PEKİ DURUMDAN HİÇ BİR HABERİ OLMAYAN EV AHALİSİ NE YAPACAKTI ŞİMDİ BUKRE NE YAPACAKTI MİRHANSIZ EZRA NE YAPACAKTI BU EVDE VE DE YAZGIN NİYE ÖLDÜ?
İYİ OKUMALR İNŞALLAH BEĞENİRSİNİZ CANLARIM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Kumaydı Adı~
General Fiction"Kuma diye yazılır ölüm diye okunur." Hayatın ona verdigi bir armagan diye görmüştü onu ama yanılmıştı.Aslında hayatının bitmeyecek bir davaya girmesine neden olmustu.O gözler bir daha öyle bakarmıydı bir daha gülermiydi hayat ,ona acılar azalırmıyd...