Wade
"Oğlum sen ciddi misin? Hasiktir. Sikeyim. Ben ne yaparım lan babalarının yanında. Biliyorsun ağzımı tutamıyorum. İlla bi pot kırarım Petey. Senle aramı bozmak istediğim son şey biliyorsun."
Gergince odamda tur atarken bir yandanda ne yapabileceğimi düşünüyordum. Telefonun diğer ucundan gelen ses beni birazda olsa rahatlatıyordu.
"Wade, sakin ol. Sana güveniyorum tamam mı? Hiç birşey olmayacak eminim. Sadece küfür etmesen bile yeterli olacaktır."
Buna alaycı bir kahkahayla karşılık verdim. "Lan siktirtme götünü. Ne demek küfür etme. Nasıl konuşayım küfür etmeden. Yüklemsiz cümle gibi birşey oluyor. Siktir Peter. Gelmeyeceğim sanırım... Evet, evet. En iyisi bu."
"Wade kapat şu lanet olasıca çeneni. Ne korkak çıktın ulan sen. Altı üstü bir akşam yemeği. Ne kastın be. Gelmezsen elini sikersin. İyi geceler bebeğim."
Cevap vermeme izin vermeden yüzüme kapattı telefonu. Şimdi boku yemiştim. Yemeğe gitmek zorundaydım. Çünkü eğer gitmezsem Tony baba, bunun içinde bir bokluk olduğunu falan düşünüp yakamdan düşmezdi. Bir de ondan kaçmakla uğraşamazdım.
E tabi birde elimi sikme konusu vardı...
Saat gece yarısını geçtiğinde yatağıma yayılıp uyudum.
🌿🍃🌿🍃🌿🍃🌿🍃
Öğlen uyandığımda kendimi bir iki filmle oyalayıp, dizilerime gelen yeni bölümleri izledim. Saat yediye vurduğunda ellerim terlemeye, kalbimin atışı hızlanmaya başlamıştı.
Tuvalete girdiğimde aynanın karşısında durup kendime baktım. "Sen Wade Wilson'sın oğlum. Kendine gel. İki süper kahraman seni bu denli korkutuyor mu? Peter'ı düşün ve sakinleş. Onu becerdiğini düşün. Ya da düşünme. Tony'nin karşısında kalkık bir aletle oturmak pekte iç açıcı değil. Beynimi sikeyim. Gidiyorum."
Filmlerde ayna karşısında kendine gaz veren karakterler genelde başarılı olurdu. Bende niye olmuyordu lan?
Üstüme klasik eşyalarımı geçirip, her zamanki gibi kapşonumu kafama geçirdim. Kabullenmek istemesemde gergindim. Kendime yakıştıramıyordum ama bu sikik duyguyu hissedip hissetmemek elimde değildi ki amına koyayım.
Evin önüne geldiğimde gözlerimi yumup kendime gelmeye çalıştım. Zili çaldıktan sonra bir adım geriledim. Kapıyı baba Steve açtığında biraz rahatlamıştım. Tony'dense seksi sarışın bana daha yakındı.
Neredeyse 'naber moruk' diyecekken kendimi firenleyip içeri girince Tony'ye gösteriş yaparcasına "Merhaba efendim." dedim.
Peter boynuma sarıldıktan sonra "Lütfen sakin ol, seni seviyorum." diye fısıldadı. He amına koyayım iyi bok yedin. Pezevengin sakin ol dedikten sonra söylediği cümleye bakın.
Ayrıldığında gözlerimin içine baktı. Ulan harbiden bu çocuğu çok seviyordum be.
Tony'nin öksürük sesiyle gözlerimi Peter'dan ayırmak zorunda kaldım. "Hoşgeldin Wade."
Elini sıkarken karşılık verdim. "Hoşbulduk babalık."
Tony elimi sıkınca bunu beklemediğim için sıçradım. İçimden bir 'siktir' çektim. Moruk falan diyordum da adam güçlüydü he. Gözlerime baktığında korktum. Yok lan ne korkması, sikici bakış atmaya çalışırken bile tatlı oluyordu şerefsiz.
"Babalık?" dediğinde sesi sorarcasına çıkmıştı. Hasiktir lan. Babalık falan dememiştim değil mi? Başımı arkama döndürdüğümde Peter kafasını elleri arasına almıştı ve Steve'in de yüz ifadesi pek iç açıcı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Super Family
FanfictionBir aile düşünün. Her bireyinin efsane güçlü ve korkusuz olduğunu. Hikayede Stony ve Spideypool konuları hakim olacak...