4. Bölüm

327 16 2
                                    

Nazan: Serkan! O adam Eylül'ün peşini bırakmayacak. Tamam özür dilerim sana söylemem gerek ama nolur yanıma geç otur. Eğer şu an sen benimle küsersen Eylül'ü kurtarmak için hiçbir plan yapamayız. Oğlum tamam bana kızgınsın ama Eylül için...
Serkan: Peki. Eylül için...
Serkan diğer koltuğa oturur ve konuşurlar
Nazan: Adamlar bizim evin adresini biliyorlar. Eylül'ü buradan uzak tut. Bir de işin içinde Kemal var. Adamları o bulmuş değil mi?
Serkan: Evet.
Nazan: O zaman Eylül'ün yetiştirme yurdunda kaldığını da söylemiştir. Polise söylersek Eylül'e zarar verirler kaçarlar bir şekilde polis onları bulana kadar iş işten geçer. Kemal kendi başını yakmaz. Kendi evinin adresini vermez Mesude'yi düşündüğünden değil de oğlu için yapar bunu he bir de kendisi için. Eylül'ün işler halloluncaya kadar Mesude'de kalması gerek.
Serkan: Anne olmaz. Mesude Teyze kabul etse de Eylül kabul etmez.
Nazan: Biz de Mesude'ye olayları anlatırız.
Serkan: Sence inanır mı? Kemal'in işin içinde olduğuna inanır mı? Hayır!
Nazan: Kemal kısmini atlatırız.
Serkan: E bu kadın Kemal'i ziyarete gidiyor. Eylül'ün peşindeki adamları anlatırsa Kemal anlar. Sonrası yine aynı olur ya bir iftirayla ya da evin adresini vererek gönderir Eylül'ü yurda.
Nazan: Haklısın. Eee... Feride Hanım! Biraz onda kalsın olmaz mı? Yurttan izin alır merak etme.
Serkan: Anne Feride Hanım direk polise gider biliyorsun.
Nazan: O zaman ne yapacağız?
Serkan: Bence hayatımıza devam edelim ama tedbirli davranalım Eylül'ün peşini de bırakırlar. Eylül'ü sabah okula ben götürürüm, okul dönüşü yurda ben bırakırım.
Nazan: Yorulmaz mısın oğlum?
Serkan: Anne 15 dakika erken uyanıp 15 dakika geç gelsem ne olur?
Nazan: Sen bilirsin. Ama en ufak bir şüphede hemen beni arayacaksın. Bir de sık sık Eylül'le konuş. Tek başına dışarı çıkmasına izin verme. Yurt bahçesine bile güvenlik varken çıksın.
Serkan: Tamam. Sen Eylül'ü baya baya seviyorsun he?
Nazan: Sevmeyeyim mi oğlum aaa!
EYLÜL
Yurda geldiğimde odaya girdim, odada kimseyi göremeyince yemekhaneye girdim. Kader hâlâ yemekhanedeydi, ağlıyordu.
Eylül: Kader, ne oldu?
Kader: Eylül Derin...
Eylül: Ne olmuş Derin'e?
Kader: Araba çarpmış.
Eylül: Nereden öğrendin?
Kader: Annem söyledi. Beni suçluyor yine. Güya benim yüzümden kızının yanında değilmiş.
Eylül: Üzülme, gel buraya... Hangi hastanedeymiş?
Kader: Sordum söylemedi. Eylül, bir adam geldi yurda.
Eylül: Nasıl bir adamdı?
Kader: Boylu poslu, sumo güreşçisi gibi, sakallı bir adamdı. Sana bir de not bıraktı.
Eylül: Not mu?
Kader: Evet, burada... Al.
Notta şöyle yazıyordur
"Peşini bırakacağımı mı sandın bebeğim?"
Kader: Tanıyor musun? Kimdenmiş?
Eylül: Hayır. Alt kattaki Eylül'e gelmiştir herhalde.
Kader: Tamam. Ben verip geliyorum.
Eylül: Yok ben veririm.
EYLÜL
Lavaboya koşarak gittim. Ağlıyordum. Notu "Yeter!" diye bağırarak yırtıp çöpe attım. Tam Serkan'ı arayacakken o beni aradı.
Serkan: Aşkı... Eylül! Ağlıyor musun sen!
Nazan: Ne olmuş?!
Eylül: Yurda gelmiş, not bırakmış. Peşini bırakmayacağım yazıyor.
Serkan: Eylül tamam sakin ol. Hiçbir yere gitme. Bak, ben hemen geliyorum. Tamam mı?
Eylül: Hemen gel...
Serkan: Tamam geliyorum şimdi.
Telefonu kapatır Serkan Nazan'la yurda gelir. Serkan Eylül'e geldiğini haber verir Eylül bahçeye çıkar Serkan'ı görünce ona doğru koşar ve sarılır. Eylül titriyordur, korkuyordur.
Serkan: Tamam... Geçecek. Bak bakayım bana. Eylül... Gözlerin şişmiş ağlama bak.
Nazan: Oğlum titriyor, hastaneye sakinleştirmeye gitsek
Eylül titriyordur elleri, bacakları, dişleri de titriyordur. Hızlı hızlı nefes alıyordur ve kekeleyerek konuşuyordur ve ağlıyordur.
Serkan: Eylül...
Serkan Eylül'e sıkıca sarılır Serkan'ın da gözünden bir damla yaş akar. Bir taksiye binerler ve hastaneye giderler. Eylül yolda o adamı görür. Yani Osman'ı. Serkan'a söyler. İkisi de şaşırmıştır Eylül yolda başını Serkan'ın göğsüne koyar. Hızlı nefes alıp veriyordur. Serkan Eylül'ün saçını ve omzunu okşar. Ve sakinleştirmeye çalışır. Eylül'ün saçlarını öper. Hastaneye varınca tansiyonunun yükseldiği anlaşılır. Eylül'ü dinlenmeleri için bir yatağa yatırırlar. Nazan odadan çıkar Serkan çıkmaz.
Eylül: Korkuyorum.
Serkan: Allah kahretsin ki ben de...
Eylül: İntihar edeyim de kurtulayım!
Serkan: Eylül... Ne intiharı! Saçmalama. Daha çok gençsin. Hem biz daha evleneceğiz (Elini Eylül'ün elinin üstüne koyar) aynı yastığa baş koyacağız. Küçük Eylüller Serkanlar olacak daha. (Eylül güler) He! Bak işte hep böyle gül.
Bir saat sonra hastaneden çıkarlar Eylül yurda döner ve uyumaya çalışır hiç yemek yemez. Serkan da aynı durumdadır. Serkan da ağlamıştır Eylül de. Böyle iki hafta geçer.

2 HAFTA SONRA
Kızlar kahvaltı yaparken bir kız gelir.
X: Eylül, ziyaretçin var.
Eylül: Kim?
X: Bilmiyorum.
Eylül bahçeye çıkar güvenlik yoktur Osman'ı görür Eylül tam yurda girecekken adam bileğinden tutar.
Eylül: Ya benden ne istiyorsun!
Osman: Ya benim olursun ya da Serkan öl...
Eylül: Sus! Nolur ona bir şey yapma nolur. Bak pavyon kadını olmam umurumda olmaz ama Serkan'a bir şey yapma!
Osman: O zaman sessiz sedasız benimle geleceksin.
Eylül: Ya nereye!
Osman: Görürsün...
Eylül: Ya bırak kolumu!
Osman: Yürü lan!

-Bölüm sonu
Merhabacıklarrr bu bölüm de kısa oldu ama çabuk sonlandırmak istedim Çağla sizi çooğğğkk seviyorrr💞 Vote ve yorum yapmayı unutmayın😍

Aşk-ı EySerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin