YILDIZLAR - Tek Bölüm

12.5K 813 128
                                    



Sinem, arabasını çiftliğin kapısından soktuğunda, son metrelerde tuttuğu nefesi bıraktı. Nihayet evine dönmüştü. Sibel'in düğünü için gelmişti. Birkaç hafta tatil yapacak, bu süre içinde geleceği ile ilgili kararlar verecekti. Mesleğinin artıları, eksileri, hayatına kattıkları ve alıp götürdükleri üzerine kafa patlatmalıydı. Son aylarda yaşadıklarını ailesine bile anlatamamıştı. Çok çirkin tavırların ardından bir süre evinden de uzak kalmıştı. Hemen eve dönse mutlaka sinirle birilerinin kalbini kıracaktı. Şimdi daha sakindi ve o olayı anlatmayı düşünmüyordu.

Üzüm bağlarının arasından geçerken her an bir yerden fırlayacak yeğenlerini arıyordu gözleri. Annelerinin çocukları olduğunu ispatlar gibi ya üzümlerin ya da atların yanındaydılar. Ekin'in de Özüm ve Tanem gibi kısa sürede bağlarda koşturacağını biliyordu. Şimdiden annesi ile bağların arasında yürüyor, minik elleri ile koparttığı üzümleri ağzına tıkıştırırken poz veriyordu. Kendisine gönderilen fotoğraflarla avunduğu aylardan sonra nihayet yeğenlerini doya doya öpüp koklayacaktı. Gülümseyerek annesinin yaşadığı eve doğru yoluna devam etti. Toz kaldırmamak ve bağların arasından fırlayacak çocuklara çarpmamak için oldukça yavaş kullanıyordu arabasını.

Toprak eniştesinin yaptırdığı ev ve bungalovlar, içinde yaşandığını belli edecek kadar renkli ve hareketli gözüküyordu. Havuzdan su ve çocuk sesleri geliyordu. Kapalı havuz yerine o da soluğu açık havuzda alacaktı. Çok sıcak olmasının yanı sıra geçen yaz tatil yapmamış olmasının acısını çıkartacaktı. Mayıs ayında çekimleri başlayan dizide rolü kalıcı olmamıştı. Kısa sürede rol icabı yurt dışına gönderilerek ilişiği kesilmişti. Televizyon dünyasında beklediği atılımı yapamamıştı. Ne beklediğini de bilmiyordu doğrusu. Tiyatrosu da tatile girince, gönlünce tatil yapmanın önünde engel kalmamıştı.

Ablası Sibel, Polat Özcan ile evleniyordu. Ünlü dizi senaristi bir eniştesi olacaktı. Bir gün işine yarayacağını umuyor, hatta biliyordu. Yine de ne kendisini o ricayı yapacak kadar iyi oyuncu olarak görüyor, ne de böyle bir şeyi teklif edecek kadar çaresiz hissediyordu. Hem dizi çekmeyi düşünüyor muydu ki? En azından bir süre asla o ortama girmeyeceğini, bu süreçte yerine çok daha iyi oyuncuları bulacaklarını biliyordu. Yine de senarist bir enişte büyük avantajdı.

Kendisi ile yüzleşme şarttı. Ne istediğini bilmediği ortadaydı. Kısacık yolda bile defalarca fikri değişmişti. En iyisi bir süre tüm bu düşüncelerden uzak durmak, tatilin tadını çıkartmaktı.

Annesinin evinin park yerine doğru arabasını çevirdiğinde büyük evin mutfak kapısında Ayşe abla ve hemen yanında annesi belirmişti.

"Hülya Sultan, sen beni özledin de kapılarda mı karşılıyorsun?" diye bir yandan söyleniyor, bir yandan da arabasından iniyordu. İki yaşlı kadının da kendisine sımsıkı sarılması ile yuvasına kavuştuğunu anladı. Yanaklarına defalarca öpücük kondururken bir yandan da kokluyordu.

"Ayşe abla, sen sarma mı yaptın? Üstelik tarçın da koymuşsun."

"Bu kızın burnu da her kokuyu alıyor."

"Hiç söylenme Ayşe, sen alıştırdın bunları. Her şeyi kokluyorlar. Hadi gel içeri girelim, çok sıcak."

"Ece ablam nerede? Bağların arasından geçtim ama göremedim. Çocuklar da yoktu. Havuzdalar mı yoksa?"

"Ece ve havuz? Yeni bir tay geliyor. Gümüş Kanat'ın son tayı. Kısrağın başında hepsi."

"Aman, tamam ben almayayım. Üzümler neyse de atlar ile hiç aram hoş değil." Çocukluğundan beri ikisini de çok seviyor ama işlerinin çokluğu yüzünden uzak durmayı tercih ediyordu. At binmeyi özlemişti aslında. En azından biraz pratik yapmak iyi gelecekti. Ayşe onun düşüncelerini bilmeden söylenmeye devam etti. "Sanki üzümlerle çok hoş, yıkayıp önünüze koymasam yemiyorsunuz bile."

YILDIZLAR - Tek BölümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin