-Jungkook!Jungkook!
El salladığım halde neden görmüyor ki bu çocuk beni ?
Ha! Gördü.
-Çok güzel olmuşsun hayatım.
Belimden çekip dudağıma minik bir öpücük bıraktı.
-Ama kıyafetinin rengini değiştirmişsin? Neden?
-Beğenmedim.Hem sende lacivert giyinmişsin.
-Evet bulamadım bende olsun asıl çifti şimdi olduk.
-Hadi ilerleyelim güzel bir yer bulduğumuzda orada beni çekeceksin tamam mı?Bende seni AVM'de çekeceğim.
-Neden ben AVM'de?
-Çünkü dışarı da olursa herkes seni görecek. Ama AVM'dede görecekler. Of Jungkook!Neyse buluruz bir yer.
Bir şey demedi. Sadece elini belime attı. Bende onunkine. Arada birbirimize bakarak sırıtıyorduk.
Yaklaşık yarım saatlik yürüyüşün ardından AVM'ye gelmiştik.Dışarıda StarBucks olduğu için kendimize içecek alıp öyle içeri geçecektik.
Bahçesi çok güzel olduğu için orada çekinmek istedim. Ve Jungkook beni uzun uğraşların sonucu çekti. Hemen İnstagrama koydum.
*****(Kullanıcı adını yazmadım kendiniz istediğiniz koyun) : Bunu çeken insana aşığım. Ona çok teşekkür ediyorum. Ve onu seviyorum ^-^.
Attıktan hemen sonra telefonu çantama atıp içeri geçtik. Market bölümüne ilerlerken Jungkook'a ;
-Hadi sıra sende seni çekeceğim.
-Ama Bojo~
-O masum kedi bakışlarını yediririm sana.
-Of peki.
Ona başka yere bakmasnı söyledim yani şey gibi olacaktı haberim yokmuş gibi çek. Evet evet. Kkk~
Onun ki de hallolunca hemen instagrama koydu.
*Jungkook'un Ağzından*
Cidden çok eğleniyordum.O çok pozitif. Belkide hiç değişmedi...
Ah saçmalama Jungkook şimdi gülümse. Çünkü onunla mutlusun.
Çekince çektiği fotoğrafı bana getirdi. Yani ego kasmak gibi olmasın çok yakışıklı çıkmışım.
Hemen bende instagrama attım bekletmeden.
****(Kullanıcı adı?) : Meleğim~Bunu çeken kişi benim tek meleğim.Onu seviyorum~Seveceğim de.
Hemen telefonumu arka ebime attım ve markete girdik.
Market arabasını aldık.Ve reyonları gezmeye başladık teker teker.
-Yarım saat sonra-
Şuan iki tane market arabasını kullanıyoruz. Birinde Bojogae'nin abur cuburları ve annesinin bir kaç isteği. Diğerinde benim annemin ve benim bir kaç istediğim şeyler. Bir arabaya sığmadı biz de bir tani daha aldık. İyi yaptık valla yoksa çok ağır olacaktı.
Babama şoförü yollamasını söyledim yoksa bunları zor taşırdık. Şuan sacmalıyorum fazlasıyla.
-Jungkook yoruldum ben...
-Tamam ödeyelim çıkarız.
-Peki.
Esnerken ne tatlı oluyor ya.
Öderken fazla zorluk yaşadık yani para açısından değil . Sıra uzadı bizim aldıklarımızı geçirene kadar kasiyer 10 kişiyi geçirirdi. Abarttığıma bakmayın öyle.
20 dakika sonra parayı ödeyip aldıklarımızı tekrar market arabasına taşıyıp - ellerimiz de taşıyamazdık yoksa yarısı kalırdı- otoparka gittik.
Şoföre taksi parasını verip onu yolladım. Tek başımıza gidecektik. Ben bagaja yerleştirirken Bojogae ön koltuğa geçmişti bile.
Bagajı kapatım sürücü koltuğuna geçtiğimde Bojogae'nin uyuduğunu gördüm.
Resmini çekip telefonumu cebime koyup arabayı çılştırdım.
Zorlu trafiğin ardından yaklaşık 1 saat sonra Bojogae'yi evine getirdim.
İlk önce onun olan poşetleri kapının önüne taşıdım. Kapıyı hizmetli açmıştı arkasında annesi vardı.
-Oh? Jungkook? Bojogae nerede?
-O arabada uyuyor efendim.Poşetlerini koyayım onu getireceğim.
-Peki evladım sana iyi günler.Annene selam söyle.
-Peki efendim.
Poşetleri vermeyi bitirince Bojogae'yi kucakladım ve yavaşça odasına çıkardım.
Nazikçe yatağına bıraktım ve alnını ve dudağını öpüp çıktım.
457 kelime en uzun bölüm. Ve Yarıl saatte yazdım rekorum olmalı mjszjmzj.