III

255 21 12
                                    

Ertesi gün konakta şüpheler ve meraklar kol geziyordu. Herkes kuma geleceğini biliyordu. Ama yeni kumanın kim olacağını kimse bilmiyordu. Küçük kara kuzu Keje Zozi bile huysuzdu. Durmadan ağlıyordu. Gece onun sesini duyan Keleçan bir hışım Dilo'nun odasına girmiş kapıyı da çarparak kapatmıştı. Keleçan'ın şerrini hisseden zavallı Keje Zozi ağlamasını şiddetlendirdi, feryat figan ortalığı inletmeye başladı. Sürmeli gözleri ile bir Dilo'ya bir Keje'ye bakan Keleçan sinirden köpürüyordu. 

"Hem kız doğurmuşsan hem de eve huzursuzluk getirmişsen. Allah için Dilo bu ses nedir gece gece? Sustursana şu bebeyi. Bir işi de beceremezsin. Bugüne kadar erkek bebe veremeyen avrattan ne hayır gelmiştir de senden gelsin?" 

Garip Dilo hüzünlü hüzünlü Keleçan hanıma bakıp "Ana bebektir ağlıyor işte. Ama susturacam birazdan merak etme." dedi. Keleçan hanım bastonunu yere vurup "Sen susturacaksın ha Dilo? Becerebileceksen sustur. Ne yap ne et sustur şu bebeni. Sabah da erkenden kalk ev işine yardım et. Yattın zaten yatacağın kadar." Dilo tam ağzını aralayıp bir şeyler fısıldayacaktı ki Keleçan geldiği gibi bir hışım çıkıp gitti.

Keleçan tarafından haşlanan Dilo, Keje'sini susturmaya çalışıyordu. Minik Keje sanki istenmediğini hissediyordu. Dilo yavrusunu böğrüne bastırıp olduğu yerde sallanmaya başladı. Biraz sakinleşen Keje Zozi az sonra uykuya daldı.

Her sabah olduğu gibi mutfakta gün doğmadan hazırlıklar başladı. Başta Nazire ve Gülşen olmak üzere herkes başaşçı mutfağa gelmeden önce işleri bitirmek için uğraşıyordu. Lütfiye mutfağa girdi. Herkes tek tek onu selamladı. "Günaydın Lütfiye abla."  Lütfiye hiçbirine cevap vermedi. "Bugün gözleme pişirilecek." dedi.  Nazire ve Gülşen kısa bir an göz göze geldikten sonra işe koyuldular.

Bir saat sonra herkes uyanıp kahvaltı masasının etrafına dizilmişti. Kız bebek haberinden sonra konaktaki gerginlik sürüyor, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Masadaki herkes sakin sakin yemeğini yiyordu. Derken Cudi, gözlemelere uzandı. "Neyli bunlar?" diye sordu. Kapının eşiğinde hazırolda bekleyen Nazire "Kıymalı." diye cevapladı. Cudi büyük bir iştahla bir ısırık aldı ve Nazire'ye gülümsedi. Tam bu sefer düzgün yapmışlar diye düşünürken ağzından çatur çutur sesler gelmeye başladı. Sanki kıymalı değil de taşlı çamurlu gözleme yiyordu. Çılgına dönen Cudi birden yerinden fırladı. Mutfağa Gülşen'in yanına gidiyordu. Giderken kapıda bekleyen Nazire'nin kolundan tuttuğu gibi onu da peşinden sürükledi. Kahvaltısı zehir olan, belki de dişlerinden birini kaybeden Cudi, bir türlü düzgün yemek yapamayan bu ikisini ceza olarak ahıra kapatacaktı.

Keleçan olan biteni hiç umursamadan yemek yemeye devam ediyordu. Saatler geçip Keleçan nihayet doyduktan sonra geğire geğire masadan kalktı. Mutfaktan gelen seslere hiç aldırış etmeden fıldır fıldır dönen gözlerle merdivenlerden çıkan Féyruz'u süzdü ve Tahsin'in yanına Agit'i bulmaya gitti.

Tahsin'i gören Keleçan ağrıyan belini unutup koşa koşa yanına gitti. "Nerde ağan?" Birden önünde Keleçan hanımı gören Tahsin irkilerek "Az önce ahıra hayvanlara bakmaya gitti hanımım." Keleçan ahıra gidip kapısını açtı. İçeride Agit ve konağın ırgatlarından Hasan vardı. 

Keleçan, yavaş yavaş tezekli yerlere basmamaya çalışarak içeri girdi. Kaygan yerde düşüp ağrıyan belini tekrar acıtmak istemiyordu. Zaten dün sürdüğü şifalı tezek sayesinde yeni yeni iyileşiyordu. 

"Agit buraya bak la here." 

Anasının sesini duyan Agit boğazını temizleyip ırgatı yanından gönderdi. Arkasını dönüp anasına yaklaştı. 

"Ne var ana. Ne işin var senin burada?" 

Sırıtarak Agit'e bakan Keleçan ahırı şöyle bir süzdü. Koyunlarına, keçilerine iyice bakıp tekrar Agit'e döndü. 

"Sana hayırlı bir iş söylemeye gelmişim. Dün bütün konağı aradım yoktun. Nerdeydin bütün gec..." Anasının üstüne sinirle yürüyünce Keleçan'ın lafı yarıda kaldı. Yutkunup oğluna bakan Keleçan tekrar tekme atmasın diye duacıklar ediyordu.

"Uzatma söyle ana. Ne işi bu?" deyince Keleçan cevap verdi. "Sana yeni kuma bulmuşum oğul." 

Şaşırmış gibi yapan  Agit "Kimdir?" diye sordu.  Altın dişlerini göstererek gülen Keleçan 

"Féyruz. Rezan ağanın kızı Feyruz."

Agit "Dilo'nun kardeşi? Ana sen ne yapıyorsun tekrar kız bebek mi istiyorsun gördük işte Dilo'yu kardeşini getirip ne yapacaksın?"  dedi.

"Oğlum Dilo'nun anasıyla Féyruz'un anası bir değil. Unuttun herhal. Féyruz'un anası tam sekiz tane oğlan doğurmuştur. Féyruz da bize erkek bebe verecek ben biliyorum. Hem o Dirijan hanım da görsün. Dilo'yu öve öve bitirememişti." 

Dirijan deyince yine köpürmüştü Keleçan. Ebedi ve ezeli düşmanıydı Dilo'nun anası Dirijan. Kızını da almazdı ama kocası anlaşmıştı Rezan ağa ile. Dilo erkek çocuk doğursaydı Dirijan hanımın havasından geçilmezdi lakin şimdi ortalıklarda görünmüyordu. Torununu görmeye geleceği günü sabırsızlıkla bekliyordu. Keleçan bu düşüncelerle sırıtmaya başlarken Agit "İyi. Sen bilirsin erkek çocuk doğursun ama keçilerden çok yollama. En kısa zamanda hallet bu işi." deyip ahırdan çıktı. Geçerken Keleçan'a çarpan Agit, anasının düşmesine sebep oldu. Tezekli yere kapaklanan Keleçan sinirle en sevdiği basma mor güllü şalvarına baktı. Bu güzel gün için en sevdiğini giymişken şimdi tezeğe bulaşmıştı. Kafasını kaldırıp keçilerine bakınca keyfi tekrar yerine geldi.

Keleçan tezekli giysileriyle ahırdan çıktı, kapıdaki ırgata "Hazırla 15 keçiyi karşı köye gideceğiz." dedi ve konağa yöneldi. Hamama gidip arap sabunuyla bir güzel yıkanıp en güzel giysisi kırmızı kadife entarisini giyip sürmelenip dışarı çıktı. O sırada odasından çıkan Dilo anasını görünce şaşırmıştı. En son kendini almaya geldiklerinde bu elbiseyi giymişti. "Ana hayırdır?"  Dilo'ya gülerek bakan Keleçan "Hayırdır hayır Dilo hanım." Aklına torunu gelince birden hiddetlenip "Sen kimsin de bana soru soruyorsun Dilo! Git ahırı temizle her yer tezek dolmuş." diyerek aşağıya indi. Dilo öylece bakakaldı.

Jinda köyünün girişinde katırın üstünde Agit, kendisi için aldığı katıra oğlunun binmesine kızan bir Keleçan ve arkada 15 keçiyi zaptetmeye çalışan Tahsin... Muhteşem üçlü, yavaş yavaş Rezan ağanın evine doğru yol alıyorlardı.

Rezan ağanın evinin önüne gelince Keleçan altın dişlerini göstererek sırıttı ve kapıyı çaldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bejindar İkizleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin