Onu 2. Görüşüm

908 36 2
                                    

 Yine lanet okula geldim, ilk derste matematikti. Deniz ve Selin beni bekliyordu kantinde. Seni düşünmekten onları unutmuştum. Sınıfa girdiklerinde selam vermediler. Haklılardı. Benim suçummu ki, aşktı bu aşk.

- Kızlar? Biliyorum, unuttum sizi. Ama inanın unutamıyorum onu, resmen içime girdi, çıkarmak istemiyorum. Düşünmekten unuttum sizi.

Deniz:

-  Görende Leyla Mecnun ikilisi sanacak Azra. Biraz sakin olsana..

- Ben de her gördüğüm ikilileri öyle sanardım, ta ki böyle olana kadar. Ama inanın bir gün sizin başınıza da gelecek !

Selin:

- Aman hadi kantine gidelim, acıktım. Aşkını kendine sakla Azra. Biz açız. Hadi .

- Of pekala. Hamburgerler benden ..

İkisi:

- Haha bizim için hava hoş.

Ne kadar şansısız. Kantine indik zil çaldı. Ve ben yine seni düşünmekten duymadım zili. Kızlar sağolsun. Selin :

- Azra, bu kadar kaptırma kendini.

-Ya anlamıyorsun, olmuyor. Gelmeseydi bu şehire. Seviyorum işte..

- Tamam eviyorsunda, hangi aşk kitabında yazılmış böyle karşılıksız sevmek?

- Anlamıyorsun selin, bunu anlatamam sana. Ama emin ol başına gelsin diye bol bol dua edeceğim.

Deniz:

- Hoca geliyor kızlar, susun.

Ders matematik, en nefret ettiğim ders. Ama sanırım bu dersi dinleyemicem seni düşünmekten. Bir daha çıksan karşıma ne olur ki? Aynı şehirdeyiz ama bir kere gördüm seni. Kaçma benden..

Öyle dalmıştım ki onun hayaline, dersle alakam yoktu. Hatta hoca nın bile yanıma geldiğini farketmedim.

- Azra? Derse başladığımızdan beri hiç katılmadın derse. Kalk bakalım tahtadaki soruyu çöz.

- (lanet olsun) dedim içimden. Kalktım, ne yapacaktım ? Kalemi elime aldım ama hala Kaan da kaan aklımda.' 3x-8=34(7x.1)'. Bu nasıl bir soru demiyordum, çünkü yine Kaan yine Kaan. Hatta yazmaya başladığımda, 'Kaan' yazmışım ama farkında değildim. Hoca:

- Cevap Kaan mı Azra?

- (Lanet olsun rezil oldum) dedim içimden. Hocam ben...... Apar topar sildim o yazıyı. Ama herkes ir kahkaya içindeydi. Rezillik bu olsa gerek!

- Otur Azra, seni bugün hiç iyi görmedim.

Oturmamla zilin çalması bir oldu. Eve gidiyordum nihayet. Selin:

- Bir kafe de oturalım, yarın tatil. Deniz:

- Farketmez. Azra ne dersin?

Ben yine Kaan da Kaan. Yine onu düşünüyordum.  Sanki içimdeki bir ses onu göreceğimi söylüyor. Onu bekliyorum. Selin:

- Azra?

- Azraaaaaaa !

- Ha, ne, ne oldu, niye bağırıyorsun?

- Sabahtan beri senin cevap vermeni bekliyoruz. Yine mi onu düşünüyorsun?

- Ne yapayım ya, görseniz bana hak verirsiniz. Deniz:

- Ay sanki 40 yıllık aşk ya, kızım bırak düşünmeyi. Karşılıksız aşk mı olur?

- Olur olur, siz bilmezsiniz. Neyse nereye gidiyoruz?

- Sahil Cafeye gidelim.

- Hadi o zaman.

Her zaman huzur bulduğum bu kafede, bugün daha çok huzur bulmuştum. Sanki her şey yolunda, dualarım mı kabul oluyo ne? Denizin karşısına oturduk. Kızlarla geldiğim bu kafede bugün seni hayal ediyorum Kaan. Başbaşa oturduğumuz o masayı. Rüzgarda uçuşan o saçlarının kokusunu çekiyorum içime, ' Seni Seviyorum ' diyorsun. Ben diyemiyorum. Çünkü demekten daha çok seviyorum seni. Yetmez anlatmaya. Ve ben yine daldım sana, denizdeki dalgalara baktım. Yumuşaktılar. Sanki senin geleceğini söylüyorlardı. Yine Kızlar:

- Azra hiç konuşmuyoruz, nasıl bir çocuk bu? Nasıl bir aşktır. Her şeyi unuttun.  Kenan da Kenan, başka bir şey yok!

- Kenan değil o, Kaaan. Çocukta değil. Sadece benim hayali ilk sevgilim. Bilemezsin, aşk öyle birşey ki her şeyi unutturuyor size. Deniz:

- Belli zaten.

- Yapmayın ama, seviyorum, size ne zararı var.

- Neyse susalım.  Birden gözlerim karşı masaya dikildi. O kimdi? Sarı saçlı, ela gözlü. Allahım şükürler olsun. Kaandı bu. Selin:

- Yine nereye daldan azraaa!

- Şu karşı masada.

- Kim?

- Ka.. Ka.. Kaan..

- Bu Kaanmı? Vayyy.

Tek başına oturuyordu, tam yanına gitmeye hazırdım ki, bir kız oturdu yanına. Sarışın bi kız. Elini tuttu onun. Kıskanmak mı? Yedim bitirdim kendimi. Sevgilisi vardı demek. Belli  etmedim, doldu gözlerim. Apar topar koşarak uzaklaştım oradan. Kızları bile unutmuştum. Eve geldim, odama kapandım. annem:

- Açarmısın kapıyı kızım!

- Gidin başımdan gidin!

Ağlıyordum, öyle ağlıyordum ki, sana gel diyordu gözyaşlarım Kaan. İçimdeki umudu yerle bir ettin Kaan.. Şimdi daha zor olacak, seni nasıl unutacaktım ki  ben ? Yıktın yağmaladın bu kalbi.. Şimdi sen onla gülerken ben burda ölüyorum, görmüyorsun Kaan!

Toplamalıydım kendimi, ben bu kadar güçsüz olamazdım.. Hangi okula gidiyordu acaba?.. Seni peşşini bırakmayacağım Kaan. Cehennemin dibinde de olsan bulacağım seni !

İlk SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin