"Hadi ama onunla ilgilenmelisin."
"Anne benim gitmem lazım. "
"Ama o senin kardeşin..." diyerek mağrur bi ifade takındı Songül.
"Anne yine mi duygu sömürüsü"
diyerek gözlerini çevirdi ama annesinin kalbi kırılmasın diye kafasını çevirmeyi de ihmal etmemişti.Annesi böyle yaptığı zaman Mert'e istediği herşeyi yaptırabiliyor. Bu , onun en zayıf noktası annesi dünyada değer verdiğin yegane kişi , birde kardeşi vardı tabii.
**********************************
- İşte başlıyoruz. Yanaklarını şişirip bir "puf" çekti. Ben bunu nasıl yapacağım acaba diye sitem etti.
Okulun verdiği bi ödev vardı. Mert'in bunu 1 haftaya bitirmesi lazımdı. Tam ödevine yoğunlaşıyordu ki Annesi : - Kardeşine bakmalısın sana ihtiyacı diye seslendi aşağıdan. Cidden annesi seçe seçe bu zamanı mı seçmişti ? Neyse görünen o ki bugün okul ödevi ile ilgili pek birşey yapamayacağım diye düşündü.O yüzden annesine -Tamam anne geliyorum diye seslenerek aşağı kata indi.
***********************************
- O güzellik naber ? Diyerek televizyon izleyen kardeşinin yanına çöktü resmen.
- İyiyim sen nasılsın ağabeycim.
- Sağol bende iyiyim.Ne izliyorsun bakalım.
- "Pepe izliyorum diyerek gözlerini devirdi Deniz". Ağabeyinin artık bunu sormasından bıkmıştı. Çünkü o sadece tek birşey izlerdi. "Dışarda dizisi".
- Oyy büyümüşte ağabeyine trip atıyor. Diyerek yanağından makas aldı Mert. Hadi counter strike oynayalım diyerek kardeşini elinden tutup kaldırdı koltuktan ve bilgisayar başına geçtiler.
Aynı takımı seçip oynamaya başladılar.
- Arkanda ağabey arkanda duvarın dibine çöm. Deniz öyle bir heyecanlı oynuyordu ki Mert gülümsemeden edemedi.
- Tamam gördüm.Sende sniper var ben oyalarken indir onu sen."Anlaşıldı mı asker" diye takılmayı da ihmal etmedi.
- İşte bu ! Diye ciyakladı kardeşi. Adamı tam kafadan vurmuştu. Ağabeyine - çak bir beşlik diyerek beşlik çaktı. Annelerinin "yemek hazır" sesi ile bilgisayardan kalktılar.Ve sofraya geçip babalarının gelmesini beklediler.
-5 ..4 ..3 diyerek geri sayımı başlattı Deniz. Bunu her akşam yaparlardı ağabeyiyle.
- 2.... ikisi aynı anda 1 diye bağırdı ve kapı çaldı. - Ben açarım diyerek kapıya doğru koştu Deniz.
Kapı sürgüsünün sesinin ardından "Hoşgeldin baba" diye ciyaklayıp babasının kucağına atladı Deniz. "Hoşbuldum güzel kızım" diyerek öptü Denizi , Selim bey. Sonra da hep beraber akşam yemeğini yediler.
*************************************Selim bey bir avukat .İşinde gayet başarılı bir adam.İpek gibi bir sesi var ve kelimleri öyle bir kullanıyor ki ister istemez insanın içine işliyor. Mavi gözlere ve kestane rengi saçlara sahip. Deniz saçlarını babasından almıştı zaten Mert ise gözlerini almıştı. Selim beyin bakışları insanın içine işlerdi adeta vücudunuzun en dibindeki hücreyi bile okurdu.
*************************************
- Deniz ağabeyine güzel bir kahvaltı hazırlayalım mı ?
- Evveeet! Diye ciyakladı. Şşt bağırma ağabeyini uyandıracaksın. Selim bey sabah erkenden büroya gitmişti. Mertte izinli olduğu için okula gitmemişti.
- Hadi o zaman sen şu yumurtaları kır bende sucukları doğrayayım.
- Tamam Songül sultan deyip gülümsedi Deniz. Annesi dönüp bakınca - Ağabeyim öğretti hep sana Songül sultan diyor ya bende ondan şey ettim. Diye açıklama yaptı sanki yanlış birşey demiş gibi de kafasını eğdi. Annesi bu halini görünce gülümsemeden edemedi. Benim akıllı kızım ağabeyini tekrar da edermiş diyerek öptü yanağından kızını.
- Kızım hadi git çağır ağabeyini bende çay koyayım. - Tamam anne diyerek yukarı kata çıkan merdivenleri tırmanmaya başladı Deniz.
- Ağabey , uyan hadi kahvaltı hazır. Tuhaf bir ses çıkardı Ağabeyi. Ağabey hadi ama kahvaltı hazır. Ağabeyi bu seferde bir homurtu çıkarınca , kendi yastığından bir tüy çıkarıp geldi. Ve ağabeyinin burnuna sürtmeye başladı.
- Ihh. Yapma Deniz. Diyerek sağa sola dönmeye başladı Mert. Deniz ağabeyini duymazdan gelerek tüyü burnuna sürtmeye devam etti. Mert uyuyamayacağını anlayınca kalkıp , gerindi. Denizi unutmuş gibi yaptı. Tam Deniz arkasını dönerken onu çekip yatağa attı ve gıdıklamaya başladı.
- Ben sana ne dedim hı ? Beni rahat bırak demedim mi ?
- Ama... Ağabey...:ağabeyi gıdıklarken gülmekten konuşamıyordu.Gülmelerinin arasında - Sen birşey demedin ki sadece sadece garip garip sesler çıkardın dedi.
Mert bir an durup düşünüyormuş gibi yaptı. - Hmm , galiba haklısın ama Yinede bu birşey değiştirmez diyerek kardeşini gıdıklamaya devam etti.Sonra Mert elini yüzünü yıkamaya gitti ardından Mutfağa inip çay koyan annesine arkadan yaklaşarak onu öptü ve Günaydın Songül sultan dedi. Songül hanım da günaydın canım oğlum deyip çayları getirdi.Ve birlikte kahvaltı ettiler. Kahvaltı bitikten sonra annelerine sofrayı kaldırma da yardım ettiler. Bu esnada telefon çaldı. - Deniz ben bakarım deyip telefonu açtı. Alo buyrun?
Karşıdaki ses - Songül Alyürek ile mi görüşüyorum?
- Deniz , ben kızıyım bir dakkika telefonu anneme veriyorum. Anne telefon sana. Songül hanım kimmiş diyor sordu. Bilmiyorum anne.
- Alo buyrun...
- Songül hanım?
- Evet.
- Ben emniyet müdürü başkomiser Rıza çoruh , Kocanız selim bey .... Ardından uzun bir sessizlik oldu. - Evet kocam ?
- Başınız sağ olsun.
*************************************Değerli arkadaşlar ilk olduğu için yanlışlarım olabilir lütfen kusura bakmayın ama düzeltmek için elimden geleni yapıyorum. Umarım sizi, sizden alıp götürecek bir kitap yazabilirim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET (DÜZENLENMEDE)
خيال علمي"Kehanet , kaderini baştan sona etkiliyor." "Yanlıyorsun. Kaderim , kehaneti baştan sona yaşatıyor."