Biz tamamen farklıyız...

170 8 3
                                    

Hayatım boyunca özgüven eksikliği yaşamışımdır.ve hala da yaşıyorum.bu berbat birşey.yani sürekli kendime sövüyorum,ama arkadaşlarım sırf beni avutmak için bana yalan söylüyorlar.bu gerçekten berbat bir hayat...

sürekli tedavi oluyorum psikologlar, hocalar, arkadaşlarım.... hepsinden yardım alıyorum fakat olmuyor.hiçbiri bana kendimi iyi hissettirmiyordu.

ailem biraz yanlız kalmam gerektiğini söylüyorlar,ama yanlız kalırsam iyice batarım.ben artık umutsuz bir vakayım.umutsuz vaka.fakat ailem,arkadaşlarım hepsi beni avutmak için yalan söylüyor bazen kendime söylenirken o kadar usanmış olmalılar ki odadan çıkıp beni yanlız bırakıyorlar.

hee! siz benim nasıl bu hale geldiğimi merak ediyorsunuz.aslında uzun hikaye ama sadece şunu söyleyebilirim ki  ; popülaritesi için canını verecek bir ergenle çıktım desem?anlarsınız dimi? evet kesinlikle...

2 yıl sonra 17 yasında...

artık karar verdim, ailemin gönderdiği yere İSTANBUL 'A gidiyorum.zor olacak ,ama olacak.

uyanır uyanmaz ayağa fırladım erken kalkmayı seviyorum,saçma sapan aşk kitapları okuyarak hayal kuruyorum,kendime göre uyarlıyorum.ama hoşuma gidiyor.üstüme pembe örgülü bir kazak geçirdim,altımada beyaz dar pantolonumu geçirdim.evet gerçekten berbat görünüyordum.doğru bildiniz,hala depresyondayım acaba benden başka var mıdır hayatını depresyonda geçiren?!?! herneyse...

annem yoktu.kahvemi ve kulaklığımı alıp camın önüne geçtim. müziğimde kaybolmayı seviyorum.

camdan gelen tıkırtıyla, muhteşem kitabımdan başımı kaldırıp cama baktım.yağmur yağıyordu.bugün benim günüm, bütün istediklerim yanımda

1. kahve

2. kulaklığım <3<3<3

3. yağmur

4. sevgilim, dur benim lanet olası tipime bakacak maymun bile yok dünyada..bunu eledim.

ayağa kalkıp kapıya yürüdüm üstüm okadar kalın olmasa da lütfenn !?! yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyor.kulaklığımı kapıp,kendimi dışarı attım.

yüzümü gökyüzüne çevirip kollarımı yanlara açtım.yağmuru yüzümde hissetmek..tek kelimeyle muhteşem.

çimlere doğru yürüdüm ve İzmir'deki son günümü unutulmaz hale getirmek için çimlere uzanıp kollarımı ve bacaklarını açtım , bu gerçekten harika.heryerim sırılsıklam olmuştu ama buna değerdi..

eve girip sıcak bi duş aldım.aşağı indiğimde annem gelmiş televizyon izliyordu.gidip yanağına bi öpücük konurdum.

''bavulların hazır mı Beste?'' yüzünü bana çevirerek isteksizce gülümsedi.

''evet anne yarın kaçta hava alanına gideceğim''

''saat 1 de orda ol derim'' dedi, soğuk yüz ifadesine bürünerek.benim gitmemi istemiyordu ama iyiliğim için yolluyordu,yada öyle zannediyordu..

''tamam'' deyip odama çıktım, odamı seviyorum,bi dakika herşeyi seviyorum sadece kendimi değil.

bavullarımı kontrol edip asla kulağımdan tekini çıkarmadığım kulaklığımla yatağa atladım.tamamm bunu da seviyorum yani kim sevmez ''yatak'' kavramını.uyumak ve göt büyütmek için yeterince uygun.gözlerimi tavandaki yıldızlara diktim.onları altı yaşlarımda babama yapıştırtmıştım,ve sonra cıkmadılar.yinede parıldamaları ve tavanımı ışıklandırmaları beni mutlu ediyor.yorulan gözlerimi ağırca kapatıp yeni hayatım için kendimi hazırladim...

ilk bölüm sarmadı farkındayım fakat 2. bölümde saracağına eminim.. herneyse görüşlerinizi bekliyorum.

lütfen beğendiyseniz yorum yapın çünkü ona göre devam edicem.

öptüm =))

Biz tamamen farklıyız..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin