(yazarın anlatımı)
Bu sabah erkenden kalkıp liderin kaldığı odada menajerleri tarafından toplanan üyeler bir yandan yeni uyanmanın verdiği sersemlikle etrafa bakıyor bir yandan da merak la menajerin gelmesini bekliyorlardı. İçlerinden biri dayanamayıp
''hyung~ bu saatte neden buraya geldik'' diye sordu
''nerden bilebilirim buraya birlikte geldik''
Uykusuzluğun etkisiyle hepsi hiç olmadıkları kadar huysuzdu. Kapının açılmasıyla hepsi oturdukları yerlerden kalkıp menajeri selamladı. Menajer vakit kaybetmeden konuşmaya başladı
''bu yıl çok çalıştınız çocuklar. Lafı fazla uzatmayacağım biz düşündük ve bu yaz bir tatili hak ettiğinizi düşünüyoruz. Üç gün içinde bitecek olan fotoğraf çekiminden sonra Kore'ye döndüğümüzde başka hiçbir şey yapmayacaksınız'' Menajer bunu söyledikten sonra en büyük üye
''nasıl yani hiçbir şey yapmayacaksınız?'' diye sordu
''şöyle ki grup evinde oturup istediğinizi yapabilirsiniz, sabah erken kalkıp şirkete gelmenize ya da saatlerce prova yapmanıza gerek yok. Çok çalıştığınız için bu yaz tatil yapacaksınız. Tabii bu bir yere gidebileceğiniz anlamına gelmiyor Kore'de istediğiniz kadar gezin.'' Bu açıklama sonrasında bütün üyeler tatil yapacakları ve dinlenecekleri için sevinçle birbirlerine bakıp gülerken menajer son bir şey ekledi
''Evle ilgilenmesi için birini ayarlayacağım yoksa tatilden sonra sizi bulamayabiliriz.'' diyip odadan çıktı.
''woaa demek bütün yaz erken kalkmak zorunda kalmayacağız süpeeer'' etrafta küçük yaramaz çocuklar gibi gezinip her şeyden eğlence çıkarmayı başaran bir grubu bütün yaz başı boş bırakmak biraz tehlikeli olmaz mı? Birlikteyken ne yapacakları belli olmayan gençler bütün yaz tatilleri boyunca sadece oturup dinlenemez ve yine bir sürü tehlike sınırlarını zorlayan şey yapabilirdi. Menajer ya bunları düşünmemişti ya da onlara fazla güveniyordu.
(3 gün sonra çekimler bitince)
''yarın Kore'ye dönüyoruz ve bir daha erken kelkmak yok'' hepsinde aynı sevinç vardı, aralarından biri
''ben odama gidiyorum uykum var'' dedi ve çıktı diğerleri odalarına gitmeyip en büyüklerinin odasında kaldı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde merkezden uzak küçük otelde herkes uyurken bir çığlık yükseldi
''YANGIN VAR!!'' ve bütün otelde büyük bir kargaşa oluştu. Kısa sürede büyün odalar boşaltılmıştı. Yangının söndürülmesini korku ve merakla bekleyen üyelerden biri
''Hey Suga nerde ?''diye sordu ve cevabını kaldığı odanın balkonunda beliren kişiyle aldı. Onunla aynı hizada otelin ikinci binasında da bir kız belirdi. İki bina da aynı otele ait olduğu için binalar birbirine oldukça yakındı. Menajer ve üyeler itfaiye ekiplerine onları kurtarmaları için resmen yalvarıyordu. Balkondaki kız Suga'nın olduğu balkona doğru uzanıp
''elini uzat o odadan çıkamazsın'' diye bağırdı. Balkondaki genç durmadan öksürüyordu ve zorda olsa
''beni taşıyamazsın'' diye karşılık verdi boğuk bir sesle
''seni kurtarabilirim Suga bana güven'' Suga kızın söylediğini yapıp yapmama arasından kalmışken odadan çatırtılar ve dolabın devrilme sesi gelince yavaşça balkonun demirinin diğer tarafına geçti. Kızın önce bir elini sonra diğer elini tuttu. Kız sakin kalmaya çalışsa da korkuyordu çünkü şu an balkondan sarkarak tutuğu kişiyi kurtarmaktan başka şansı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M YOUR ANGEL
Fanfiction''...sizi canım pahasına korurum...'' ''...elimizden bir şey gelmez gitmeme izin verin