(Haneul)
Ertesi gün anca öğlene doğru uyanabilmiştim. Ben daha yeni uyanmış kendime gelmeye çalışırken Jimin'le birlikte bana kıyafet getiren kız geldi.
''günaydın''
''günaydın unni'' Jimin ona noona dediğine göre benimde unni demem gerekiyordu sonuçta
''yarım saat sonra basın toplantısı başlayacak onu haber vermek için geldim'' dedi gülümseyerek
''ama ben daha yeni uyandım, gözlerim şiştir şimdi'' ah şu basın toplantısıyla uğraştığım yetmiyor birde bu halde kameraların karşısına geçicem aman ne güzel. Ben kendi kendime düşünürken yatağa biraz daha yaklaşıp
''birde telefonunu getirdim'' dedi ve başucumdaki sehpaya bıraktı.
''teşekkürler''
O işleri olduğu için geri gittiğinde bende yataktan kalkıp önce yüzümü yıkadım sonrada hastane kantinine gitmeye karar verdim. Asansörü beklerken dün gece neden o kadar geç uyuduğumu düşündüm. Dur bir saniye ben dün gece odama gitmedim ki ama odamda uyandım. Kim götürdü ki beni odama. Yanımda bir anda biri konuşmaya başladı o tarafa döndüm.
''yüzünü öyle garip şekillere sokmayı bırakıp asansöre bin.'' Konuşan Namjoon'du
''e-efendim''
''ne düşünüyordun bu kadar daldın?'' beni yavaşça asansöre itekleyip yanımda geldi
''ah- şey ben dün gece sizin yanınızdaydım ama sabah odamda uyandım... kim götürdü beni odama'' diye sordum ona doğru bakıp aramızdaki boy farkı yüzünden kafamı biraz yukarı kaldırmam gerekmişti.
''J-hope taşıdı'' dedi. Ben konuşmayınca o davam etti.
''kentine mi gidiyordun?''
''evet bu gün biraz geç uyandım ve yarım saat sonra basın toplantınıza katılmam gerekiyor''
''tek geç uyanan sen değilsin Suga'da az önce uyandı onlarda kantindedir muhtemelen''
Asansör durduktan sonra nihayet kantine gelebilmiştim. Odam kaçıncı kattaydı da bu kadar uzun sürdü inmemiz? Bunu odama döndüğümde pencereden bakıp kontrol etmem gerekiyor.
Kendime yemek için bir şeyler alırken Jungkook yanıma geldi
''Noona günaydın~'' nasıl bu kadar enerji dolu olabilir ki bir insan? Tepsiyi tek elimle tutup saçlarını karıştırırken
''sana da günaydın'' dedim. Galiba bu kadarı yeterdi karnımı doyurmaya
''bizimle birlikte yesene''
''efendim?''
''bizde kahvaltı yapıyoruz bizimle birlikte yesene'' dedi bir yandan kolumun sargılı olmayan yerinden tutup çekerken.
''çekiştirmene gerek yok geliyorum tamam''
Diğerlerinin yanına geldiğimizde oturmam için bir sandalye çektikten sonra yerine oturdu.
''günaydın'' derken bir yandan da oturmuş tepsimdeki paketli şeyleri açıyordum.
Hepimiz önümüzdekileri yerken Jin Taehyung'a dönüp
''şunu yapmayı kes'' dedi. Kafamı tepsimden kaldırıp onlara baktığımda Tae'nin Jin'in tepsisinden bir şeyler aldığını gördüm.
''Ama hyung~ bunların tadı çok güzel''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M YOUR ANGEL
Fanfiction''...sizi canım pahasına korurum...'' ''...elimizden bir şey gelmez gitmeme izin verin