(yazar)
Jungkook öğlene doğru Haneul'ün odasına gitti. 'Hala uyuyor olabilir mi?' diye iç geçirdi içeriye girmeden önce. Sonra sessizce kapıyı araladı ve içeriye kafasını uzatıp baktı. Yatağında oturmuş her odada olan hastaneyi ve hastaneyle aynı kişiye ait olan otelleri tanıtan dergiyi inceliyordu. Zaten açtığı kapıyı geldiğini fark etmesi için tıklattı. Haneul kapı sesiyle o tarafa döndü ve geleni görünce dergiyi kapatıp
''sonunda biri geldi'' dedi. Sesinden ne kadar sıkıldığı belli oluyordu
''belki uyuyorsundur diye gelmemiştik'' dedi Jungkook en cana yakın sesiyle. Şu haliyle ünlü biri olmasa bile herkes onu severdi. Yüzünden eksik olmayan o sevimli gülüş insanın içini ısıtıyordu.
Haneul tekrar konuşmaya başladığında Jungkook'da yatağın yanındaki sandalyeye oturmuştu.
''uyanalı çok oldu ama odadan çıkmak istediğimde sürekli dinlenmemi söylediler''
''ama dinlenmelisin'' diye karşılık verdi Jungkook gülerek
''Bari sen yapma. Alt tarafı kollarımda birkaç sargı var kolum kopmadı ya'' dedi eliyle çarşafın köşesini düzeltirken.
''yarın sabah gidiyormuşsun'' dedi Jungkook. Az önce gülüyor olmasına karşı şimdi yüzü asılmıştı.
''evet'' dedi kısaca ve Jungkook'un asılan suratına baktı.
''yapma ama Kore'ye dönüyorum dünyanın öbür ucuna gitmiyorum hem sizde Kore'ye geleceksiniz belki karşılaşırız'' dedi yatakta tamamen ona yaklaşarak.
''haklısın ama...''
''yapma böyle hadi dışarı çıkalım'' Haneul dışarı çıkmakla ilgili bir şey söylediğinde kafasını kaldırıp
''hayır dinl-'' lafını bile tamamlamasına izin vermeden
''yeterince dinlendim'' dedi ve yataktan kalkıp ayakucunda durak ayakkabılarını giydi. Jungkook'un hala oturduğunu görünce
''Noonanı yalnız mı bırakıyorsun?'' dedi. Genç oturduğu yerden kalkıp yanına gitti ve
''doktor falan görürse?'' dedi.
''bir şey olmaz sen varsın yanımda laf demezler bence''
Gerçekten de kimse bir şey dememişti, hatta nereye gittiklerini bile soran olmamıştı.
''nereye gidiyoruz?'' diye sorduğunda etrafa bakmayı bırakıp ona döndü ve
''bilmem biraz gezinelim sonra döneriz yarın erken kalkmam gerekiyor'' dedi.
Biraz demişlerdi ama neredeyse bütün gün dolaşmışlardı. Bazı insanlar onlara şaşkın şaşkın bakıyordu. Haklılar öyle bakmakta aslında çünkü Jungkook gayet güzel kıyafetler giyiyordu. Altında siyah dar bir pantolon üstünde de beyaz bir tshirt vardı. Bu kadar basit bir kombin bile üzerinde gerçekten çok güzel duruyordu. Haneul'ün üzerimde ise eşofman altı ve tshirt vardı. Haber izlemeyen ve Haneul'ü tanımayan insanlar onun 'düzgün kıyafet almaya veya giymeye üşenen' biri olarak görüyordur kesinlikle.
Haneul giydikleri kıyafetleri ve onlara bakan insanları düşünmeyi bırakıp
''bence dönsek iyi olur'' dedi.
''Bence de dönsek iyi olur. Senin yarın için dinlenmen gerek diğerleri de beni merak etmiştir.''
Hastaneye geri dönerken birkaç kız yanlarına gelmiş ve Jungkook'la fotoğraf çekilmek istemişti. Kızlar kalabalık olmadığı için yolda onlar için biraz oyalanmışlardı. Hastaneye çok yakın bir sokakta da birkaç genç erkek Haneul'ün yanına gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M YOUR ANGEL
Fanfiction''...sizi canım pahasına korurum...'' ''...elimizden bir şey gelmez gitmeme izin verin