Hepinize iyi günler!
Açıkcası nasıl başlamalıyım pek bir fikrim yok.. Çünkü bu sayıda en az ağustos sayımızda bulduğum bilgiler kadar iç karartan -doğru kelime bu sanarım- bilgilerle karşınızdayım.
Abrus adlı bitkiyi size anımsatmak ile başlayacağım öyleyse.
Abrus, üzerinizde uygulandığında ne kadar az miktarda kullanılmış olursa olsun sizi rahatça öldürülebilecek bir zehir üretebilen, güzel ve renkli tohumlara sahip, çelitli bölgelerde yaşayabilen bir bitkidir.
Evet, tehlikeli...
Uzun süredir konumuz içerisinde bulunan ilaçların yapıldığı bir fabrika vardı. Fabrikanın orada bulunma sebebi olarak, ilaçların yapımında kullanılan bitkinin o bölgede yetişmesi gösterilmişti.
Ama burada minik bir detay vardı bu sarmaşık -Abrus- her yerde kolaylıkla yetişebilecek bir bitkiydi.
Ve bu gözüktüğü gibi fazla şüpheliydi -en başında sadece bana şüpheli gelmesinden korkmuştum, ama anladım ki sadece bana özel bir durum değilmiş. Teşekkürler Hogwarts' ın kuleleri aşan paronayaklık seviyem. -
Bir süre sonra ise fark ettim ki bölge halkının çoğu bu ilacı kullanıyor. Ilk önce yaşadıkları yerde satıldıkları için -o bölgenin ekomomisine destek olmak için, vesair vesaire- her evde (şaka yapmıyorum, her evde var) olduğunu düşünmüştüm ama sebebi o değilmiş.
Sebebi ise kelime oyunu gibi, fabrika oraya kurulmuş çünkü halk ilacı göz ardı edilemeyecek bir miktarda kullanıyor. Aslında hepsi kullanmıyor, evlerine alıp orada tutuyorlar ve almaya devam ediyorlar? Ona yakın bir durum kısaca.
Daha da komik (?) olanı bu sebep, son dönemlerde o bölgede artan ölü miktarına birazcık ışık tutuyor ama bizler bu ölümlerin çoğu bu ilaç sebebiyle oldu şeklinde bir düşünce sahibi olamayız. Çünkü bu konu hakkında kanıt niteliğinde yeterli bilgi yok -ama bu ilacın insanları öldürdüğünü biliyoruz -.
Bu bilgiler fabrikanın neden bir tatil bölgesinde olduğunu az çok açıklar; "Üretilen malın çabuk satılması." ilk başta böyle düşünmüştüm...
Bu bölgede bu ilacı kullanıp ölen kişiler ( üç veya beş ay önce ölen kişiler) , bu ilacı ölüm tarihlerinden bir-iki ay önce kullanmışlar (uzun işin kısası ilaçtan sonra iki aya yakın bir süre daha yaşamaya devam etmişler) aynı zamanda bu ilacı kullanıp bir ay önce ölen kişiler ölümlerinden dört-altı ay önce kullanmış (bu da demek ki bu grup ilaçtan sonra altı veya beş aya yakın bir süre daha da yaşamış) . Yani ölüm tarihi ile ilacın kullanım süresi yakın değil. Hatta şunu fark edebiliyoruz ki ilk verdiğim örnekteki kişiler iki ay yaşamış ve ilaçlarını bugünden yedi ay önce kullanmışlar; ikinci grup ise ilaçtan sonra yaklaşık beş ay yaşamış ve ilaçlarını onlar da yedi ay önce kullanmışlar.
Ama fark ettiğimiz üzere Bakanlık'ta olan ölümlerde ilaç anında etki ediyordu....
Fabrikanın bir tatil bölgesinde olmasının sebebini elbette araştırdım ve düzgünce öğrendim. Sebep ' Üretilen malın çabuk satılması.' değilmiş , iki grupta da ilacın kullanım zamanı aynı olmasaydı ilacın değiştirilip geliştirildiğini düşünecektim, ve sebep bitkinin eski zamanlarda kullanıldığı haline bakıyor.
Eskiden Endonezyalı büyücüler iksirlerinde bu bitkiyi doğrudan kullanmıyorlarmış, bitki yetiştirilirken yapılan farklı büyülerden yararlanıp kullanılıyormuş .
Bu büyüler tohumun renginden içindeki zehrin gücüne kadar, hatta oluşma süresinden alınan tohum miktarına kadar çeşitli konulara etki ediyorumuş.
Ama bizi ilgilendiren büyü, bitkinin zehrine etki eden ve onu daha da tehlikeli kılan büyü.
Bu sebeple büyücüler hem kendilerini koruyabilecek ve etrafındaki muggleları korkutabilecek şekilde iksirler yapabilmiş.
Rivayetlere göre "Tanrı'nın Biricik Kul'una " yapılan en minik saygısız davranışta, o davranışın sahibi "Tanrı'nın Kanı" nı içip anında -veya yakın bir süre içerisinde- ölüyormuş.
Bu güçlü büyü, belli başlı büyücüleri hem muggleların hem de büyücülerin gözünde kutsallaştırmış -aslında bir büyücünün bir büyücüyü kutsallaştırması komik-.
Bu büyüleri de elbet belli başlı kaynaklara yazmışlar ama zaman içerisinde ne olduğuna emin dahi olamayacağımız şeyler olmuş ve kaynak olması gereken yerden farklı farklı diyarlara gelmiş.
Burası tahminimce fabrikanın bulunduğu yer - Muggle tatil köyü-.
Durun! Daha bitmedi, kaynakların sadece bir kısmı bulunabilmiş. İlk ilaç verilen -ya da bulunan- talimatlara göre değişip durmuş (mesela öldürme süresi, bakınız; ilaç verilen gruplar) ancak beş ay önce -bu Esrar Dairesi'ne çağırıldığım gün oluyor- bazı parçalar daha bulunmuş. İlaç sihir yapabilme yeteneğine sahip kişiler üzerinde daha kolay etki edebilmiş çünkü eski büyücüler kendilerini kuvvetli kılmak için öbür büyücüleri öldürmek için uğraşmış ve çözümler bulmuşlar...
Ve bu çözümlere ulaşılabilmiş ancak kısa bir süre sonra talimatlar (?) kaybolmuş ve o talimatları kullanan / okuyan büyücülerin hafızası çok kuvvetli bir şekilde silinmiş.
Artık bu ilaçlar yapılış talimatları kaybolduğu için eskisi kadar ani etki etmiyor ama etkileri hala inanılmaz.
O büyü aynı zamanda insanları iyileştirmek için de kullanılmış ama şu an o amaçla kullanılmıyor, yapılması gereken tek şey bileğin oynatılışına dikkat etmek.
Evet.
Abrus'un zehri şu an fabrikanın bulunduğu yerde yetiştiğinde daha da etkili oluyor ve bu durum fabrikanın bir Muggle tatil köyünde olmasının başka bir nedeni olabilir.
O zaman iki tane nedenimiz oluşuyor;
1- Sağlam kalmış talimatları aramak ve bulmaya çalışmak için onları bulmanın en yüksek ihtimalli olduğu yerde durmak ve ilaç üretmek.
2- Nedenini bilmediğim bir sebepten o bölgede yetişen Abrus' un daha zehirli olması ve ilaçlarda istenilen etkinin oluşması.
Sanarım bu ilaçların hem Mugglelara hem de büyücülre verilme sebebini anladım.
Amaç, büyücüler ile Muggleları birbirine düşürmek ve birisinin tıpkı "Tanrı'nın Kulu" gibi tepeye geçmesini sağlamak. Bilirsiniz bir kaos durumu yaratmak ve o durumdan yararlanmak çok zor olmamalı. Ancak bu hala basit bir teori. Kesinlikle geliştirilmeli.
Güvende kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WITCH WEEKLY - EYLÜL 2016
FanficYazlıktan ayrılmanın Hogwarts ekspresine yetişmeye çalışma telaşıyla harmanlandığı bu ayda küçük bir mola vermek adına, haydi gelin Witch Weekly'i okumaya.