Don't Make Me Sad -Tanıtım Gibi Bir Şey-

4K 103 44
                                    

''O kadar heyecanlıyım ki...''

''Tatlım sakin ol, emin ol her şey harika olacak.''

Yenmiş tırnaklarımı bir kez daha ağzıma getirdikten sonra şüpheyle cevap verdim.

''Bilmiyorum... Umarım saçma bir şey yapmam.''

''Yapmayacaksın.''

Onu o kadar çok seviyordum ki. Her zaman yanımda olan tek kişiydi. Jessie..

''Neyse kapatmalıyım buraya geliyorlar.''

Telefonu cebime koydum ve camın kenarına bıraktığım kahveyi elime aldım.

''Justin, bu Asia, yeni asistanın.''

İri yarı bir adam Justin'e beni tanıttı ve ardından da nereye gittiğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı.

''Merhaba Asia. Artık birlikte çalışıyoruz.''

Kocaman bir gülümseme eşliğinde elini bana uzatmıştı. Elini sıktım ve ona kahvesini uzattım.

''İlk günden kahvemi getiren tek asistanımsın. Bu iyi bir şey.''

''Aslında kahveyi üzere dökmediğim için mutluyum. Hep böyle olur da.''

Utangaç bir şekilde gülümsedim.

''Demek ki bu yüzden bu kadar korkuyorsun. Baksana ellerin titriyor. Bu iş senin için önemli olmalı.''

Bilmiş bir şekilde gözleriyle ellerimi işaret etti. Gerçekten de titriyorlardı; bu çok sık başıma gelirdi, bir dilek hakkım olsaydı; kesinlikle bu özelliğimin yok olmasını dilerdim.

''Neyse, gitmem gerek, saat 2'de stüdyoya gel. Ben sana tam adresi mesaj atarım. Ayrıca evime git ve Anabell'den gözlüğümü iste, onu da yanında getir''

Göz kırptı ve hızlıca yanımdan ayrıldı. Ben de hemen telefonumu cebimden çıkarttım ve birkaç dakika önce de konuştuğum, en yakın arkadaşım Jessie'yi aradım.

''Bebeğim!! Her şey harika! Saat 2'de stüdyodayız. Sanırım bu iş iyi olacak.''

Jessie çığlık atıyordu ve evde koşuşturup durduğunu anlamak zor değildi.

''Bu iyi oldu.. Maaşın da harika olacak! Hem çok eğlenceli! Bir avukatın sekreteri olmaktan iyidir.''

''Evet, eğer ona yaptığım gibi buradakileri de delirtmezsem her şey harika olacak.''

Bir anlık aklıma eski çalıştığım yerdeki sakarlıklarım geldi ve yüzümü ekşitmeme sebep oldu. O adamın yerinde olsaydım kendimi çok çok daha önce kovardım.

''Boş ver, zaten onu hiç sevmemiştim.''

''Ahaha, her neyse, bir buçuk saatim var stüdyoya gitmek için, ben seni arayacağım''

Koşturarak bulunduğum binadan çıktım ve bir taksiye atlayıp, bu sabah öğrendiğim, Justin'in evinin adresini şoföre söyledim. Arabadan dışarıyı seyrederken, ilk maaşımla taksidine gireceğim evin hayalini kuruyordum. 

''Geldik, bayan.''

Parayı şoföre verdikten sonra hızlıca eve doğru koştum.

Kapıyı çaldım ve beni biraz kilolu, kısa boylu, sevimli bir bayan karşıladı. 

''Ah, sen Asia olmalısın, gözlük için mi geldin?''

Evet, diyerek gülümsedim. Justin'in Anabell diye bahsettiği bayan bu olmalıydı.

''İçeri gel. Justin bana başka şeyler de gerektiğini söyledi. Ben onları bulana kadar biraz zaman geçebilir.''

''Teşekkür ederim.''

İçeri girdim ve bir koltuğa oturdum. Hayatımda ilk defa bu kadar büyük bir ev görüyordum. Ben salonu süzerken, kadın elinde birkaç dosya ve bir gözlükle bana yöneldi.

''Al bakalım, tüm bunlar çantana sığar değil mi?''

Çantama bakıp, derin hesaplamalara başlamak üzereydim ki kadının sığabileceğini söylemesi ile hepsini çantama attım.

Evden ayrılıp, Justin'in bana mesaj attığı, buraya sadece birkaç dakika uzaklıkta olan stüdyonun yolunu tuttum.

***

Merhaba kızlar :) Bu ilk Justin hikayem, tanıtım biraz uzun ve sıkıcı oldu ama gelecek bölümler daha zevkli. Bu bölüme eğlenceli bir şeyler eklemeyi beceremedim açıkçası. +10 vote geldiğinde, YB'yi yayınlarım.

Multimedia'da Justin var. 

Ayrıca vaktim olduğunda kapağı değiştireceğim, şimdi uygun bir şey bulamadım (kapak mı deniliyor bilmiyorum). :D

Şimdiden teşekkürler :)

Don't Make Me SadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin