Güney bağırmaya başladı. Duvarları tekmeledi. Masadaki saksıyı yere fırlattı. Güvenlik gelip, Güney'i iki kolundan tuttu.
Güney: Bırakın lan! Bırak!
Feride: Bırakın beyefendi. Lütfen.
Dedi ve adamlar kafasını sallayıp gittiler. Yine camdan, Songül'e bakmaya başladılar.
Cemre: Dönüp dolaşıp yine aynı yere geldik... Ama birdaha gelemeyeceğiz! Bu sefer buradan ağlayarak..
Derken Feride sözünü kesti.
Feride: Bir daha duymayayım Cemre. Yine gülerek çıkacağız buradan korkma.
Kader: Feride hanım.
Feride: Canlarım.
Deyip sarıldı Kader. Cemre de öyle. Güney ise onları izliyordu. Songül'ün ne güzel bir ailesi var, diyordu içinden.
Meral: Feride hanım. Ne istiyorlar Songül'den? Önce Defne, şimdi de Burak. Ne çekecek bu kız!
Feride: Ben onlara yapacağımı bilirim, korkmayın.
Daha sonra hemşire odadan çıktı. Hepsi yine koşarak hemşirenin yanında bittiler.
Feride: Nesi var?!
Hemşire: İğne falan yok hanımefendi.
Feride: Nasıl yani? Ama kaçıran kişi..
Hemşire: Kaçıran kişi sizi fena işletmiş anlaşılan. Hastamız korkudan bayılmış. Yani geçen sefer ki hastalığı hala sürüyor.
Cemre: Peki.. Bu kötü birşey mi?
Hemşire: Aslında kötü birşeyi yok. Ancak, hastamız böyle nasıl diyeyim..? Yani kendini sıkmaması gerekiyor. Kötü birşeyi yok. Alın, bu ilaçları kullansın kendine gelir.
Kader: Teşekkür ederiz. :)
Dedi ve Cemre'yle sarıldılar.
Daha sonra Eylül ve Meral' de katıldı onlara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırgın Çiçekler SonGün #Wattsy2016
FanfictionVe aşk geldiğinde... Kalbin tahta çıkmış bir padişah, Aklın zindanlara atılmış bir köle 03.08.2016 Tüm Hakları Saklıdır. ✴