Son

51 8 0
                                    

Akçora sessizce gölü izliyordu. Düşünceliydi. Sakince durumu sindirmeye çalışıyordu. Şimdi her şeyi anlamıştı işte. Gözlerini kapatıp son son temiz havayı ciğerlerine çekti. Tekrar unutmamak üzere etrafına baktı. Buranın fotoğrafını çekmek istemiyordu. Sadece hafızasında kalmasını istedi. TARDIS'in kapısına acıyla bakan Doktor'a seslendiğinde sesinin titrediğini farketti.

-Doktor?

-Evet?

-Biliyor musun? Benim adım Akçora.

-Evet, sana o isim verildiğinde bende oradaydım.

-Hayır, yani...

-Of! Şimdi burayı nasıl yapacağım ben?

İçeri giren Doktor'a hayretle güldü. Arkasına, otağlara bakarak TARDİS'e girdiğinde kapıda bekledi.

- Benim gerçek ismim de Akçora...

Güneş yeni tepeye çıkmıştı. Orman daha bir canlanmış, yeşilin her rengini yansıtıyordu. Dingin gölün yanındaki mavi kulübe sesler çıkararak kaybolduğunda kabile halkı normal hayatına çoktan dönmüştü ve geleceğe anlatmak üzere bu efsaneyi asla unutmayacaklardı.

1989 - Londra

Hala uyumayan bebeğine bir hikaye anlatmaya karar vermişti anne. Güzel bir hikayeydi bu. Annesi de hep ona anlatırdı. Bu yüzden hikayedeki Akçora'nın ismini kızına koymuştu. Pencerenin önündeki sandalyeye oturup bir yağmura bir kızına bakarak hikayeyi anlatmaya başladı.

Küçük yeşil canavarlarla
Anlaşamıyordu hiç kimse
Taa ki Doktor ve Akçora
Gelip yardım edene kadar...

Doctor who:AkçoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin