Mutlulukla kahvaltı masasına oturdu. Anne ve babasına gülümsedi.
"Günaydın!" diye şakıdı mutlulukla.
"Günaydın, günışığım!" dedi annesi.
"Günaydın, hayatım." dedi babası kocaman gülümserken. Sakin bir şekilde kahvaltılarını ettiler.
Geceden hazırlamış olduğu okul çantasını vestiyerden alarak çıktı ve servisini beklemeye başladı.
Bileğindeki saate bakarken kafasını kaldırmasıyla özel servisi gördü ve ona bindi.
Hayat buydu onun için, bu kadar mutlu, dertsiz.
Her zamanki gibi okulun önünde indirdi servisi. Gülümseyerek getiren adama dönüp teşekkür etti. Servisten indiğinde en yakın arkadaşını gördü. Gülüşerek sarıldılar birbirlerine.
Okula doğru derslerden konuşarak yürümeye başladılar.
Ve okulun kapısının önünde onu gördü.
Düzgünce taranmış altın sarısı saçları, kusursuz camdan gibi mavi gözleri beyaz ve mavi renkteki kıyafetleriyle o, yine onun gözlerini kamaştırmıştı.
Mükemmel, diye düşündü.
Çünkü ona uyan tek tanım, buydu. Gülümseyerek yanına gitti. İlk önce arkadaşlarını, en son onu selamladı. Gülümseyerek kıza baktı ve yanağına eğilip bir öpücük kondurdu.
Kız alışkın olduğu gibi kocaman gülümseyerek cevap verdi, ona. Okula kol kola girerlerken herkes onlara gülümseyerek bakıyordu. Çünkü onlar kusursuzdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Ev Laleli Porselenden
ParanormalBurada her şey güzeldir. Herkes işinden memnun ve başarılıdır. Kimse mutsuz değildir. Kimse birbirini kırmaz. Hırsızlık yoktur, gece kilitlenmez kapılar. Kimse kıskanç, kibirli, öfkeli değildir. Eşyalar, sahip olunanlar kıskanılmaz. Kimse birbirini...