" ya deniz söyler misin ? Sen o kasları ne için yaptın? Bir yardım etsen ." Havaalanına gelene kadar söylenmiştim . Hayvan , o kadar kas yapmış ama bir bavulumu bile taşımamıştı . Gerizekalı. Ben bununla anlaşmaya başlamıştım bide . Öküz.
" kim dedi sana 2 bavulu tıka basa doldurup getir diye . " gözlerimi devirip bavullarımı çekiştirmeye devam ettim . Deniz önden rahat bir şekilde yürürken ben arkada savaş ediyordum bavullarla . Birden yanımda biri beliri verdi . Bir dakika bu tolga deyil mi ?
"Yardım etmemi ister misin? " gülümsedim .
"Harika olur ya . " dedim . Bir bavulu alıp yanımda yürümeye başladı . Denize adam olmayı öğren bakışlarından atıp uçağın kalkacağı alana doğru yürümeye devam ettim. Bavullarımızı yerleştirip koltuklara oturduk . Cam kenarında ben , yanımda da deniz oturuyordu .
" neden tolgayla bu kadar samimi davranıyorsun?" Denizin sorusu ile tek kaşımı kaldırıp sırıttım .
" çünkü o öküz değilde ondan " gözlerini devirip
" ah tabii " tipe bak ya . cidden öküz . Ama yakışıklı bir öküz.
" merhaba efendim . Bir şeyler almak ister misiniz?" Bakışlarımı denize yiyecekmiş gibi bakan büyük göğüslü hostese çevirdim.
" ah Teşekkürler şuan bir şey almak istemiyorum " gözlerimi devirip camdan dışarı baktım. Neden bütün neşem kayboldu.
" siz bir şey istermiydiniz?" Kadına bak ya . Denize sorurken tatlı tatlı soruyor bize gelince soğuk sesini kullanıyor . Kadına ters bakış attıp
"Sadece biraz kafa dinlemek istiyorum . " bu da benim nazikçe siktir git cümlemdi. Deniz bana sırıtarak bakarken ben önüme döndüm.
"Tamam siz gidebilirsiniz" denizin hostesi gönderirken ben kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başlamıştım . Bir süre sonra sakinkeştiğimi anlayıp müziği kapattım . Kulaklığımı sırt çantama koyup bulutları izlemeye başladım. Los Angelesa ilk gidişim değildi. Bazı yazlarda babamla tatil için los Angeles a gelirdik. Eğlenceli günlerimiz vardı .
"Hey , derinlere daldın bakıyorum" denizin espiri anlayışının kötü olmasına yüzümü buruşturup
" neden espiri yapmaya çalışıyorsun ? Bence yapma . Gözümde karizman azıcıktı , yok etme" dedim . Deniz gülerek önüne döndü. Denize kötü bakışlar atarken yan tarafta oturan 2 çocuğa takıldı . Çocuk mu dedim . Bence meteor , taş , adını koyamayacağım varlıklar. Esmer çocukla göz göze geldiğimde biraz duraksayıp beni inceledi . Sonra gülümseyip bana göz kırptı. Onlar gamze mi ? Yuh ne büyük çukur onlar böyle. Çocuğada ne de yakışmış.
" o kime göz kırptı?" Denizin soğuk ve kıskanç dolu sesini duyunca ona yeni farketmişim gibi baktım.
" a a kim ? Kime? Ne diye? Nasıl? Ne hakla? Nasıl? Göz kırptı.?" Deniz bana dönüp
"1 . Anlamamış gibi davranma . 2. O çocuğun sana göz kırptığını anlamamak mümkün değil çünkü buraya bakıyor. 3.sü ise nasıl? Sorusunu 2 kere söyledin" dedi ,son cümlesine gözlerimi devirip
" anlamamış gibi davranmıyorum , hem ne var çocuk buraya bakıp göz kırptıysa . Hem yakışıklıymış . " deniz gözlerini devirip
" ne yakışıklı ama . Yanında ben varken bir erkeğe bakamazsın bundan böyle"
" a a nedenmiş ?! Sevgilim değilsin karışamazsın bana " denizin yüz ifadesi neden sertleşti .
Gerizekalı dişlerini sıkıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öküz Doktorum
FanfictionAnnesi babası ayrılmış 17 yaşına kadar annesinin yanında izmirde eğitim almış, yazlarda babasının yanında istanbulda tatilini geçiren bir kız derin Taşçı. Babasının hastanesinde yani demir taşçının hastanesi olan özel taşçı hastanesinde çalışan d...