8. bölüm

307 11 1
                                    

Evde otur otur sıkıldım.  Televizyonda da film olsa neyse diyip onunla oyalanacam ama o da yok . Garip garip programlar var. Ben bilmem eşim bilir programını açmış televizyona mal mal bakıyordum.  Ara sıra komiklik yapan adama gülüyorum ama o da cıvıtıyordu . En son dayanamayıp televizyonu kapattım . Babamın gelmesine 4 saat vardı . Aklıma gelen fikirle mutfağa koştum .

"Elif sultan.  "  elif teyze makineye dizdiği bardakları bırakıp bana döndü.

"Efendim kuzum. "

"Ya sen oğlunla ne zamandır hiç eğlenmiyorsun . Sana izin veriyorum git oğlunla vakit geçir "  elif teyze garip bakışlar atarak

" yemek yapmadım daha . Yemek yapayım ben öyle giderim " kafamı hızla olumsuzca sallayıp

" olmaz.  Babama ben süpriz hazırlayacam . Yemekleri ben yapacam . Sen git vakit geçir oğlunla . " elif teyze kaşlarını havaya kaldırıp

" bari yardım etseydim ." Dedi . Tabi ben ne ettim ne yaptım ikna etmeyi başardım . Elif teyzeyi evden gönderdikten sonra mutfağa girdim . Telefonumu çıkarıp yapabileceğim yemeklere baktım.  Su böreği, sebzeli makarna ve  yayla çorbasından yana oyumu kullandıktan sonra ilk su böceğinden başladım.  Dolapta hazır yufka vardı ama kendi ellerimle yapmak istediğimden dolayı hamuru yoğurmaya başladım bile . Hamuru biraz bekletmek nedeniyle tezgahın bir koşesine koydum . Su böceğinin içi için dolaptan peynir , çökelek ve karar veremediğim bazı yeşilliklerden çıkardım. Bir kapa hepsini rendeleyip koyduktan sonra iyice karıştırdım.  Hamuru alıp küçük dilimlere ayırdım . Dolapların üzerine konulmuş zorla bulabildiğim oklavayı alıp hamurları ince açmaya çalışarak üzerlerinde gezdirdim . 12 dilimi zorlukla ince açmayı başarmamla tepsiye sıralamaya başladım . Su böceğini hazırlayıp fırına attıktan sonra makarnaya giriş yaptım.  Fesatlaşmayın onu yapmaya koyuldum anlamında . He okey.

Makarnayı kaynayan suya boşaltıp sebzeleri doğramaya başladım.  Soğanı doğrarken ağlamış olabilirim . Sanki siz hiç ağlamadınız . Susun tamam . Sebzeleri bir tencereye koyup pişirmeye başladım.  Bir süre sonra makarnayı sözdüm . Makarnayı sebzelerin olduğu tencereye koyup iyice karıştırdım . Sebzeler makarnayı iyice sarınca karıştırmayı bırakıp altını kapattım.  Tencereanin ağzını kapatıp ocağın köşesine koydum.

Şimdi sıra yayla çorbasında.  Ah çok güzel yemekler seçmişim dimi . Aşçılık dersi almış biriyim tamam mı ben. Tamam susun.  Şimdi elif teyze pirinçi nereye koymuş olmalı . Ha buldum dolaplarda olabilir. Bütün dolapları karıştırma sonucu bulabilmiştim . Çorbanın malzemeleriyle beraber bir tencereye boşaltıp pirinç pişene kadar karıştırdım . Pirinçler pişince üzerine kuru nane ve pul biber koydum . Böyle daha güzel.  İşim bittiğinde . Etrafı temizledim . Babamın gelmesine 1 saat kalmıştı yemekleri 3 saatte yapmışım demek . Her neyse . 1 saatte ne yapacağım acaba . Birden aklıma tatlı yapmak geldi . Yarım saatte de kakao lu kek yaptım.  Diğer yarım saattede masayı hazırladım . Her şey harika oldu . Bu süreç içinde de sıkılmamış oldum . Harika.

Kapının zil sesi evi doldurunca gülümsedim . Hızlı adımlarla kapıyı açtım.  Babam gülümseyerek içeri girdi. Arkasında da doruk , alper ve deniz . Hadi ama ben sizin geleceğinizi bilmiyordum.

" aman tanrım . Elif teyzenin ellerinden öpmek gerek . Bunları o mu yaptı ." Babamın sevinç dolu sesine gülümseyip hala açık olan kapıyı kapattım . Mutfağa arkalarından girip

" aslında o yemekleri ben yaptım " dedim . Babam daha da bir sevinçle bana sarıldı.

" kızım büyümüş te bana yemek mi yaparmış " gözlerimi devirip

" büyüdüğümü yeni mi fark ettin baba aşk olsun . " dedim . Doruk, alper ve denize de tabak koyduktan sonra sofraya oturdum. Doruk ,

" kızım zehirlenmeyiz dimi . Öncede söyle de hastanede yer ayartalım. " doruka gözlerimi devirip

" evet doruk . İçine fare zehri koydum sırf sen yeme diye. " baba, burda olmasaydı terbiyemi daha fazla bozabilirdim yani.

" tamam kızma ya şaka yapıyorum "  yanağıma öpücük kondurup su böceğini ağzına attı.  Biraz önce yanlış görmediysem o böreğin hepsini ağzına tıktı dimi. Oha ya ben onu 7 ısırıkla anca yerim .

" yuh be oğlum. Kibar olsana biraz ." Babam alpere önemli değil bakışları atıp,

" sorun değil . Acıkmış bizim obur bırakın da yesin ." Evet doruk kadar oburu yoktur . Unutmuşum.  Deniz hiç konuşmuyordu . Sadece yemeğini yiyordu.  Sanki bir şeye canı sıkkın gibiydi. Ona baktığımı hissetmiş olmalı ki kafasını kaldırıp bana baktı.  Bir süre sonra bakıştıktan sonra gözlerimi çevirdim. Önüme koyduğum çorbayı kaşıklamaya başladım.  Bir süre sonra hepimiz duymuştuk.

" harika olmuş . Ellerine sağlık derin " denize gülümseyip

"Afiyet olsun . " dedim . Çocuklar babamla beraber salona girdiler. maç mı ne onu izleyeceklermiş .  Tabi doydular ya sofrayı bana bıraktılar.  Sofrayı toparlayıp masayı sildim . Bulaşıktakileri de makineye yerleştirip makineyi çalıştırdım .

Fırında ki dilimlere ayırdığım keki de bir tabağa koyup salona girdim . Oturdukları L koltuğunun önündeki küçük sehpaya keki bıraktıktan sonra küçük kırmızı koltuğuma oturdum. 

Doruk en büyük dilimi eline alıp yemeğe başladı. Digerleride elerine birer tane alıp maça odaklandılar . Televizyona bakınca gözlerimi büyüttüm.

" oha . O muslera değil mi ? Oha ne kadar yakışıklı . Ya yerim ben bunu ya . Oha ya. Gs ile fb maç mı yapıyorlar . Iyk o volkan dimi . Hiç sevmem . ( fb li arkadaşlar için çok özür dilerim) . Aha hadi selçuk atarsın sen ya . Aha geldi gol . Aha gol atacak . Ya olmaz böyle bişey ya . Resmen çelme taktılar . Ebeni çalsınlar senin pis fbli. "  sinirlerim iyice tavan yapmıştı.  Resmen selçuğa çelme taktılar ya . Biliyorlar gol atacağını . Oha hakime bak ya resmen onlardan taraf tutuyor . Piç.

Kafamı babamlara çevirdiğimde bana ağızları açık bakıyorlardı. Hadi ama neden böyle bakıyorlar .

" ııı şey ben heycandan şey ettim . Neden bana öyle bakıyorsunuz."

" burada fbli var yani" hepsi aynı anda bu cümleyi söyleyince şirince gülümseyip

" ben şey odama çıkıyım orada şey yapayım o zaman "  kimsenin bir şey demesine izin vermeden odama çıktım.  Odama gelince derin bir nefes alıp geri verdim . Korkmadım değil yani.
Resmen beni parçalayacak gibi bakıyorlardı .

2 saat sonra dış kapının sesi duyuldu . Sanırım gittiler. Odamın kapısı açılınca elimdeki telefonu kapatıp yanıma koydum.  İçeri babam girmişti . Yanıma oturup bana bir şey uzattı .

" bu nedir baba?" Diye sordum .

" yarın denizle benim için hazırlanan iş yemeğine hideceksin . Ben gidemediğim için kızım gitmeli. " beni anladım ama denizi hala anlamış değilim, 

" deniz neden geliyor baba ?"

" hastaların dosyalarıyla görevli olan 2 doktor var hastanede biri deniz diğeri doruk . Doruğun yarın ameliyatı var hatta can kurtarıcı bir ameliyat . Geriye deniz kalıyor . O doruktan daha bilgi sahibidir. Ailece sorulara sen cevap vereceksin . Hastane işleri ile sorulara deniz cevap verecek . Bu yemekten sonra ödül olarak ta los Angeles ta 1 hafta tatil izinlisiniz." Los Angeles ne alaka ya .

" neden los Angeles. ?"

" çünkü iş yemeği los Angeles ta . "

Ah ne iyi ama . Ben ve deniz başbaşa . Los Angeles tatili.

Veee bölüm sonu.

Öküz DoktorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin