0.7

764 58 60
                                    

DÜZENLENDİ.




"Keyifsiz gibisin bugün." dedi Harry ilgili bakışlarla. 

Evet, Harry ile aramız düzelmişti. O gün Hermione, Harry'e söylemesini istediğim şeyleri söylemiş, ardından biz Harry ile konuşmuştuk. Draco ile yaşananların olduğu akşam konuşmuştuk. Draco sağ olsun kafam zaten dağınıktı bu yüzden Harry'i pek dinleyememiştim. Bana söylediği şeyleri pek dinlemeden kabullenmiş ve konuşmanın sonrasında özür dilemiştim. Anladığım kadarıyla Draco ile görüşmemi istemiyordu.

Acaba Draco ile öpüştüğümü duysa ne derdi?

Kızardı büyük ihtimalle. Onu suçlayamazdım ama. Ben bile kızıyordum kendime. Nasıl öpebilmiştim Draco'yu? Her ne kadar güzel hissettirmiş bile olsa, Draco Malfoy'du o. Doğru hissettirse bile, yanlıştı.

İki gün geçmişti o günün üzerinden. Draco'nun bana söylediği son cümle, beynimde çınlıyordu bazen. Görüşeceğimizi ima etmişti. Sanki ayrı kalmamız imkansızmış gibi konuşmuştu. Sanki iki gün boyunca yanıma uğramayan o değilmiş gibi...

Bu iki günde aynı olan derslerimizde bakışmıştık hep. O utanmadan bana dik dik bakıyor, ben ise ona bakarken yakalanınca bakışlarımı kaçırıyordum. Bana sırıtarak baktığını da yakalamıştım, samimi bir gülümseme ile bakarken de... Beynimde bir acaba sorusuna neden oluyordu bu.

Acaba Draco ve ben olsak, nasıl olurduk?

Acaba Draco ve ben olur muyduk?

"Luna? Bizi duyuyor musun?"

"Üzgünüm, dalmışım. Ne diyordunuz?"

"Neden durgun olduğunla ilgili senaryolar kuruyorduk. Sonra sana sormaya karar verdik. Neden böylesin?" dedi Ron ciddi sayılan bakışlarıyla. Yemeğini iştahla yemeye devam etse bile, olayı tüm dikkatiyle dinlediği aşikardı.

Pudingimden bir kaşık daha aldım.

"Bir şey yok. Dediğim gibi, dalmışım sanırım." dedim kısık bir sesle. Draco'nun dediklerinden sonra Harry, Ron ve Hermione ile daha mesafeli olmaya çalışıyordum. Benim hakkımda ne tür plan yapmışlardı, bilmiyordum. Ya da bir plan olup olmadığını. Ne olursa olsun, iyi bir şey olmadığı kesindi.

"Draco ile fazla vakit geçiriyor olmalısın." dedi Harry şüpheci bakışlarla.

"Sanırım öyle yapıyorum. Peki ya sen bunu nasıl anladın?" dedim aynı bakışlarımla Harry'e bakarak. Onlara karşı soğuktum ve bunun nedeninin Draco olduğunu anlamışlardı. Bu da Draco ile ortak olduklarının kanıtıydı. Aklına hemen Draco geliyordu çünkü bir planları vardı.

"Ne demek istiyorsun?" dedi Hermione şaşkın suratıyla. Ürkek gözleriyle bana bakıyordu. Kalbimin bir kısmının kırıldığını hissettim. En azından Hermione'nin bu olaya dahil olmasını istemezdim.

Samimi bir gülümseme yerleştirdim suratıma. Kaşığımı pudinge batırdım ve o kaşığı iyice doldurduktan sonra ağzıma götürdüm. "Bir şey demedim. Sadece Harry'nin bunu nasıl anladığını sordum."

"Sadece Draco insanların beynini yıkamakta iyidir. Ne söyledi sana?"

Sizin hakkınızda birkaç kötü şey. Benim hakkımda planlarınız olduğu gibi... Ha bir de, öpüştük.

Tabii ki içimden geçen bu şeyleri söylemedim. 

"Profesör Dumbledore'un yanına gittiğimizde söylemişti birkaç şey. Ama tabii ki ona inanmadım."

Şeytanın Gülen Yüzü (DRUNA) /Düzenlendi/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin