İkinci bir çığlıkla düşüncelerinden arındı. Böyle bir şey mümkün olamazdı zaten, Jane'nin korkmamasının nedeni canavarlara alışkın olması değildi. Zorla da olsa kendini bu düşünceye inandıran Adrien, dönüşmek için sakin bir yer aradı. Aklına tuvaletler geldi. Oraya doğru gitti ve küçük,siyah kwamisini çıkardı. Kediye benziyordu, fakat oldukça küçüktü, ismi Plagg idi. "Dostum, o kızda bir şey var." dedi Adrien'e. "Fark etmedim mi sanıyorsun? Ama şimdi konuşmanın sırası değil, orada bize ihtiyaç var!" Yeşil ışıklar eşliğinde dönüştü. Sopasının üzerinde yükselerek çığlığın kaynağını aradı. Görmüştü, tıpkı Slenderman gibiydi, çığlıklar atarak etrafta gezinip kravatının ucundaki taşla insanları yok ediyordu. Gerçekten de çok korkunçtu. Arkasından gelen yumuşak bir ses ona " Günaydın!" dedi. Ladybug gelmişti. Chat " Naber? " diye cevap verdi. " Çok korkunç, ha?" Ladybug ona gülümsedi. " Temizlesek iyi olacak." Bir süre yaratığı izlediler. Yavaşça arkasından yaklaştıkları sırada Slenderman onları fark etti ve arkasını döndü. Kravatından ışınlar saçmaya başladı. Ladybug daha yoyosunu eline alamadan ışınlardan biri ona isabet etti. Bir pop sesiyle yok oldu. " Leydim, hayır!" diye bağırdı Chat. Aklı almıyordu. Leydisi yok olamazdı, önlerinde güzel günler vardı. Bir an için her şey durdu. İçinde köpüren öfke ve hüzünle "Felaket!" diye bağırdı. Bunu fark eden Slenderman birkaç adım geriledi. Chat atlayıp kravata dokundu ve onu yok etti. Slenderman eski haline dönerken yok ettiği insanlar geri geldi. Ladybug nerede diye etrafa bakarken arkasından " Ben buradayım." diye bir ses duydu. Ladybug oradaydı. Bıraktığı yerde duruyordu. Chat " Leydim!" diye bir sevinç narası atarak koşup ona sarıldı. " Hey, sakin ol, ben buradayım ve yaşıyorum işte." diye sakinleştirdi leydisi onu. Chat Ladybug'dan ayrıldı ve ona gülümsedi. Leydisi de ona gülümsüyordu. Birden yüzündeki gülümseme kayboldu. " Akuma nereye gitti?" dedi panikle. Ardından yukarı baktı, sonra tekrar Chat'in yüzüne. "Böyle bir canavardan yüzlerce olduğunu düşünsene!" Sesi ümitsizlik doluydu. Chat aniden kendini suçlu hissetti. "Olamaz, ne yaptım ben!" Hemen sopasıyla yükseldi, etrafına bakmaya başladı. Leydisi de yoyosuyla bir binanın tepesine tırmandı ve bakınmaya başladı. "Orada! Eyfel Kulesi'ne doğru gidiyor!" diye bağırdı Ladybug. Birlikte akumaya doğru gitmeye başladılar.
~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hawk Moth
Sen benim bugüne kadarki en güçlü akumamsın. Aptal ikilinin seni yakalamasına izin verme. Uç ve kendini klonla benim küçük akumam. Uç ve Paris'e kötülük sal!
~~~~~~~~~~~~~~~~~"Uzaklaşıyor!" dedi Chat.
"Ama hala yakalayabiliriz. Daha hızlı gitmemiz gerek!"
Eyfel Kulesi'ne yaklaşmışlardı. Chat kulenin tepesine baktığında içini donduracak bir şey gördü: Akuma, klonlanmaya başlamıştı.
" Daha fazla klonlanmadan onu yakalamalıyız!" dedi Ladybug. Nihayet Eyfel Kulesi'ne vardıklarında akumalar çoktan klonlanmayı bitirmiş, insanların içine girmek için havada süzülüyorlardı. Akumaların kaynağını yok etmek için Eyfel Kulesi'ne tırmanmaya başladılar.Temkinli davranıyorlardı, çünkü akumalardan birinin kendilerine girme olasılığı çok yüksekti. Tırmandılar, tırmandılar... Tam o sırada bir bip sesi duyuldu. Chat donakaldı. Buraya kadar gelmişti, geri dönüp tekrar dönüşse leydisini yalnız bırakmış olurdu. " Hey Chat, ne bekliyorsun, hadi!" diye uyardı Ladybug.
" Benim dönüşmem gerek." dedi Chat umutsuzlukla. Arkasını dönüp kuleden inmeye başladı. İndiğinde aklına bir fikir geldi. Adrien haline dönüştükten sonra akuma klanlarından birinin ona gelmesini bekledi. Amacı, Hawk Moth'un kontrolüne girmeden önce asıl akumayı yok etmekti.
Eğer ilk canavar her şeyi yok edebiliyorsa, klonu da yok edebilirdi değil mi?
Son kez leydisine baktı. Önüne gelen her akumayı iyileştiriyordu. Fakat hiçbiri asıl akuma değildi. Tam o sırada beyninde bir karıncalanma hissetti. Akumalardan biri ona girmiş olmalıydı. Sonra beyninde kalın bir erkek sesi duydu. "Merhaba klon, ben Hawk Moth. Sana istediğin şeyi yok edebilme gücü veriyorum. Ve Ladybug'ın mucizesini istiyorum." Etrafında siyah ışıklar çıktı, boyu uzadı ve kıyafetleri değişti Adrien'in. Artık dönüşmüştü. Klonlardan biriydi. Gökyüzüne baktı, asıl klonu bulmak için. Sonra gördü; diğerlerinden daha büyük ve siyahtı. Ladybug nerelerde diye etrafına baktı, ortada yoktu. Kendisi de akumayı doğru gitti. Onu gören herkes çığlık çığlığa kaçıyor, en yakın dükkana saklanıyordu. "Benden korkmayın." demek istedi Adrien, fakat ağzını açamadı. Çünkü Slenderman'ın ağzı yoktu.
Çaresiz devam etti. Tam akumayı iyice yaklaşmıştı ki, sağ tarafına bir tekme yedi. Ladybug idi tekmeyi atan. İnsanları yok edeceğini sanmış olmalıydı. Zarar vermeyeceğini anlatmak için kafasını iki yana salladı, sonra havada uçan asıl akumayı gösterdi. Ladybug bir akumayı baktı, bir ona. " Pekala." dedi ve bir adım geri gitti. "Hadi yok et." Adrien akumaya baktı, nişan aldı ve yeşil Işın yolladı. Ve akuma yok oldu. İnsanlar yavaş yavaş eski hallerine dönüyordu. Sonunda kendisi de Yeniden Adrien oldu.Ladybug'ın gözleri kocaman açıldı: " Ad-Adrien!?" " Selam!" dedi Adrien utanarak. " Ben, teşekkür ederim." dedi leydisi ona. Sonra da gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTMAK
FanfictionUnutabilmek gerek bazen... Olanları orada bırakmak, Olumlu bakabilmek gerek bazen... Unutmadan nasıl hayatta kalırsın şu yalan dünyada? Arada hatırlarsın, özlersin, sorun değil... Ya da kalbinde yaşatmaya devam edersin... Leydim, ben de olanları...