Bölüm 1

955 44 13
                                    


ALACAKARANLIK -SETH CLEARWATER FANFİCTiON-

Babam eskiden yaşadığı Forks'tan iş teklifi alınca büyük bir mutlulukla kabul edip annemle beni bu küçük kasabaya getirmişti. Babama burada yaşamak istemediğimi söylemedim. Söyleyemezdim de... O burayı seviyordu ,çocukluk anılarını ve annemle tanıştıkları bu küçük kasabayı. İkisi de buraya aitlerdi. Bense bir yabancı gibiydim.

Bulutlar küçük küçük yağmur tanelerini Forks'a yağdırmaya başlayınca arabada son kalan valizimi de alıp koşarak eve adımımı attım. Etrafıma bakınıp evi benimsemeye çalıştım. Annem ve babam büyük bir mutlulukla evi yerleştirirken bende sakince üst kata, yeni odama çıktım. Güzeldi. Çok büyük değildi, ama yeterliydi.

Duvarlar ten rengine yakın bir tonda boyanmış, ortada eski çift kişilik bir yatak vardı. Valizimden çizim defterimi ve kara kalemlerimi çıkartıp yatağımın üzerine koydum. Dolaba giysilerimi yerleştirirken annem içeri girmiş kapının kenarından beni izliyordu.

''Geldiğimizden beri gülümsüyorsun anne.'' Ayağa kalkıp boş valizi kenara yerleştirdim. ''Biliyorum, ama sen de bu gülümsemeleri hiç göremiyorum tatlım.'' Diyerek eliyle yüzündeki gülümsemesini işaret etti. ''Buraya alışmam zor olacak.'' 

Annem büyük bir umutla konuştu,

''Tek yapman gereken arkadaş edinmek, sonra biz gitmek istesek de sen buradan ayrılmak istemeyeceksin. ''Göz kırpıp yatağımın kenarına oturdu. Bende pencerenin önüne dikilip pür dikkat orman manzarasını inceledim.

''Canım sıkılıyor anne.'' Annemden cevap gelmeyince konuşmaya devam ettim. ''Yapacak hiçbir şey yok.''

Sanki çok mızmız bir çocukmuşum gibi söylenircesine konuştu, ''Skype'ta arkadaşlarınla konuşmaya ne dersin tatlım?'' sayfa sesi duyunca annemin ne yaptığını görmek için arkamı döndüm. Her zamanki gibi yeni çizdiğim resimlere bakıyordu. ''İnternet yok anne.'' Kaşlarını ve ağzını hafifçe yukarı kaldırdı ''Doğruya daha bağlanmadı. Yarına hallederiz.''

Annem endişelenme, her şey güzel olacak! bakışıyla bana baktı. Bense cevap olarak gözlerimi devirip arkamı döndüm ve büyük bir iç çektim.

''Baban ve ben biraz daha evle uğraşacağız. İstersen ormana gidip birkaç resim daha çizebilirsin?'' Tekrar ona döndüm ''Bu güvenlimi? Orman baya büyük görünüyor anne.'' Dedim elimle ormanı gösterip.

Annem her şeyi çok düşünmemden sıkılmış bir şekilde cevap verdi ''Tatlım...Nerede senin bu genç ruhun? Biraz eğlenmene bak, orman gayet güvenli.'' Doğrusunu söylemek gerekirse pek güvenememiştim.

Annem odadan çıkınca gri kapşonumu ve kot ceketimi alıp giyindim. Yataktan çizim defterimi ve kalemlerimi alıp çıkacakken yağmurun yağdığını hatırlayıp ıslanmaması için sırt çantama defterimi yerleştirip aşağı indim. Annem ve babam kıkırdayıp bir şeyler konuşuyor, tabakları dolaplara yerleştiriyorlardı. ''Ben ormandayım!'' cevap gelmeyince evden çıkıp ormana ilerledim.

Birkaç dakika yürüdükten sonra arkama baktım. Ev, hatta kasaba gözden kaybolmuştu. Kesilmiş yada kendiliğinden devrilmiş yerdeki ağaç parçasının üstüne oturup derin bir nefes aldım. Arkamdaki ağacın dalları yağmurun gelmesini engelliyordu.

Hoş ve huzurlu bir yerdi. Sessizdi, etrafta buram buram toprak kokusu vardı. Ayakkabılarıma baktım. ''Tanrım, bu çamuru nasıl çıkaracağım ben?'' Bir yandan da bot giydiğim için kendimi tebrik ediyordum. Çizim defterimi çıkarıp gökyüzüne eşlik eden ağaçları çizdim. Kurşun kalemle 20'den fazla çıkardığım tonlara biraz daha ekleme yapıp gökyüzüne son bir kez baktım.

Yeni Ay -Kurt ve kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin