Günlerdir ormana gidiyordum. Onun için.
Belki de ölmüştü...
Yada o kadar hırpalanmıştı ki yerinden kalkacak hali yoktu. Ormanın derinliklerinde koşarken kahverengi kurdun ona saldırdığını hayal edince içim titredi. O, oldukça güçlüydü. Bunu ikisi birbirine pençe ve dişlerini geçirirken anlamıştım. Ama aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Ya dikkati dağılmış kurdun üstüne atlamasaydım? O zaman ne olurdu? Hem kahverengi olan, devasa kurt o kadar güçlüydü ki omzumu sıyırıp geçmesine rağmen bende derin bir yara bırakmıştı.
4 derin pençe izi... Annem ve babamın görmemesi için her zamanki kapşonlumu üzerime geçirip aşağıya indim. Tekrar ormana gidip onu bekleyecektim. Ayakkabılarımı giyerken beni yakalayan annem söylendi ''Yine mi ormana?'' elindeki tahta kaşığı tehditkar bir şekilde bana ve sırt çantama uzattı ''Ormandan bıkmadın mı? Sayamayacağım kadar orman manzarası çizmişsin yine. Sahile gidip iç açıcı şeyler çizmeye ne dersin tatlım?'' cevap olarak gözlerimi devirdim. Ben kapıdan çıkarken arkamdan konuşmaya devam etti '' La push sahili! Jacob'ların evlerinin yakınlarında! '' kapıyı kapattım.
Bu açıkça git demekti.
Hızlıca ormana gittim etrafa bakındım. Yine yoktu.
Annem haklıydı, başka şeyler çizmeliydim. Belki kafamı dağıtabilirdim. Zaman kaybetmemek için hızlı adımlarla sahil yoluna koştum.15 dakika sonra sahil yoluna varmıştım bile. Kayalık kısımlarda kalmayı tercih edip kumsala inmedim. Etrafa baktım. Karşı kayalıkta hareket eden bir şeyler vardı. Biraz daha odaklanınca onun bir insan, hatta Seth olduğunu anladım. İlk başta ne yapmaya çalıştığını anlayamadım. Sonra fark ettim. Üstünü çıkardı, geri koşup durdu. Atlayacaktı! Ne yapıyordu bu! Eğer o metrelerce yüksek kayalıktan atlarsa hayatta sağ salim denizden çıkamazdı. ''Seth!'' benim bağırmama kalmadan o denize atlamıştı bile. Hızla kumsala indim. Kapşonumu ve çantamı çıkarıp kumun üstüne attım. Hiç bir şey düşünmeden koşarak denize girdim, kayalığın dibine yaklaştım.''Seth'' etrafta kimse yoktu. Soğuktan dişlerim tir tir titriyor, birbirine çarpıp garip sesler çıkarıyordu.
Hiçbir şey göremeyince denizin derinliğine inip gözlerimi açtım. Bulanık olsa da kımıldayan bir şeyin olmadığını anlayabiliyordum. Nefes almak için yüzeye çıktım ''Seth!'' etrafa bakındım, yine bir şey göremedim. Tam kafamı denize geri sokacaktım ki bir çift el beni belimden tutup buna engel oldu.
Karşımdaydı. ''Buradasın!'' şaşkın şaşkın gözlerime baktı. O an ilk defa yüzünü inceledim. Siyah ıslak saçları tutam tutam kaşlarının üzerine inmişti. Saçlarını alıp elimle geriye attım. Gözleri oldukça koyu ve iriydi. Yüzünde ki damlalar teker teker aşağı süzülüyor, dudağının üstünde birleşiyordu. Gözlerim dudaklarına kaydı. Dudakları denizin soğukluğundan hiç etkilenmemiş, aynı pembelikteydiler. Seth yaşına göre oldukça güçlüydü de. Belimden tutmuştu, yüzeyde kalmaya çabalamama gerek yoktu. Ellerim göğsündeydi, o kadar sıcaktı ki denizin soğukluğunu bana unutturmuştu. Ellerimi göğsüne iyice yasladım. Kalbinin ritmi çok güçlü ve sesliydi. Anlamam için dokunmama gerek yoktu.
''Kalbin,'' kafamı dudaklarından kaldırdım, gözlerine baktım.
''Çok hızlı atıyor.'' İkimizde nefes nefeseydik. Cevap vermedi, gözlerini gözlerimden ayırmadı. ''Ve çok sıcaksın.'' Elimi göğsünden çekip alnına koydum
''Sanırım ateşin var Seth.'' Seth kımıldamıyor, cevap vermiyordu.
''Seth?'' Hızla beni kendine çekip sarıldı. Birkaç saniye kımıldayamadım. Sonra ellerimi saçlarına gömdüm. Rahatlamıştı. Her geçen saniye belimden daha sıkı sarılıyor, beni kendine daha çok çekiyordu. İçimi ısıtmıştı.
''iyi misin?''
''Evet.''
cevap vereceğini düşünmemiştim. Geri çekildi ama ellerini belimden çekmedi. Ona baktım, göz kamaştırıyordu. Buğday, ıslak teni güneşin altında parıldıyordu. Ona baktıkça bakasım gelmişti.
''Hadi çıkalım buradan.'' Kafamı salladım. Elimi tutup kumsala doğru yüzdük. Kumsala geldiğimizde kendini kumlara atıp uzanmıştı. Bende aynısını yapıp yanına uzandım. Nefes nefese konuştum ''Orada ne yapıyordun?'' gözlerini gökyüzünden çekip bana baktı.
''Düşünüyordum.''
''Kim metrelerce yüksek bir kayalıktan atlayarak düşünür?'' Sakin bir sesle konuştu. ''Biz.'' Şaşırdım ''Siz?'' Sustu. İkimizde konuşmadık, etrafta sadece birbirine çarpan dişlerimin tıkırtıları vardı. ''Bana sarılabilirsin.'' Kafamı çevirip ona baktım. Bana bakıyordu. Sanırım uzun bir süredir orada yatmış beni izliyordu. ''Ne-'' cümlemi tamamlamadan beni kendine çekti. Nedenini şimdi anlamıştım, sıcacıktı.
''Neden bu kadar sıcaksın?'' konuşurken bir yandan ellerimi göğsüne yaslamış, bir tarafı ısınınca diğer yanını çeviriyordum. Derin bir nefes alıp konuştu ''Aslında bende bilemiyorum.''
Fazla gizemliydi. Ona ne zaman baksam gülerdi. Ama şimdi daha çok tedirgin gibiydi. ''Yaşına göre oldukça güçlü ve kaslısın.'' Tedirgin oldu. Omzundaki dövmeyi görünce aynısından arkadaşlarında olduğunu hatırladım. ''Ayrıca dövme yaptırmışsın. Arkadaşlarında da bundan vardı, aynısından, aynı yerde.'' Gerildi. ''Sorularımı cevaplamıyorsun. Bir şey sorsam geriliyorsun, sürekli derin nefesler alıyorsun,'' ellerimi kaslarında gezdirdim. ''Benden mi sıkıldın?'' hemen cevap verdi ''Hayır.'' Kafasını saçlarıma gömdü. ''Sadece bunları açıklayamam. Cevapları senin bulman daha doğru olur Layla.'' Anlayamamıştım, üstüne gitmedim. ''Fazla titriyorsun. Gel.'' Yerden kalktı beni de elimden tutarak kaldırdı. Ayağa kalkınca birden gözleri omzuma kitlenmişti. ''Seth ne oldu?'' cevap vermedi omzuma baktım. Kanıyordu. Elimle üstünü kapattım denizden çıktığımızdan beri sızlıyordu. Endişe ve hafif bir korkuyla konuştu,
''Özür dilerim ben ben-'' lafını kestim,''Önemli değil senin suçun değildi.'' Sinirlenip yüzüme sonra omzuma baktı. ''Denize kendim için atladım.'' Tekrar gözlerime baktı. ''Senin içindi ama kısmen kendim içindi.'' Gülümsedim. Utanmış, kafasını yere eğmişti. Yerden çantamı aldı, sırıtıyordu. Evlerine doğru yürüdük.
![](https://img.wattpad.com/cover/83549092-288-k8857.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ay -Kurt ve kız
FanfictionSeth clearwater hayranlarına.. (Fragmanlı) =Layla= Nefes almak için yüzeye çıktım ''Seth!'' etrafa bakındım, yine bir şey göremedim. Tam kafamı denize geri sokacaktım ki bir çift el beni belimden tutup buna engel oldu. Karşımdaydı. ''Buradasın!'' şa...