Alarmın korkutucu sesi sarışın adamı uyandırmaya yetmişti-gerçi kim olsa bu sese uyanırdı. Aklı hala dün gecedeydi. Bay Stark'ın dün söyledikleri, Steve'in aklını karıştırmıştı ve aklından çıkaramıyordu.
Ne yani onu kıskanmış mıydı?
Steve bu düşüncesine kahkaha attı ve üstünü giyinmeye başladı. O Tony Stark'tı, onun gibi saçma birisini neden kıskansın ki? Ayrıca onun eşcinsel olmadığına emindi. Sarışın adam anahtarlarını ve dosyalarını alıp evinden çıktı.
İş yerine gelmesi uzun sürmüştü. Her zamanki trafiklerdendi ve Steve buna alışkındı. Asansöre bindi ve kapının kapanmasını bekledi. T.S ye bastı. Bu sefer sadece konuşacaktı, dosya felan yoktu.
"Bir saniye!" O sırada tanıdık birinin sesi doldurdu ve asansörün kapısı kapanacakken tekrar açıldı.
Tony Stark.
Şu sıra işe geç kalan Tony Stark'tan başkası değildi. Steve'in yüzüne bakma zahmetine girmeden içeri girdi. Tam T.S ye basacaktı, zaten basılı olduğunu gördü.
"Odamda ne yapacaktın? Dosyaysa, bugün toplantım var getirmene gerek yok." dedi Tony düz çıkmasını umduğu sesiyle.
"Sizinle konuşacaktım," dedi Steve, "Dün akşamki olay hakkında."
"Konuşacak bir şey olduğunu sanmıyorum, Rogers."
"Bence konuşacak şeyler var, Bay Stark."
"Siz seviştiniz ve burada bitiyor. Nasıl yaptığınızı merak etmiyorum, yani konuşacak bir şey yok."
"Öyle bir şey olmadı!" diye sinirle yükseldi Steve, "Gerçi öyle bir şey olsa niye sizi ilgilendiriyor?" ardından asansörün durmasıyla etraflarına bakındılar. Asansörde kalmışlardı.
Bir bu eksikti.
"Ne yaptın?" dedi Tony sinirle.
"Ne mi yaptım?! Tek yaptığım burda durmak ve şimdi siz asansörde kalmamızın suçunu bana mı atıyorsunuz?!" dedi Steve.
"Senin yüzünden toplantıma geç kalacağım!" diye karşılık verdi Tony.
"Ben bir şey yapmadım, Bay Stark!" Steve bağırmamak için elinden geleni yapıyordu.
Aralarında uzun süre sessizlik oldu. Ardından Tony konuşmayı tercih etti.
"Yunan Mitolojisine inanır mısın?" dedi Tony. Steve bunun şuan ne alakası olduğunu bilmiyordu ama bildiği bir şey var gibi görünüyordu.
"Sanırım hayır." dedi Steve.
"Yunan Mitolojisine göre insanlar dört kol, dört bacak ve iki yüzlü yaratılmışlar. Güçlerinden korkan Zeus onları ikiye ayırır ve onları hayatları boyunca diğer yarılarını aramaya mahkum eder. Diğer yarını bulduğunda 'aşk' onları bir arada tutar, birbirlerini tamamlarlar." dedi Tony. Steve bu konuşma nereye varacak hiç bir fikri yoktu.
"Peki sen diğer yarını buldun mu?" diye sordu Steve. Tony gülümsedi.
"Sanırım buldum." dedi ve dudaklarını sarışın adamınkilerine bastırdı. Steve şoku hala atlatamadığından karşılık vermiyordu. Tony geri çekilecekken Steve dudaklarını araladı.
Bunu beğenmişti.
Steve ellerini Tony'nin yüzüne yerleştirip kendine bastırdı.
Bunu gerçekten beğenmişti.
Tony dudaklarından çenesine sonra boynunu öpmeye başladı ve elleri Steve'in kalçalarını sıkıca kavradı. Durmaları lazımdı, bu yanlıştı.
"Bay Stark." dedi Steve. Tony onu umursamadan devam ediyordu. "Bay Stark!" diye daha yüksek sesle konuştu. Ancak başarısız olmuştu. "Tony!" diye bağırdı. Tony durup mavi gözlere baktı. Asansör tekrar çalıştı.
"Bu yanlış, Bay Stark." dedi Steve kendi katına basarken.
"Buda ne demek?" dedi Tony. Asansör Steve'in katında durdu.
"Bir şeye ihtiyacınız olursa, odamdayım." dedi Steve ve asansörden çıktı. Bucky asansörün önünde bir kaç adamla birlikteydi. Büyük ihtimalle onlar çalıştırmıştı asansörü. Bucky elindeki dosyaları Bay Stark'a gösterirken Steve ofisine ilerledi. Tony'nin sözleri onu etkilemişti. Bu adam kafasını karıştırıyordu ve bundan vazgeçmeyecek gibi görünüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
beautiful chaos :: stony
Fanfiction"Benim en güzel kaos'umsun." Bu hikaye @aestheticstark tarafından yazıldı, benim tarafımdan devam ettirilmektedir.