-3-

18.8K 61 2
                                    

Lolipop

Adının Adrian olduğunu öğrendiğim benden birkaç yaş büyük -muhtemelen üniversite öğrencisi- çocuk oyunun kurallarını anlatmaya başlamıştı.Onu dikkatle dinlerken gözlerinde kaybolmamaya çalışıyordum.Bu hislerin 3 bardak biradan mı yoksa çocuğun çekiciliğinden mi meydana geldiğini merak ediyordum.Ancak bunları düşnürken bile 5 dakikamı harcamıştım bile.Yüzüme habersizce yerleşen gülümsemeyi silip dinlemeye devam ettim.

''Doğruluk mu cesaretlik mi oynuyormuşuz gibi düşünün.Sadece yapmayacağınız her bir cesaretlik gösterisi için bir shot atıyorsunuz'' dedi bembeyaz dişlerini sergilerken.

Oyunu düşünüp benim için ne kadar mantıklı olabileceğini kavramaya çalışıyordum ancak hala beynimi bulandıran şey devam ediyordu.3 bardak biradan sarhoş olacak bir kız değildim hele konu bira ise.Rahatsızca yerimde kımıldandım.Muhtemelen bira ile başka bir içeceğide karıştırmışlardı.

Adrian eline boş bir bira şişesi aldıHerkesin görebileceği bir şekilde kaldırıp konuştu,

''Ucu cesaretliği sergileyecek kişi,arkası ise ne yapacağını söyleyecek kişi'' dedi.

Şişeyi masaya koyup çevirk bir hareketle dönmesini sağladı.Masanın etrafında oturan 6 kişi - bende dahil- şişenin dönmesini izliyorduk.Ben , Adrian,Chris,Kayle,Hugo ve Diana.Hepsinin kafası benden de kıyak olduğundan şişenin dönmesine bile gülüyorlardı.Sonunda şişe durduğunda en azından gelecek 5 dakika için rahattım.

Şişenin ucu Diana'ya, arka tarafu ise Chris'e gelmişti.Chris yüzünde kurnaz bir gülümsemeyle elini çenesine koyup düşünüyormuş gibi yaptı.Herkes ne diyecek diye merakla beklerken, ben şişenin ucunun bana gelmediği için şükür ediyordum.

Sonunda aklına bir şeyler gelmiş olacak ki nefes alıp konuştu.

''Bana bir bira getir,'' dedi sakince.Herkes bu kadar mı diye beklentiyle tekrar bakarken devam etti.''Ve kendi ağzından bana içir'' dediklerinden sonra Diana'ya göz kırptı.

Diana üzerinde beliren bir özgüvenle yerinden kalktı ve biraların olduğu masadan bir bira bardağı alıp Chris'in başında bitiverdi.Ağzına aldığı bir yudum birayı Chriz'in ağzına yaklaştırdı ve dudakları birleşti.Dillerinin danslarını buradan görebiliyordum.O sırada Diana'nın ağzındaki bira Chris'in ağzına akmıştı bile.

Cidden dışarıdan itici gözüküyordu ancak hissettirdiklerinin bambaşka olabileceğini düşündüm.Bir kaç yudum tekrarından sonra Diana yerine geçmek için hareketlendi.Chris' Diana'nın kolundan tutup sertçe bir öpücük bıraktı ve Diana sersemlemiş bir halde sandalyesine geri döndü.

Şişe tekrar dönmeye başladığında , midemde garip bir his hissettim.Ve saniyeler sonra şişenin ucu beni gösterdi.Neden hiç bir duam bu güne kadar kabul olmamıştı ki.Şişenin arkası Hugo'ya geldiğinden sevimli bir şekilde gülümseyip gözlerini kırptı.Ona bakıp yüzümü buruşturdum.Kalbim çok hızlı atıyordu.

Hugo yerinde kıpırdanıp, elini cebine attı. Eli ile birlikte avucunda bir şey daha çıkmıştı.Ne olduğuna bakmaya çalışırken avucunu açtı.Avucunun ortasında bir poşete konulmuş beyaz toz vardı.Tekrar gülümsedi ve konuştu.

''Bir fırt çekmeni istiyorum'' dedi.

Gözlerimin büyüdüğünü hissettim.Bunu asla yapmazdım.Tamam bira,içki, vs. onları kullanıyordum zaten ailemin haberi vardı ancak beni tamamen hayattan koparak bir şeyi asla kullanamazdım.

''Sanırım bir shot atıyorum'' dedim elime aldığım küçük bardağı kafama diktim.Beni izlerken üzülmüş gibi bir ifade takındı.

''Bağımlı olmazdın Andrea'' dedi gülerken.

''Neyse ne,öyle şeyler kullanmıyorum, kusuruma bakma'' dedim bu sefer ben kendi yüzüme yerleştirdiğim sevimli gülümsememle.Yüzünü buruşturup arkasına yaslandı.

Şişe bir kere daha döndüğünde gerçekten bunu beklemiyordum.Yani bu biraz fazla değil miydi.Kendimi tutamadan ağzımdan bir kahkaha kaçtı.Herkes bana gülerken bende gülmüştüm.Çünkü uğursuzluğun eşittiriydim.

Şişenin arka tarafı Adrian'a gelmişti.Yüzüne seksi bir gülümseme yayıldı ve bana bakmaya devam etti.Kim bilir aklından ne düşünceler geçiyordu.Bu işe karışırken ne düşündüğümü bilmiyordum,çabuk gaza gelen biriydim.

''Senden lolipopumu yalamanı istiyorum'' dedi.

Duyduğum şeylerin gerçek olup olmadığını kavramaya çalışıyordum ancak gerçekti.Bu fazlaydı,bu gerçekten fazlaydı.Ayağa kalkıp taburemin düşmesini aldırmadan konuştum,

''Oradan bakılınca bir sürtüğe mi benziyorum'' dedim sinirle.Bu kıyak kafamla bile sinirlerimi oynatmayı başarmıştı.

Kayle araya girip konuştu,

''Adrian sence de bu biraz fazla değil mi ?'' dedi.Gözlerinin kaymasından ve hala sırıtıyor oluşundan Adrian'ın fena kafayı bulduğunu anladım, muhtemelen çekmişti de.

''Hadi ama kızlar bu bir oyun, azıcık eğlenmeliyiz'' dedi.

''Yapmıyorum, ve benim için oyun bitti'' dedim kesin bir dille.Arkadaşı kokain teklif ediyordu , birde yetmiyormuş gibi ora- ahh aklımı kaçıracaktım.Hızla arkamı dönüm ayrılmak için hareketlendim.Kolumda hissettiğim sert ellerle yerime çivilenmiştim.

''Nereye gittiğini sanıyorsun, yapmayacaksan shot atmalısın'' dedi.Ona ciddi olup olmadığını sormak istedim ama kaybedecek zamanım yoktu.Hızla kolumu sallayıp elinden kurtuldum.Adımlarım birbirini kavalıyordu,kaçarcasına yürüyordum. Arkamdan duyduğum adım sesleriyle hala peşimde olduğunu fark ettim.

Masadan bağırışlar geliyordu.Huğa kalın sesiyle ''Getir onu adamım!'' diye bağırmıştı.Adımlarımı koşarcasına atarken az kalksın kaygan zeminde düşüyordum.Bu sayede bana yetişen Adrian sert elleriyle tuttuğu bileğim yüzünden arkaya dönmek zorunda kaldım.

''Oyun yeni başlıyor, bebeğim'' dedi beni tekrar masaya çekiştirmeye çalışırken havuza doğru koşan bir çocuk üzerimize doğru geliyordu.Kendini frenlemeye çalışırken bizi havuza itmişti.Hızla Adrian ile havuza düşmüştük.Ve ben yüzme bilmiyordum.


Y/N Geç geldiği için üzgünüm.Lütfen oy vermeyi unutmayın.Çünkü oylar hiç artmassa devam etmeyebilirim :(

Zevk Çemberi // JBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin