**********
Zil çaldığında matematik kitabımı dolaba koydum ve ilerlemeye başladım. Adımlarım beni istemeden soyunma odasına götürüyordu.
Olanları Ashley'e anlatmamıştım. Eğer anlatırsam, milyon kez benim gerizekalı olduğumu söyleyecekti. Lanet olsun ki, haklıydı.
Tam bir gerizekalıydım.
Acaba beni neden soyunma odasına çağırıyordu ? Aklımda bir ihtimal vardı, fakat düşünmek bile utanmama sebep oluyordu. O Justin Bieber'di. Okulda yatmadığı kız kalmamıştır, muhtemelen.
Beni kulanacağını bilerek kollarına gidiyordum. Ona sımsıkı sarılmak ve dokunmak istiyordum. Amy'in yerinde olmak istiyordum.
Intikam almam gerekirken, teslim oluyordum.
Bana söylediği onca şeyden sonra ona gidiyordum. Soyunma odasına girdim ve içerde beklemeye başladım. Burası fazlasıyla küçük bir odaydı.
Kapı açılınca kafamı ışık hızıyla çevirdim. Gelmişti. Oradaydı. Karşımdaydı. Gözlerimin içine bakıp gülümsedi ve kapıyı kilitleyip anahtarı cebine koydu.
"Sende beni istiyorsun, değil mi ?" Yavaşca bana doğru ilerlemeye başladı, onunla birlikte bende geriye gidiyordum.
Sırtım soğuk duvarla temas edince içimi heyecan ve korku bastı. Tanrım ! Düşündüğüm şeyi mi yapacaktı ? Yapacaktık ?
Kaslı ve dövmeli kollarını duvara yasladı ve bana doğru eğildi. Şuan aramızda çok az mesafe vardı ve kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, onun duyduğuna adım gibi emindim.
Dudaklarını yavaşca dudaklarıma değdirince kalbim daha hızlı atmaya başladı. Dudaklarımın heyecandan titrediğine emindim.
Öpmüyordu, sadece dudaklarını dudaklarıma değdirip geri çekiliyordu. Az önce olduğu gibi yine geri çekildi ve aniden dudaklarıma yapıştı.
Çok fazla sert öpüyordu, öpüşmeyi beceremiyordum ve ilk öpücügüm hayatımın adamına gitmişti.
Tam da istediğim gibi.
Öpüşüne karşılık vermeyince, bileğimi daha sıkı kavradı. Morardığına emindim. Çaresiz kalınca karşılık vermeye başladım.
Vücudum ateş gibi yanıyordu ve onunla daha fazla zaman geçirmek istiyordum. Ellerimi ensesine doğru götürdüm ve sertçe kendime çektim.
Ellerini yavaşca kalçalarıma götürdü ve sıktı. Zevkle inledim. Inlememi duyunca daha fazla cesarete gelmiş olacaktı ki, pantolonumun üzerinden kadınlığımı okşamaya başladım.
Tanrım! Kendimi dünyanın en mutlu kızı hissediyordum. Fırsatı kullanıp onun her yerine dokundum. Yüzünü sevdim ve her santimini ezberledim.
Pantolonumu çıkardı ve yere fırlatıp bacaklarımı sıkıp okşamaya başladı. Bacaklarımı beline doladım ve kendime daha çok çektim. Daha fazlasını istiyordum.