Gördüğüm mesaj ile birlikte kalbim yerinden çıkacakmış gibiydi. Fikrini değiştiren neydi? 'Herneyse' dedim içimden 'Sonuçta istediğim oldu..' Bir süre klavyede gezindi ellerim. Nasılsınız yazsam çok mu samimi olurdu, veya naber yazsam çok mu rahat kaçardı? "Nasılsın?" yazıp gönderdim en sonunda. Görmesini beklemek vardı şimdi de. 2 tikte kalmıştı. Ne vardı mavi olsaydı sanki!? Beklemeyi bırakıp telefonu rastgele yatağa fırlattım ve aşağı, annemin yanına indim. "Hadi kahvaltı hazır" Annemin sesini duyduktan sonra masaya oturdum. Birkaç dilim peynir ve zeytin yedikten sonra kalktım masadan. Odama gittim ve birkaç parça kıyafet alarak banyoya ilerledim. Suyu ılığa ayarladıktan sonra küvetin içine girdim. Mayışmıştım ve sıcak su gereğinden fazla iyi gelmişti. Yarım saat kadar sonra küvetten çıktım ve üzerimi giyindim. Saçlarımı kurutmaya üşendiğim için tepemde bir topuz yaptım. Tam aşağı iniyordum ki annemin sesi yankılandı tüm evde "Bak! Artık benim dayanacak gücüm kalmadı. Ben artık kendi hayatımı kurmak ve sağlıklı bir çocuk sahibi olmak istiyorum. Bunu bana çok görme! Kızını da al ve uzaklaşın benden!"
Söylediği son cümlenin ardıdan kapıda kendisini dinleyen beni farketti. Hızla telefonu kapattı ve yanıma gelmeye çalıştı. "Derin ben-" Cümlesini tamamlamasına izin vermeden koşarak odama gittim ve kapıyı kilitledim.Elime geçirdiğim sırt çantasının içine ilaçlarımı telefonumu ve bir miktar para koyarak kilitli olan kapıyı açtım ve kenarında bekleyen annemi es geçerek kapıdan dışarı attım kendimi. Arkamdan gitme diye bağırıyordu. Ama asıl istediği de bu değil miydi? Babama ilerleyen ayaklarım son anda rotasını değiştirip sahile varmıştı. Boş bulduğum bir banka oturarak izlemeye başladım denizi. Durgundu, sanki birşey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi. Tıpkı benim gibi. O anda telefonuma gelen bildirim sesi ile irkildim. Koray'dan gelmişti. Sevinememiştim bile.. "Çatlak bir telefon sapığım ve sıradan bir hayatım var. Sanırım iyiyim. Sen nasılsın?"
Ona cevap vermek yerine aradım. Ben, Koray'ı aradım.. Aradığım gibi pişman oldum ama artık çok geçti"Alo?"
"Kırgınım, ve de kızgın."
"Anlamadım?"
"Nasılım diye sormuştun ya"
"Mesajlardan aramaya mı terfi ettin küçük sapığım?"
Onu dinlemek huzur veriyordu. Ses tonu.. mükemmeldi..
"Bir anne neden kızını istemez ki? Hasta olmak benim suçum değildi. Hiçbişey benim suçum değildi. Babam da istemezse beni hepten yanlız kalıcam işte. Yanlız ve kimsesiz olarak ölücem ve kimsenin umurunda olmicam.."
Uzun bir süre birbirimizin nefes alışverişlerini dinledik. Ta ki benim oracıkta bayılmama yetebilecek cümleyi kurana kadar"Hayır, yanlız değilsin. Ben varım. Ve sen benim umurumdasın küçük telefon sapığı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer Yaşarsam
ChickLitKim ölmeden önce yapılacaklar listesi yapardı ki? Tabiki de Derin! Doktorların ona biçtikleri ömür sadece bir doğum günü daha kutlamaya yetiyordu. Bir anda karar verdiği bir çılgınlık ile hayranı olduğu blogerın telefon numarasını buldurur ve ona ö...