2. Bölüm

118 14 21
                                    

O günden sonra, Diablo bir hafta boyunca sadece küçük ihtiyaçları için dışarıya çıkmıştı. Bir hafta boyunca suç işlemekten uzak durdu. Cassey endişelense de, Diablo'nun başına hiçbir şey gelmeyeceğini biliyordu. Üstelik arada küçük ihtiyaçları için çıkıyordu zaten. O anlarda sürekli onu izliyor ve takip ediyordu. Arada Diablo'nun onu fark ettiğinden şüpheleniyordu. Korktuğu buydu zaten. Diablo'nun kendisini görmesini istemiyordu.

Cassey'in Ağzından
Ah evde oturmaktan çok sıkıldım. Diablo'da hiçbir şey yapmıyordu zaten. Sadece arada çıkıyordu ve bu zamanlar onu bol bol izlemem için yeterli olmuyordu. Telefonuma gelen mesaj sesiyle elimdeki kolayı masanın üstünde bıraktım ve telefonumu elime aldım.

Bilinmeyen Numara: Hey Cassey! Yarım saat sonra yarışlar başlayacak. Bilirsin gece yarışları. Kazanan herşeyi alır. Diablo da orada olacak.

Gerisinde de adres yazıyordu. Ne! Diablo bu gece yarışlarda olacak ve benim şimdi haberim oluyor :) . Yarışlar yarım saat sonra başlayacak :) . Ve ben hala gülüyorum :)) . Işık hızıyla dolabıma koştum ve üstüme bir şeyler geçirdim. Silahımı görünmeyecek şekilde cebime koydum ve üstüme deri ceketimi giyip, araba anahtarı ve ev anahtarını aldım. Telefonumu da cebime koydum ve hızla evden çıkıp arabama koştum. Mesajda yazan adrese hızla sürmeye başlarken, radyoyu açtım. Ah şansıma Nicki Minaj ve Chris Brown'ın en sevdiğim düetlerinden biri çıkmıştı. Şarkıya eşlik ederken sürmeye devam ettim.

  Çok heyecanlıyım. Sonunda onu doğru düzgün görebileceğim. Az az görmekten sıkılmıştım. Ama eğer ateşli Diablo'mu tanıyorsam, rahat durmaz, mutlaka bir şey yapardı. Bugün bir şey olacak hissediyorum. Telefonuma gelen bildirim sesiyle elime aldım. Mesajı açarken, bir yandan dikkatle arabayı kullanmaya devam ediyordum. Tanrım. Mesaj Diablo'dan gelmişti.

Diablo: Buraya geleceğini biliyorum.

Cassey: Sana kendimi göstermeyeceğim Diablo.

Diablo: Hadi ya. Aslında ben senin yanına gelecektim.

Cassey: Dış görünüşüm hakkında en ufak bir fikrin yok. Sen beni görmedin bile.

Diablo: Bu seni fark etmeyeceğim anlamına gelmez, Cassey.

Cassey: Bende dikkatli olurum.

Diablo: Göreceğiz.

Lanet olsun! Kesin fark ederdi. Yani ben mal mıyım neyim hani ne diye mesaj atıyorum ki?! Al işte attım da ne oldu acaba? Hiçbir şey. Koca bir HİÇ. Neyse kendimle kavga etmenin hiç sırası değil, bunu sonraya sağlayacağım.

Yarışın yapılacağı yerde arabayı durdurdum. Burası çok kalabalıktı ve son ses müzik açmışlardı. Güzel müzik zevki. Bir sürü yarış arabaları, arabalarına yaslanmış havalı yarışçılar, ve onların altına yatıp para kazanmak için her yolu deneyen sürtükler. Ah evet, olmazsa olmazlar. Arabamdan indim ve etrafa bakıp arabama yaslandım. Gözlerimle Diablo'yu aradım ama yoktu. Henüz gelmemişti. Ya da fena kandırılmıştım. Ama geleceğini ve beni bulacağını söylemişti. Ah, neyse.

Tam gitmek için hazırlanıyordum ki tabiki bir klişe olup tam o sırada Diablo falan gelmedi. Arabama yaslanmış iyice sıkılırken, kalabalıktan sesler yükseldi ve tabiki bende oraya baktım. Siyah, alev baskılı, güzel modifiyeli bir 1970 model Dodge Charger, sürücü koltuğunda ise Diablo. Bu arabayı nerden buldu demeyeceğim, muhtemelen o günkü banka soygunundan çaldığı parayla almıştı. Ah, bu arabaya bayılıyorum. Sürücü koltuğunda Diablo olunca daha çok sevdim. İsminin Tej olduğunu duyduğum bir adam, Diablo'ya ilerledi ve Diablo arabadan inince el sıkıştılar.
"Naber adamım? Uzun zaman oldu. Hiç geri dönmeyeceksin sanmıştım." Deyip gülmüştü Tej. Diablo başını sallayıp güldü.
"Açıkçası yarışları ve arabaları özlemişim, gelmek iyi oldu."
"Bugün senin için mükemmel bir yarış var. Kazanmanı bekliyorum."
Diablo sırıttı ve arabasına bindi. Tej bahisleri toplarken, Diablo için yüklü bir para bahiste bulundum. İnanıyorum kazanacak. Gülümsedim ve onu izlemeye devam ettim. Tej'in işaretiyle beraber, arabalar başlangıç çizgisinde hizaya geçtiler. Oldukça seksi bir kız, elinde bayrakla arabaların arasından geçti ve en öne gelip arabalara döndü. Hazır mısın falan şeyleri geçtikten sonra kız kalçalarını sallayarak iki elini de aynı anda indirdi ve bütün arabalar büyük bir gürültü, yüksek hızla yarışa başladılar. Diablo tabiki de fark yaratarak arabasının önünü kaldırarak yarışa başlamıştı. Bu da ona avantaj sağlamıştı tabii. Önde gidiyordu ve vay canına! Diablo gerçekten mükemmel araba kullanıyor. Yarışı başkasının kazanması için bir mucize gerekir ve Diablo mucizelere inanmaz.

Tabiki yarışı Diablo kazandı. Herkes çok fazla para vermişti ve hepsini Diablo'nun alması onları fazlasıyla sinirlendirdi. Hatta birisi arabasını bile kaybetti. Aptal herif.

Kızlar kıvırtarak Diablo'nun yanına giderken tabiki sakindim :) . Kıskançlık veya sinirden kudurmuyorum yani :) . Ama Diablo fazla yüz vermiyordu. Karısını öldürdükten sonra kadınlarla arası açıldı. Zaten her gün başka bir kız beceren biri değildi Diablo.

Sürtüklerden biri yanımdan geçerken, fırsat bu fırsat ona sertçe çarpıp yere düşmesini sağladım.
"Ah, pardon canım. Yanlışlıkla oldu." Deyip sahte bir şekilde gülümsedim.

Sürtük cırlamaya başlayınca, güzel kafam bunu götürmedi ve saçından tuttuğum gibi kuytu bir yere sürükledim. Herkesin kafası güzel olduğu için biz pek umurlarında olmamıştık. Silahımı çıkarttığım gibi kızın başına dayadım. O bana yalvarmaya başlarken umursamadım ve daha fazla sinirimi bozmaması için kafasına bir kurşun sıktım. Orospu Diablo'nun nerdeyse her yerini ellemişti. Ayak üstü seks yaptı resmen. Neyse oh rahatladım, derkeeeeen Diablo bana gelmeye başlamıştı :) . Tabii ya nerde silah orda Diablo zaten değil mi amk. Maceradan, silahtan, biraz uzak dursana be adam.

O bana yaklaştıkça umursamıyormuş gibi yaparak telefonumu çıkarıp birine mesaj atıyor gibi yaptım ve telefonumu cebime geri koyup, karşımda duran Diablo'ya baktım.

Acaba kaçsa mı yoksa tanışsa mı? Kshsbsbs İçime pek sinmeyen bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz.  Vote ve yorum yapmayı unutmayınn :")

El DiabloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin