Bölüm 4

5 0 0
                                    

Sabahın çok erken saatlerinde uyanmış ve bir türlü uyuyamıyordum. Karnımdan gelen guruldama sesiyle kahvaltı yapmak için mutfağa doğru ilerledim. Dolunay hâlâ uyuyor olmalıydı. Kimya'nın ayaklarıma dolanmasıyla az kalsın üstüne basıcaktım. Bunu her zaman yapardı işte. Kimya'nın yemek kabına mama koyduktan sonra ellerimi ve yüzümü yıkamak için banyoya gittim.

Mutfağa geldiğimde ısınması için ısıtıcıya su koydum. Buz dolabından süt, mısır gevreği ve bir paket fındıklı kahve çıkardım. Gevreği kasenin içine doldurduktan sonra üzerine süt serptim. Fincanıma paketteki kahveyi döktüm ve üzerine sıcak su ekledim.

Kahvaltımdan sonra odama çıkıp üzerime açık mavi yırtık bir kot ve beyaz uzun kollu bir polar giydim.
Banyoya gidip dişlerimi fırçaladıktan sonra gözlerime biraz eyeliner ve maskara sürdüm. Dudaklarıma da parlak nemlendiricimi sürdükten sonra hazırdım. Saatte baktığım da okul için daha erken olduğunu fark ettim. Ve Kaan' ı aradım.

Kaan'la okula gelene kadar konuştum.  Sırtımda hissettiğim elle irkildim ve arkamı döndüm. Ela göz!

"Günaydın.
Günaydın dedim gülümseyerek.
Arkasından o seslenince gülümsemem yarım kaldı. Ömer!!! Arkamı döndüğüm gibi uzaklaşmaya başladım. Bacaklarım titriyor nereye gittiğimi bile bilmiyordum. Koşmaya başladım, bacaklarımın titremesini umursamayarak, lanet hastalığımı düşünmeden, bu yaşanılanları inkar ederek, yüzüme tokat gibi çarpan rüzgarı hissetmeden sadece kostum.

Sahilde bir ağacın gölgesinde oturmuş ağlıyordum. Sessizce ağlamaktan nefret ediyorum. Hiç sesli ağlıyamadım da aslında boğazıma yumruk oturmuş gibi o kadar acıyor ki.. Düşünmemeye çalışıyorum, her şey gibi bunuda beceremiyorum işte...
Onun buara da ne işi olabilir. Beni nasıl bulabilir. Telefonumun çalmasıyla bu düşüncelerden kısacık bir an için kurtuldum diye düşünüyordum ama arayan Dolunay'dı.Telefonu açarken sesimin titrememesini umdum.
"Abla ?
"İyimisin kızıl?
"O burda abla. Yine geldi...

Uzay'Da Ki O KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin