2. Bölüm

211 25 5
                                    

*Arkadaşlar yeni bir bölüm ekledim lakin yorumlarınıza ihtiyacım var, aksi taktirde devam etmeyeceğim. Bu bölümde smut olacak, farkındayım daha Gallavich göremediniz ama çok yakında feelsler geçireceksiniz. Vote ve yorum atmayı unutmayın. Teşekkürler. Bu arada medya da kusursuz Milkovich'in gülüşü 😍*

"... Depo'da Bay Rick ile yaşadıklarımın telaşı ve Bayan Maggie'nin durumu çakacağı korkusu ile sadece Mickey'e bakarak saçma düşüncelere dalmıştım."

Bayan Maggie'nin kırışmış anlı ile işaretinden hemen sonra kasaya doğru yöneldim, müşteriye benim bakmamı istiyordu ki, müşterinin Mickey olması, suratımda asık bir ifade bıraktı:" Ne istersin Mickey? " bu soruyu sorarken Bayan Maggie çıkış kapsına doğru ilerledi. Bayan Maggie'den gözlerimi alamıyordum çünkü anlamış olabileceği gerçeği ile tedirginliğimi üstümden atamayıp, her an tetikte olmaydım, aksi taktirde Bayan Maggie gibi çirkef bir kadının gazabından kurtulmam çok güç olabilirdi. Mickey etrafa bakınırken, depodan gelen ses ile gözlerimi devirme isteğine hakim olamadım. Bu ses Bay Rick'ten geliyordu:" Hayatım, müşteri ile ilgilenir misin? Ian'ın yardımına ihtiyacım var, bir kaç tane büyük koli var ve tek başına kaldıramıyorum." Bayan Maggie gayet isteksiz bir şekilde mırıldanarak söyleniyordu. Bayan maggie öfkeli ancak sessiz adımları ile iş başına dönerken titrek adımlarla merdivenleri indim.
Depoya indiğimde başta kimseyi göremedim hatta etrafta hiçbir canlılık belirtisi yoktu ta ki Bay Rick'in depo kapısını kilitleme sesine kadar. "Ben burada malların sayımını yaparken sen de artan ürün kolilerini geri yollanacakların arasına taşı. " 15 dakika öncesinde olanlar yüzünden korkuyorum. Acaba depoya inme zorunluluğumun tek sebebi çalışmak mıydı? Fazla düşünmeden dediklerini yaptım. Koliler yine ağırdı, sanki şirket Ian Gallagher bu ürün kolilerini taşırken patronuna fena bir frikik vermeli diyerek üretmişti tüm kolileri. Kolinin altını ellerimle kavradım, hızlı olmaya çalışıyordum. Dar pantolonum 15 dakika önce olduğu gibi yeniden sıkıyordu. Pek sürmedi ki bu sıklığın üzerinde hafif bir baskı hissettim. Arkamda dolaşan el popomu kavrıyordu. " Böyle kal. ". Boynumda hissettiğim nefes yutkunmamı sağlamıştı. Boynuma konan öpücükle bedenimi kontrol edemez oldum. Çok geçmedi ki bu öpücüğe dil de dahil oldu. Boynumda hissettiğim ıslaklık ile kendimi uçuyormuş gibi hissettim.
Bay Rick'in dudakları çoğu zaman dikkatimi çekmişti. Fazlasıyla güzeldi ve o dudakları dil ile birlikte boynumda hissediyordum. Bıraktığı ıslaklığın üzerine bir öpücük kondurup avucu ile popomu kavradı. "Koliler fazlasıyla ağır ha öyle değil mi? ". Her hecesinde avucunu daha sert sıkıyordu. Sözcüklerin vurgusunu bedenimde hissedebilmemi sağlıyordu. Olayların şokunu atlatamamışken, Bay Rick güçlü elini omzuma doğru getirdi ve tek bir hamlede dizlerimin üstünde durmamı sağladı. Tıpkı 15 dakika önceki gibi erkekliği dudaklarımla aynı hizaydı. Önünün kabarıklığı dikkatimi çekmişti ki, gözlerimi sürekli kırpmam ve yutkunmalarımdan Bay Rick de bunun farkına varmış ve havaya pis bir sırıtış bırakmıştı. Parmaklarını elmacık kemiklerimde gezdirip daha önce hiç ilişkiye girip girmediğimi sordu. "Y-Yalnızca iki kez B-bay Ri... ". Bay Rick'in dudaklarıma baskı uygulayan baş parmağı susmama sebep oldu. Saçlarımı parmak aralarında bir saniyeliğine gezdirdi ardından saçımı kavrayıp sıkıca tuttu, erkekliğine doğru bastırdı. " O halde, ne yapman gerektiğini biliyorsun Gallagher." Bunu yapmalımıydım? Bilmiyordum, tek bildiğim kalp atışlarım, kaburga kemiklerimi çatlatacak olmasıydı.
Bay Rick'in elini tek celsede fermuara indirdi. Fermuarı indirdiğinde elini fermuardan içeri sokup erkekliğini dışarı çıkarmıştı. Kabarıklık hakkını veriyordu. Fazlasıyla büyüktü. Tanrım, bir adamın erkekliği *düzeltme: patronumun erkekliği* hakkında etik olmayan kirli yorumlar yapıyordum. Kafamdaki düşünceleri sildiğimde dudaklarımda Bay Rick'in parmaklarının yerini aletinin aldığını farkettim. Gözlerimi korkuyla yukarı kaldırdığımda Bay Rick'in yüzündeki ciddi ifadeyi gördüm. Siktir gerçekten yalamamı istiyordu. Dürtülerim neyin doğru veya neyin yanlış olduğunu düşünmeme izin vermiyordu. Kafamda yapmazsam olacakları düşündüm. Ailem öğrenebilir, işimi kaybedebilirdim ve daha da önemlisi okuldaki tayfanın ağzına sakız olurdum.
Dudaklarımı araladım, dilimin ucunu dışarıya çıkardım. Evet, an itibari ile patronuna sakso çeken ibnenin teki olmuştum. Bay Rick'in saçlarımı okşaması ile devam etmem gerektiğini anladım. Yavaşca ağzıma aldım. Kabarıklık kendini ikinci kez kanıtladı. Aleti ağzımı dolduruyordu. Git geller yapmaya başladığımda Bay Rick'in inlemelerini duymaya başladım. İniltiler arasından bir kaç küfür ve daha hızlı olmam gerektiğini söylediğini ayırt etmiştim. Dediklerini yaptım. Git gellere devam ettim sonrasında alabildiğim kadar derine almaya çalıştım. Bay Rick'in nefes alışverişleri hızlanmış ve yüzündeki kaslar sıkılaşmıştı. Her saniye zevkin yeni bir doruğuna ulaşıyordu.
Nefesleri az öncekinden daha fazla keskin ve derindi. "G-geliyorummm ah." Bay Rick'in uyarısı arkadan gelmişti. Ağzımda hissettiğim sıcaklıkla zaten bunun farkına varmıştım. Elini çeneme bastırdı ve ağzımı açmamı engelledi. Tüm sıvıyı yutmak zorunda kalmıştım. Dilimde belirgin bir tat vardı. Tuz ve sirke karışımı gibiydi. Hepsini yuttuğumu sansam da Bay Rick'in parmakları ile dudağımın sol tarafından sızan bir kaç damla sıvısını toparlayıp parmağını ağzıma sokması dışarı biraz sızdırdığımı bana göstermiş oldu.
Dudağımı kazağımın sol kolunun ucu ile temizledim. Yaptığım ağız tatmininden sonra dudaklarım kabarmıştı ve beynimi tırmalayan kötü bir pişmanlık duygusu vardı. Aklımda yaptığım bu iğrenç yanlış hakkında o kadar fazla düşünce vardı ki aynı anda bir kaçını düşünüyordum. Mesela; benim yaşımda birinin kendisinin iki misli yaşındaki biri ile ilişkiye girmesi gibi. Bu kesinlikle etik değildi. Kendimi suçlu bulmalı mıydım? Sonuçta benim isteğim dışında olmuştu ancak ona yeterince karşı koymamıştım da. Düşüncelerim Bay Rick'in dudağıma bıraktığı öpücük ile havaya karıştı. "Çok güzeldin , Gallagher.". Olayın hala şok etkisinde olduğumdan cevaplayamadım. Yukarıdan gelen ses ile ikimizde kafamızı deponun kilitli kapısına doğru çevirdik.
'' OROSPU ÇOCUĞU! '' bu Bayan Maggie'nin sesiydi. Yukarıda bir şeyler olduğu kesindi, çünkü Bayan Maggie'nin kulak tırmalayan sesinin bu denli yüksek olması hiç de normal değildi. Hızlı adımlarla merdivenleri çıkarken, Bay Rick ile yaşamış olduğum güzel anları düşünmeden edemiyordum. Bayan Maggie kocasına unutamayacağı bir sakso çektiğimi öğrenirse, benim üstümde deneyeceği fantezilerin hiç de hoş olmazdı. İçimde ki korku ve telaşla kapıya nasıl vardığımı hatırlayamıyordum. İçeriden gelen küfür sesleri giderek yaklaşıyordu. Arkama dönüp, acele ile Bay Rick'ten anahtarları istercesine elimle işaret ettim. Bay Rick'in anahtarları atması ile birlikte kapıyı açmaya yeltendim ki o sırada ellerimin titrediğini görmek tuhaf geliyordu. Kapıyı araladığımda karşıma çıkacak olan görüntü ile bu denli tedirginken karşılaşmak istemiyordum. Titrek ellerime gelen ani cesaret ile kapıyı araladım.

Stronger Than Ever Where stories live. Discover now