Kapkaranlık, kimsesiz, sahipsiz bir geceydi. Ay usul usul gökyüzünde süzülürken, kendi hayatını düşündü durduk yere. Huzursuz, kendi istediklerini bir türlü faaliyete geçirememiş, ailesinin gölgesinde kalmıştı. Bu olaylar hep aklındaydı. Ailesine hiçbir zaman karşı gelememişti ve sonucunda hiç istemediği bir hayatı yaşıyordu. Hiç istemediği...
Yağmur daha yeni dinmiş ve hala ıslak olan yollarda yürümeyi seven birisiydi. Yalnızlığı seven ve kendi yaşantısını paylaşmayı sevmeyen birisiydi. Birkaç kişi haricinde kimseyi sevmez ve konuşmazdı. İçine kapanıktı, yaşadığı olayları, hissettiği duyguları pek anlatmazdı. Zaten tam olarak anlatmayacağını bildikleri için kimsede sormazdı.
Soğuktu dışarısı, ellerini ısıtabilecek başka bir el düşünüyordu. Düşündüğü el aşık olduğu kişinin eliydi. Birazcık düşünmeyle kendisine geldi. Sevdiği kadının, en yakın arkadaşının ellerini tuttuğunu ve onunla mutlu göründüğünü düşündü tekrardan. Kalın kaşlarını kaldırdı ve içten bir "ah" çekti.
"Keşke" dedi kendi kendine, "Keşke o elleri ilk ben kavrasaydım ve hiç bırakmasaydım". Birden babasının söylediği sözler geldi aklına, zaten hiç çıkmıyordu ki. "Ben hiçbir şeye pişman olmam, keşkelere pişman olduğum kadar." Bu sözleri aklına getirdiği her an hiçbir riske girmeyi göze alamıyordu. "Ya yaptıklarımdan pişman olursam, ya yanlış yaparsam" diye kendini kemiriyordu.
Susmak ve olaylara karşılık vermek onun için en kolayı olandı. Kendi düşüncesini söyleyemezdi ailesine. Zaten onlar için önemli olan sadece Rasim'in kariyeriydi. Ne düşünceleri, ne de duyguları önemliydi onlar için. Hayatında kendi istemediği şeyleri yaptığı için karamsarlığa itildiğinin farkındaydı ama yine de hiçbir şey yapmıyordu. Ailesi çok üstüne düşüyordu. Tek çocuk olduğu içindi belki de. İstemediği okullarda okutuldu. Hep burnu havada olan arkadaşları oldu. Parayla mutlu edilmeye çalışan arkadaşlarını gördükçe, paradan nefret etti. Çünkü hiçbir mutluluğu parayla satın alınamayacağını çok iyi biliyordu. Sevdiği kadına pahalı hediyeler alarak sevgisini kazanmaya çalışsa da, o hiçbir zaman sevmedi Rasim'i. Sadece arkadaşı olarak gördü.
Kısa, kalın ve kapağı simsiyah olan bir defter taşırdı sürekli yanında. Geçmişinde yaşadığı olaylara yada o anda sinir olduğu olayları kendi yorumuyla defterini karalardı. Hem kara kalem resim çizerdi hem de duygularını fikirlerini kağıda dökerdi. Aynı zamanda şarkı söylemeyi, söz yazmayı, kitap okumayı severdi. Tiyatroya gidip insanların kendilerinden başka bir karakter yansıtmalarının izlenmesini ilgiyle izlerdi. Belki de izlediği kişi kendi karakterini izliyordu ve bunun farkında değildi.
Yağmur hızlanmaya başladı. Ceketinin kapşonunu kafasına geçirdi ve evine doğru yöneldi. Yağmurlu hava Rasim için bir ödüldü. Sevmediği boğuk yüzleri görmüyor, seviyormuş yada saygı duyuyormuş gibi selam vermek zorunda kalmıyor ve saçma sapan muhabbetlerinden kurtulmuş oluyordu.
İnsanların saçma sapan hayalleri onun ilgisini çekmiyordu. Kendi hayallerini yaşayamadığı için diğer insanların hayalleri ile dalga geçiyordu. Onların hayallerini şöyle yorumluyordu;
"Yıldızları tutamazsın sadece uzaktan izler huzurlu hissedersin, asla yıldızlara dokunamayacağını bilir ama yine de avucunda hissetmek istersin."Hayal kurmak, hayallerine ulaşmayı istemek en kolayıdır. En zor kısmı ise gerçekleştirmektir. Herkes hayal kurabilir ama hayallerine kavuşabilmek için çabalamak gerekir işte orada bir fark vardır. O fark ise istediğin yaşantıya doğru, bir adım bile olsa atabilmektir. Çalışmak, çabalamak, istedikleri yaşantılara sahip olabilmek için kırk bir takla atmak önemli görünse de aynı zaman da bir eksikliktir. Çünkü eksik olan yaşantına birazda olsa renk katabilmek içindir tüm çaba. Haykırsan da, üstünü başını parçalasan da çaba göstermeden hiçbir şeyi elde edemezsin bu hayatta.
Bunları düşünerek evine doğru gidiyordu. Hayal kurmak istiyordu ama bir türlü istediklerine ulaşamadığı için belli bir süre sonra hayal kurmayı bırakıp gerçekçi bir yaşam sürüyordu. İstediği hiçbir şeyi yapamadığı için hayal kurmak ona çok uzaktı, yıldızlar gibi...
![](https://img.wattpad.com/cover/84527177-288-k801059.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMSARLIK
Historia CortaHayatımızı adadığımız kör yaşantılarımızı farklı bir bakış açısıyla anlatan hikaye...