18. Bölüm

595 70 22
                                    

-Düzenlendi-

Minhyuk o günün sabahı kimse uyanmadan okulun yoluna düşmüştü. Olabildiğince oyalanırken,bir yandan da düşünmeye devam ediyordu. Hoseok,annesi,babası...

Sıkıntıyla oflarken, kısa zaman içinde okula varmıştı. Oyalanmaya çalışsada bu çabası sadece yavaş yürümesine neden olmuştu. İlk dersi kimya olduğundan o sınıfa geçti ve boş olan sınıfta herhangi bir yere oturdu.

Minnie❤: Erken geldim.

Mesajını attıktan sonra kendini uykunun kollarına bıraktı.Umuyordu ki Hoseok erken gelirdi,ona anlatmalıydı...

~°~°~°~°~°

"Min?" Minhyuk kulağının dibinde ismini duyduğunda hızlıca doğrularak gözlerini ovdu. Sabah çok erken kalkması gerekmişti ve gerçekten uykuya ihtiyacı vardı.

"Uzun süredir seni uyandırmaya çalışıyorum. Saat kaçta geldin sen?" Hoseok çocuğu kollarının arasına alıp şakağından öperken,Minhyuk'un kafasının başka yerde olduğunu anlaması uzun sürmedi.

"Sana birşey söylemeliyim." Minhyuk var ile yok arası mırıldanırken,Wonho anlayamamıştı. Minhyuk tekrar etmenin yorucu geldiğini düşünerek direk olaya girdi.

"Ailem erkeklerden hoşlandığımı öğrendi Hoseok." Minhyuk'un gözleri hızla dolarken bugünün duygu boşalmasını kısa süre sonra atacağa benziyordu. Wonho'nun gözleri büyürken gencin çantasını da alarak hızla Minhyuk'u önce sınıftan,sonra okuldan çıkarırken zayıf olanın derse girmek istediği konulu saçma itirazları duymazdan geldi.

Yakınlardaki bir kafeye giderlerken,Minhyuk ağlamamak için büyük çaba içerisindeydi. Kendini rezil edemezdi...

Kafenin sıcak ortamında,en gözden uzak masaya geçtiklerinde kepçe masanın üzerinden Beyaz Şeker'in ellerini tuttu.

"En baştan anlat Minhyuk. Dün sen eve gidince ne oldu?" Wonho ağladı ağlayacak gencin suratına bakarken resmen kendisi işkence çekiyor gibiydi. Ağlama diyerek sıkı sıkı bedenini kendine hapsetmek istiyordu...

"Dün eve gittiğimde annemler kavga ediyordu. Sonra benide çağırdılar ve 'penislerden mi hoşlanıyorsun?' diye sordular." Minhyuk ellerini ayırıp yüzünü gizlediğinde,yanlarına kafenin çalışanı gelmişti.

Hoseok hızlıca iki tane kahve sipariş ederken,Minhyuk'un burun çekme sesini duydu.

"Onları görmeliydin. A-annem sadece üzgün ve çaresiz gibiydi ama ba-bam bir pislik-pisliğe bakar gibi baktı." Minhyuk kendini tutamadan bir hıçkırık bıraktığında,Wonho iki kahvenin parasını bırakarak garsonun şaşkın bakışları eşliğinde kafeyi terk ettiler.

"Ağlama,lütfen Min..." Hoseok kalbinin kütürdediğini adeta duyuyor,üzüntüden ne yapacağını bilmiyordu.

"Şimdi seni bize götürüyorum tamam mı? Gerekirse evimi paylaştığım sevgilim olursun,duydun mu beni?

Minhyuk usulca başının sallarken,Hoseok'un evinin artık daha iyi bir seçenek olduğunun farkındaydı.

"Annem zor da olsa kabullenir,ama babam beni zorla tedavi ettirir Hoseok. Ama tedavi olmam gerektiğini düşünmüyorum,seni seviyorum!" Minhyuk kollarını Wonho'nun boynuna dolarken,etraftaki insanlar umrunda değildi.

~°~°~°~°~°~°~°~

"Şimdi daha iyisin değil mi?" birşeyler atıştırmış,duş almış,Hoseok'un kendine bol gelen kıyafetlerini giymiş bir şekilde sevdiği gencin kucağında uzanan Minhyuk kendini gerçekten daha iyi hissediyordu. Ona nasıl teşekkür edebilirdi?

"Evet,herşey için teşekkür ederim." Minhyuk gözlerini birkaç saniye kapatıp açarken,birkaç hafta içinde nasıl bu kadar birbirlerine bağlandıklarını bilmiyordu.

İçinden de olsa son duasını etti:

'Herzaman,birlikte,mutlu ve huzurlu... Amen.'

Finale son 2?

Yorum istiyorum :((

Amen-WonMin #Wattys 2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin