Gözlerimi açtigimda karanlık bir oda da pencereden gelen ışıkla aydınlanan ve önumde dizüstü bilgisayarim oldugu bir masa ve tam karsisindaki sandalyede oturuyordum.
Ne yaptigimi anlayamamistim.
Ama bir seylerin yolunda gitmedigi kesindi.
Huzursuzdum, sanki aniden bir felaketle karşılaşacak gibi...Nedenini bir türlü anlayamasamda icimde bir huzursuzluk vardi ve bunu sezgilerime güvenerek hissediyordum.
Sanki korku filminin icindeymiscesine bir panik vücudumu kapladi, tedirgin olmaktan nefret ediyordum.***
Uyandiginda gözlerini tavana dikmiş boş, boş bakiyordu. İki katli evlerinin çati katindaki küçük bir dikdörtgeni andiran odasindaydi, telefonuna bakti ve saatin öğlene geldigini görünce yataktan firladi. Zaten fazlasiyla uyumuştu.
Gordugu ruyanin garip etkisinden kurtulamamisti ama tam olarak ne gördüğünü hatirlamasada korktugu hissetmisti sadece.Odasinin geniş üçgen seklindeki camindan dışari bakti hava açıktı ama yer yer bulutlar vardi. İçindeki yasama sevincini hissetmek istiyordu ama mutlu degildi ,aslinda tam olarak bir şey hissetmiyordu.
***
Merdivenlerden aşağı indiğinde mutfaktan pişmiş kurabiye kokulari yükseliyordu.Annesi en sevdiği kurabiyeleri yapmış olmaliydi onlari kakaolu sütle yemekten başka bir şey düşünmüyordu.
Melinda "Günaydın anne"diye seslendi.Annesi "Günaydın demek için fazla geç kaldin " dedi.
Melinda aldirmaz bi tavila kurabiyelerini yemeğe koyuldu ve içten içe annesinin onu sevdiğin hissediyordu.Babasini evde göremedi halbuki günlerden pazardi ama onun arkadaşlarıyla takilmaya gittigini düşündü. Küçük erkek kardeşiyse salonda yerdeki oyuncak treniyle oynuyordu ve sürekli Melindayi sorulara bogup onun canını sıkıyordu.
Neyse ki kardeşi yan komşunun oğluyla arkadaşlık ediyordu da Melinda için nefes alma firsatlari doğuyordu.***
Melinda orta boylarda , minyon,beyaz tenli ve kizildi yüzünde çilleri vardi saçları kabarık ve kıvırcıktı.
Çillerinin ona şans getirecegine inaniyordu.
Evlerinin önünde bisikleti vardi ve onunla dolaşıp gezmeyi ve kitaplari ve özellikle kahve çeşitlerine bayiliyordu özellikle taze çekilmiş kahve kokusunun hastasiydi.
Yaşadığı evi seviyordu bahçesini ve göle yakin olmasi onun için huzur vericiydi, bazen yaşadığı yerin sanki bir filmin icinde gibi hissetiriyordu tabiki tartışmasız başrol onundu.***
Sonbahar mevsimini yaşıyorlardı yerdeki kuru yapraklar ve şehir sanki huzunluymus gibi duran yüzünü seviyordu.
Bisikletiyle dolaşmaya karar verdi, yaşadığı yerin mimarisine bayiliyordu sehrin merkezine doğru yol alirken yuzunde bir gülümseme mevcuttu.Bugun ne yapacagini düşünürken kendini bir kitapçının önünde buldu birden nasil buraya geldigini şaşırmıştı , aklındaki düşüncelerden nerde olduğunun geç farkina vardi.
Bir kitapçı vitrininden bakiyordu sanki büyülenmiş gibiydi.Bu sihirli dükkan onu içine çekiyordu.
Özellikle kitaplara bayiliyordu.
Her kitap başka bir hayatti ve Melinda başkalarının hayatina dokunmaktan zevk aliyordu.
Harry Potter filmlerindeki gibi hareket eden resimler ve konuşan kitaplar gibi garip şeylerin gerçek olmasini dileyerek yaşıyordu.Sanki bu dünyaya değilde başka bir yere aitmiş gibi birden bir papağanin sesi dikkatini çekti ve bütün bu düşüncelerinden onu sıyırdı.
"Büyülü kitaplar duyarina hoşgeldiniz." diye tekrar edip duruyordu.
Sanki düşüncelerini okumuştu gibi hissetti , Büyülü kitaplar gercektende öyleydi.***
Kitapçıdan bir kaç kitap aldıktan sonra bir kafeye ugrayip cam kenarı bir masaya oturdu.
Şehrin ortasinda akan nehre ve ara ara olan küçük koprulere bakıyordu. Dışardaki insanlarin hareketlerini inceliyordu, gayet hizliydilar hayat akiyordu ve onlarda bazi seylerin farkina varmiyormus gibi asık suratla oradan oraya savrulan yapraklari andiriyorlardi.Halbuki hayat bazen bir kitap ve kahveden ibaretti.Melinda genellikle biraz içe dönüktü ve yanliz bir seyler yapmak ona iyi geliyordu en azından yaninda sorun çıkaracak birileri yoktu.
O büyük aşklara inaniyordu ve hayatinin aşkını bulacağına emindi. Şimdilik bulamamasının tek sebebi daha zamanın gelmemiş olmasıydı, hoşlandığı kişiler olmuştu platonik duzeyde kalsada aşk deninmeyecek boyuttaydi.
Okullarin açılmasına az kalmis bu onu strese sokuyordu.Sevmediği derslerle başı dertteydi. Oysaki o mutlu olmak için yaşamak istiyordu.
***

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaşif
General FictionKaşif (Melinda) ilk başta kendini daha sonra da yaşadığı hayati anlamaya çalışan bir hayalperestti bu da onun bütün işini zorlaştırıyordu.Gerçeklerin ötesine ulaşmayı hedefliyor.Sanki normal olmayan şeylerin varlığını hissediyor.Geçmişlerini ve haya...