10. Vampirler

4.9K 262 485
                                    

Gerekli bir not: TVD izlemeyenler bilmiyor olabilir. Pek çok vampir efsanesi var. Benim hikayede kullandığım TVD'deki ile uyuşuyor. Bilmeyenler varsa söylemem gereken bir şey var. Bu bölümde fazlasıyla aynı kavramı kullandım: Etki altına almak.
Bu şu demek:

Bir vampir diğer insanlar üzerinde hakimiyet kurarak,  göz teması ile onları etkileyerek her istediğini yaptırabilir.

İyi okumalar~





Güneş ve Ay topraklarındaki huzuru sağlamak istediler, çok eski ve gerçek olduğu tamamen unutulmuş bir efsanenin hikayesi tam olarak o zaman yazıldı. Ay, prenseslerini kendisinden uzaklaştırdı. Onları, güçlerini bulana kadar, aralarındaki savaş kazanılana kadar Dünya'ya hapsetti. Prenseslere sınav olarak kurtadamlar ve vampirler yaratıldı, onları korumak içinse Ay Kontrolcüleri. Güneş'se kendi prenseslerini kendi topraklarında kalmaya zorlarken onlara içlerinde bulundukları takdirde asla yaşlanmayacakları bir gezegen bahşetti.
Güneş ve Ay , huzur için eski bir anlaşmayı imzalayıp mühürlediler. Böylece kendi lanetlerini, vampirler ve kurtadamların üzerine saldılar. Vampirler gündüz yürüyemeyen varlıklar, kurtadamlarsa dolunayda kontrol edilen lanetli varlıklar olarak doğdu veya dönüştürüldüler. Efsane gerçekleştiğinde büyü bozulacaktı. Ve o zaman... neredeyse gelmişti. Artık prensesler tanışacaktı.





Siyah araba yağmurla ıslanmış asfaltta kayganca ilerlerken etrafımdan kayıp giden arabalar, şehrin ışıltısına karışıyor, beyaz farları ışıklar arasından seçilemeyinceye, birer nokta oluncaya kadar uzaklaşıyorlardı. Kırmızı, yeşil, sarı, beyaz ışıklar trafiği süslerken yol kenarına birer süs misali dizilmiş apartman dairelerinin pencerelerinden sızan ışık, gecenin karanlık yüzünü gizliyordu. Ne zamandır yolda olduğumuzu bilmiyordum. Donovan arabaya biner binmez beni bayıltmış, yolları ezberlememi veya kaçmamı rahatlıkla engellemişti. İşlek bir kavşak daha gerimizde kaldığında Donovan, ben ayıldıktan sonra ilk kez konuştu.

"Bu kadar pis bir oyunun içinde hiçbir şey bilmeden hayatta kalamazsın, Granger.  Zeka, sana bu oyunda tek başına yardımcı olamaz. Merak ediyorum-" dedi ve yüzünde şaşkınlıkla yoğrulmuş mimiklerini gizlemeden bana döndü.   "Senin bu pis işlerden ne çıkarın olacak? "

Başım bana ihanet edercesine çatlayarak canımı yakarken ellerimi şakaklarıma götürüp masaj yaptım. "Neden bahsettiğini anlamıyorum. "

"Hiçbir fikrin yok senin. " dedi keyifle attığı kahkaha cümlelerini devam ettirmesine engel olurken. "Sevgilinin kim olduğundan, ne olduğundan bihabersin."

İğrenmişliğim gözlerimin en derinliğinden dışarı yansırken dudaklarımdaki sözcüklerin havada asılı kalmasını izlemek için de olsa konuştum. "Ne olmadığını biliyorum en azından. O senin aksine bir canavar değil. "

Donovan en keyifli kahkahasının arabaya dolmasına izin verdiğinde ağrıyan başım daha fazlasına tahammül edemeyecek duruma gelmiş olmalı ki boğazımdaki yakıcı sözcükler, her biri küçük oklara dönüşürken yaylarına gerilmeye hazırlandı ve aralanan dudaklarımdan hedeflerine ulaşmaya çalıştıklarında,  taaruza geçmiş düşmanları yüzünden yerlerine dönüp geri çekildiler.

"O benden çok daha korkunç bir canavar. Ve sen bunu göremeyecek kadar safsın. Hiç fark etmedin değil mi? Hiçbir zaman onun ne olduğunu göremedin?" 

Bakışlarımı sinir bozucu varlıktan en uzağa, camdaki yağmur damlalarına sabitledim ve kendi sözlerime olan inancımın, kendi  kalkanına bir delik açılışını izledim. "Yanılıyorsun, bu dünya üzerinde onu benden daha iyi tanıyan tek bir varlık bile yok. Ben onu tanıyorum kan emici, ben onun kim olduğunu biliyorum. "

MOONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin