Yeni iş yerime alışmaya çalışmak için biraz çaba sarf etmem gerekiyor diye düşünüyordum çünkü masasının üzerinde ki kâğıtlara gömülmüş ya da gözlerini bilgisayar ekranına yapıştırmış olan bütün çalışanlar beni görmezden gelmek istiyor gibi sessiz kalıyordu.
Fazla gelişmiş olmayan bir eğitim kurumunda çalışıyordum. Dil öğretimi üzerine kurulmuştu ve ben öğrencilerden uzakta olan binada kayıtları düzenliyordum.
Bulunduğum odada dört masa daha vardı. Uykusuz ve yorgun hissetmeme rağmen onlar gibi sıkı çalışmak için elimden geleni yapmak zorunda gibi hissediyordum.
Yanımda ki masada orta yaşlı siyahi bir kadın vardı. Bana sabah sadece 'günaydın' diyerek selam vermişti. Beklediğimin aksine çok daha sıkıcı ve sakin bir yerdi.
Tam karşımda kumral genç bir adamı bilgisayar ekranına bakarken görüyordum. Bakımlı ve çapkın gözükmesine rağmen işine odaklanmış ve geldiğimden itibaren bana hiç bakmamıştı. Onun yan masasında kızıl, kısa saçlara sahip oldukça zayıf bir kadın oturuyordu. Telefonda İtalyanca konuşuyordu ve beni gördüğü zaman sadece hafifçe gülümsemekle yetindi.
Aynı ortamda bulunduğum insanlara baktığımda gördüğüm tek şey basitlikti. Oldukça basit bir iş yapıyor, öğrencileri kurumumuza davet ediyor, onları bilgilendiriyor ve sektörün en iyisi olduğumuza dair yalanlar savuruyorduk.
Oysa çok başarılı bir kurum değildi. Hatta tercih edilmek için son sırada tutulan bir isimdi ve derslikler için tutulan büyük bina da çok az öğrenci vardı.
İşi zorlukla bulmama rağmen daha ilk günden istifa etmek istiyordum çünkü bu bana göre değildi. Bütün gün bu eski masanın üzerinde ki dosyalarla uğraşmak yerine daha renkli şeylerle meşgul olmayı seçerdim.
Gözlerim bir anda beşinci masaya kaydığında esmer bir adam gördüm.
Uzun, ince vücudunu siyah sandalyesine bırakmış, ela gözlerini de masasının üstünde ki çerçeveye kilitleyerek öylece bakıp duruyordu. Mutsuz gözüktüğünü fark edebiliyordum. Etrafını hiç umursamıyor gibi davranmayı seçtiği de fark ediliyordu. Parmakları sakalları arasında gezinirken dudaklarını sessizce oynatarak bir şeyler dediğini fark ettim ama hiçbir şey anlaymadım.
Küçük fısıltılarını sadece kendisi duymak istiyor gibi kullanıyor, beni meraka düşürüyordu.
Saniyeler sonra izlendiğini anlamış gibi gözlerini bana doğru çevirdiğinde sert bakışları vücudumun ürpermesine sebep olmuştu.
İnatla bir süre daha gözlerine baktığımda yanaklarına doğru süzülen bir damla yaş görmüş ve nedenini anlayamaz şekilde ona bakmaya devam etmiştim.
Birbirine kilitlenmiş gözlerimizi o ayırdı.
Dövmeli eli masanın üzerinde ki çerçeveyi ters yatırarak kamufle etmiş ve ela gözlü adam ayağa kalkıp yavaş adımlarla odadan çıkmıştı.
Onun arkasından nefesimi bıkkın bir şekilde serbest bırakarak odanın sessizliği içinde aklımı onun gözlerinden akan bir damla yaş için buğulandırmaya başlamıştım.
O kendini kilitli tutmaya devam ederken ben o kilide daha çok dolandım.
**
Kısa Kısa yazınca daha çok yazasım geliyor. Bu arada ben çok yorum istiyorum çünkü buna ihtiyacım var! ♡
Bir de şöyle, bölüm klişe tanışma gibi falan gelebilir ama kitapta Zayn'i kolay kolay çözemeyeceksiniz ve farklı karşılaşmaları olacak diye umuyorum. Sizi seviyorum.♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homeless Heart : zm
FanficO evsiz bir adam ve ben ona ilaç olmaya çalışan çaresiz bir kadınım.