-8-

428 13 0
                                    

Genç adamın dansçı kızı öpüşüyle başlayan uğultu bir türlü bitmek bilmiyordu. Bekarlığa veda partilerinde sık yaşanan bir durum olduğu için ikizlerin sinirlenmediğini varsayıyordu. Aksi bir durum olsa şuanda yerde kanlar içinde yatıyor olmaz mıydı? Dayak yese de önemli miydi peki? Kesinlikle hayır...

Hayatının yanlışını yaparak Maite ile evlenmekten kıl payı kurtulmuştu. Doğum gününe iki gün vardı ve amcasıyla evleneceğim kız diyerek o küçük yalancıyı çoktan tanıştırmıştı. Şimdi karşısına geçip te "Hayır ben onunla değil Amanda ile evleneceğim" dese muhtemelen o alaycı bakışlarla karşılaşacaktı. Ama evlendikten ve çıkarcı adamın dediklerini yaptıktan sonra gelinin kim olduğunun önemi yoktu. En azından yaşlı Perez için...

Jason için çok şey değişirdi oysa. Gözlerine baktığında heyecanlandığı, dokunduğu zaman arzuyla tutuştuğu bir kadınla evlenmeyi, içten içten kaçmak istediği bir kızla evlenmeye tercih ederdi. Her ne kadar o gözler şaşkınlık ve nefretle baksa da teklifinin ayrıntılarını duyunca her şeyin değişeceğini biliyordu. Ama önce ikizlerle konuşması gerekliydi.

Amanda'nın gözlerinde kaybolurken zaman dursa da sözlerinin yankılarıyla baş etmek zorundaydı. Tabi birde kasığına yediği sert tekmeyle...

"Ahhh, ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Amanda genç adamın öpmeden önce hızla çıkardığı pembe maskesini yerden alarak Jason’ın üzerine fırlattı. "Sen hangi cüretle beni öpersin?" Adamın sandalyeden kalkmasına izin vermeden bağırmaya devam etti. "Damadın sen olduğunu bilseydim asla gelmezdim. Şaka yapar gibi birde evlen benimle diyorsun. Oros..."

Jason "Hey, dur bir dakika. Sakince konuşacağımız bir yere gidelim," diyerek genç kadının küfrünü tam zamanında engelledi. Amanda'yı kolundan tutarak zorla sahne arkasına götürmeye çalışırken iki kişi yolunu kesti. Çok iyi tanıdığı iki insan...

"Umarım bize mantıklı bir açıklaman vardır dostum.” Daha asabi olan Martino’ydu konuşan.

Amanda kaçmasın diye sıkıca kavrarken Rafael'e döndü. Soru soran o değildi belki ancak gözlerine bakmaya cesaret ettiği Sanchez oydu. "Açıklama yapacağım ama şu vahşi aslanı sakinleştirmem lazım."

"O aslan kafanı koparmadan önce kolunu bıraksan iyi olur."

Jason kaşını havaya kaldırıp alayla gülümsedi. "Az önce ağzının içine aldığı dilimi yemediyse kolumu da koparmaz eminim."

"JASON!" Martino'nun uyarı dolu ses tonu gayet açıktı.

Bir an için arkadaşlarının varlığını unutan genç adam Amanda'yı serbest bıraktı. Kulise doğru hızla ilerleyen kızın arkasından bağırdı. "Beni bekle, sakın gideyim deme evinin nerede olduğunu biliyorum."

Sinirle kendisini bekleyen iki kas yığını olmasaydı muhtemelen Amanda'nın kendisine yönelttiği el hareketine ve küfürlerine gülebilirdi. Hedefi sahnenin arkasında gözden kaybolunca arkadaşlarına döndü. Mekanın gürültüsü, tüketilen alkol oranıyla birlikte arttığından içeride konuşmak mümkün değildi.

Bu nedenle daha sessiz olan tuvaletlerin bulunduğu koridoru tercih etti.

Martino ve Rafael tam arkasından homurdanarak geliyordu. Açıklaması kendine göre mantıklıydı fakat iki kardeş için kabul edilebilir miydi o konuda pek emin değildi. Kardeşlerinin önüne gelenle yatan bir yalancı olduğunu, onunla bu yüzden evlenmek istemediğini elbette onlara söylemeyecekti. En iyi mazeretin birazdan söyleyecekleri olacağına karar verdiğinde konuşmaya başladı.

Dostluklarını yitirmeyeceğini umduğu arkadaşları kollarını birleştirmiş kendisini dinliyordu. "Maite’yle evlenirsem Stelle'ye bir gelecek sunarım diye düşünmüştüm ama onu sevmeden bir ilişki yürütemem. Kardeşinize haksızlık olur bu. Beni anlıyorsunuz değil mi?”

Hayatımın KadınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin