5.Bölüm

64 12 10
                                    

Arkadaşlar çok ama çok özür dilerim. Bölüm çok geç geldi. Biliyorum. Ama bir hoca gibi sorun. Mazeretin ne yavrum?
Mazeretim liseye başlamam ve bilsayarın gitmesi. Okuldan çok geç çıkınca ödevdi, tekrardı derken gün bitiyor. Bir de bilsayar gidince yazmak çok daha zor oldu. Lütfen kızmayın. Bu olanlardan dolayı çok özür dilerim. ❤

Şuan da büyülü bir dünyadan çekilip çıkarılmış ve gerçek dünya da yaşamaya zorlanmışım gibi hissediyordum. Ya da benim tabirimle telefonumu lavaboya düşürmüş gibi hissediyordum. Boğazımın içinde bir baskı vardı. Yutkunmam buna çok faydalı olur bence. O buraya neden geldi? Hangi yüzle?

Kaşlarımı çatarak hızla oturduğum sandalyeden kalktım. Sandalye önce yerde ses çıkardı. Ve sonra devrildi.

Tam onun önünde durdum. Bütün sinirimi göz ardı edip ve gözlerimin dolmasını engelleyemeyerek

"Hangi yüzle benim karşıma çıkabildin?" deyip arkamı döndüm. Ve hızla kafeden çıktım. Bu halde eve gidemezdim. Çünkü gözlerim dolmaya başlamıştı. Ben de mahalledeki parka gidip salıncaklardan birine oturdum. Hafifçe sallanarak gözyaşlarımı serbest bıraktım. O beni bırakıp gitti. O benim dostum, koruyucum, sırdaşım ve 10 yıllık arkadaşımdı. Ama o beni yüzüstü bıraktı. Tamam ailevi bir durum olabilir. Ama gitmeden önce yaptığı şeyleri aklım almıyor. Yanıma bir çocuk yaklaşıp

-Ay beni teselli etmeye geldi.- diye düşünürken, şöyle dedi;

"Abla salıncağımızı KIRMAYASIN ya da oradan çıkabilecek misin?" gözlerim şaşkınlıkla açılırken o da bilmiş bilmiş bakışlar atıyordu. Salıncak da daha fazla dayanamayıp koptu. Ben de yere yapıştım. Çocuklar bana bakıp gülerken bende söyleniyordum,

'Hay ben böyle işin. Vurun be bir kere de siz vurun.' Söylene söylene salıncaktan çıkmaya çalıştım.

Çıkıp çimenlik alanda uzandım. Kulaklıklarımı takıp gözlerimi kapattım.

İç dünyam kesinlikle dış dünyadan daha iyiydi. Orada insanlar birbirine değer veriyordu.

Müzik listemdeki şarkılar bitince gözlerimi açtım. Ve açınca yanımda uzanan beş uzaylı beklemiyordum. Hepsi

yanıma uzanıp gözlerini kapatmışlar. Duygu yüklü bir gülümsemeyle oturma pozisyonu aldım. Yanlarındaki kıpırdanmaya karşı onlarda gözlerini açtılar. Kamer, kalktığımı sanıp kolumdan tutunca hızlıca çekip ona en uzak olan tarafa geçtim.

Tam olarak karşı karşıyaydık. Halka şeklinde oturmuştuk. Benim sağımda Aykut, solumda Feyza vardı. Onun sağında Deniz, solunda Selim vardı. İkimizde bakışlarımızla kavga ediyorduk. Baya bir süre böyle kaldıktan sonra Aykut,

elini göz hizamıza atıp hızla çekti. Ve üflemeye başladı.

Tabi söyleniyordu da,

"Ya bir yavaş. Aradaki elektrik akımı bütün şehire yeter be. Elim haşladı resmen." deyince gözlerimi devirmekle yetindim. Daha sonra derin nefes alıp başladım.

"Tamam, geldin. Hoş geldin. Sefalar getirdin(!). Gelme nedenin ne bilmiyorum. Ama bilmekte istediğimi sanmıyorum." deyip kalktım. Herkes de benim arkamdan kalktı. Adımı söylüyorlardı. Ama Kamer onlara durmalarını söyleyince arkama döndüm. Hepsi ne yapacaklarını şaşırmışlardı.

Grup asdfgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin