AŞK

65 14 9
                                    

      Kutalmış savaşın verdiği yorgunlukla obasında dinleniyordu. Hava bugün bir başka güzeldi. Kuşların vıcırtıları bile galibiyetin verdiği hazla kulaklara bir hoş seda gibi geliyordu. Kuşların arasındaki birkaç tane bülbülün makamı zaten orkestra şefi gibi sedanın lezzetini dahada artırıyordu.                                     
       Selçuk Bey çok yorulmuştu, ilerlemiş yaşına rağmen çok iyi mücadele göstermişti, göstermeside lazımdı çünkü o obanın lideriydi. Tuğrul Bey büyükbabasının yanından ayrılmıyordu. Onu dinlemek bile hatta izlemek bile kendisine güç veriyordu. Çagrı Bey ise Tuğrul ve Kutalmışın en yakın arkadaşı olarak oda Selçuk Bey'in yanından ayrılmıyordu.

        Selçuklularda kadınlar ve kızlar çok çalışkandı. Her türlü işin üstesinden kendiler gelirdi. Göçebe hayatına alışık oldukları için hızlı hayata alışmışlardı ve bu özellik sayesinde ellerinden her iş geliyordu.

         Oba hayatında dericilik, dokumacılık, tarım ve hayvancılık işleri çok üst düzeydeydi. Kadınlar ve kızlar dokuma yapar. Mekikle yün eğirir onunla yastık ve yorgan yapar. Keçinin hem etinden hem sütünden hemde derisinden her türlü faydalanırlardı. Hatta kadınlar ve kızlar oba hayatındaki kilim dokuma işini çok ustaca yaparlardı. Çamaşırlarını dere kenarlarında yıkar, dağdan topladıkları kekiklede yemeğin alasını yaparlardı. Kadınlar ve kızlar hiç durmaz ve her ay kendilerine göre yapacakları ve uğraşacakları bir iş bulurlardı.

     Kutalmış, Tuğrul ve Çağrı Bey savaşın verdiği yorgunlukla dere kenarına gitmeye karar verdiler. Kutalmış dere kenarında yıkanıyor Alaca atı ise bir tepede uzanmış oturduğu yerden otlanıyordu. Tuğrul Bey ile Çağrı bey bir kaya parçasına çıkmışlar onun üzerinden değişik stiller deneyerek suya atlıyor ve eğlencenin tadını çıkartıyolardı.

       Oba sessizdi yorgunluk vardı. Kadınlar işlerine başlamak için yavaş yavaş hazırlık yaparken, saltuk han mızrak ustası olarak odunlarını sivrileştirmeye başlamıştı bile. O durmayı hiç sevmezdi. Obanın en iyi ustalarındandı. Babasından gördüğü sanatı çok iyi uyguluyordu. Saltuk Han işlerine ara vermeden çalışıyordu terler suratından akarken karşısında küçük kızı Hayme Hatunu gördü. Hayme babasına soğuk bir su getirmiş ve "Bey Babam buyurmazmısınız" diye hitap etmişti. Saltuk Han kızı hayme hatuna dönüp "Ellerin dert görmesin kızım, çok sağol" diye karşılık verdi. Hayme Hatun güzelliğiyle dillere destandı. Hokka gibi burun kara kaş kara göz ve uzun dalgalı siyah saçları. Zerafet ve endamıyla obanın dikkat çeken en güzel kızıydı. Hayme Hatunun güzelliği obadaki tüm erkeklere daha çok cesaret veriyor. Hayme Hatunun gönlünü kazanabilmek için erkekler cesaretine cesaret katmak için uğraşıyorlardı. Tekden hatun karşı obada oturur ve hayme hatunun hem komşusu hemde en yakın arkadaşıydı. Birlikte sütü  mayalar, dokumacılık yapar ve çamaşırları hep beraber yıkarlardı. Hayme; halkdan halkın içinden demekti. Hayme hatunu obada herkes severdi.

      Hayme Hatun birgün yanında komşu kızları olan tekden hatun ve altuncan hatun ile dere kenarına çamaşır yıkamaya gitmeye karar verdiler. Annelerinden izin aldılar ve sallana sallana ellerinde ahşapdan sepetlerle dere kanarına doğru yola koyuldular. Yol boyunca erkekler hayme hatun geliyor diyip ağaç kovuklarından haymeyi izlemek için gizlenmişler onu rahatsız etmeden onun güzelliğini izlemek için sıraya bile girmişlerdi.

      Kutalmış dere kenarında serinliyor. Tuğrul Bey ve Çağrı Bey ise  bıçaklarını bileliyordı. Tuğrul Bey biran Kutalmışa seslendi; "Ey Kutalmış bizim işimiz bitti biz atamız Selçuk Bey'in yanına gideriz" diye seslendi. KUTALMIŞ; "Eyvallah rastgele Beyim, bende birazdan gelirim inşallah" diye seslendi. Tuğrul Bey ve Çağrı Bey, Selçuk Bey'in otağısına doğru yol almışlardı bile.

     Hayme Hatun; "derenin arka tarafı sessizdir orda işlerimizi daha rahat yaparız" dedi. Altuncan Hatun ve Tekden Hatunda;"doğru, Oraya gidelim" diye karşılık verdiler. Tam bir tepenin üzerinden geçerken Altuncan Hatun ile Tekden Hatun tepedeki çiçeklere bakarak hayran kaldılar o kadar güzellerdiki. Bu güzelliği görmemek imkansızdı. Çiçekler renk renk ve burcu burcu kokuyor. Etrafa inanılmaz bir güzellik katıyordu. Altuncan hatun ile Tekden hatun koşa koşa çiçek toplamaya gitmişler, ellerindeki çamaşır sepetinin üstüne bu güzelim rengarenk ciçeklerden koparmaya başlamışlardı bile.

     Hayme Hatun; "ben buradan hergün geçiyorum ve topluyorum zaten" diye seslendi ve "geç kalmayın ben yavaş yavaş gidiyorum" diye seslendi. Altuncan hatun ve Tekden hatunda; "Geliyoruz sen git, biz sana yetişiriz" diye seslendiler.

     Hayme Hatun dere kenarına geldiğinde KUTALMIŞ kaslı vucudunu yıkıyordu ve omuzlarına güneşin vurduğu ışıkla vucudu inanılmaz ihtişamlı duruyordu. Hayme Hatun birden dere kenarında şaştı kaldı. KUTALMIŞ dereden çıktı ve karşısında Hayme Hatunu görünce dondu kaldı, bu ne güzellikdi. Bu ne endam ve boydu. Ya o saçların dalgası adeta vurulmuştu KUTALMIŞ. Nefes almakda zorlanıyor. Kalbi küt küt atıyordu, hatta yüzü kızarmaya başlamıştı bile. Hayme Hatun KUTALMIŞ'ın kaslarına hayran kalmıştı. Oda utanmıştı ama belli etmeden "selam" diye seslendi. KUTALMIŞ birkaç saniye cevap veremeden "se-se-se-selam" diye hitap etti. Hayme Hatun bunu görünce hafifden gülümsedi. KUTALMIŞ biraz kendine geldi ve "Hayme,hoşgeldin" ve "Ne kadar güzelsin" dedi birden. Hayme Hatun gülümsedi ve "Teşekkür ederim" diye hitap etti. Kutalmış, Hayme'nin guzelliğine vurulmuş donmuş kalmıştı. Hayme ise KUTALMIŞ'dan hoşlanmıştı. Ne de olsa kendisine ve yiğitliğine son savaşta tanık olmuştu.

   KUTALMIŞ, ne yaptığını bilmeden hemen Hayme Hatunun yanına geldi, elindeki sepeti yere bırakıp onun ellerini tuttu. Hayme, bu davranışına birden bir anlam veremedi. KUTALMIŞ, Hayme Hatunun elini tutmuş ve "Hayme ben bu obada senin güzelliğinin eşi bir güzellik görmedim" dedi ve iki elini eline alıp "Hayme senin güzelligini bilmeyen yok ama ben bu güzelliği daha yakından görünce kalbimden vuruldum" diye hitap etti. Hayme Hatun, duyduklarına çok sevinmişti ama belli etmiyordu. KUTALMIŞ, Hayme Hatunun iki elini tutup, yerden bir papatya kopararak kendisine doğru uzattı ve "bu papatyadan daha güzel papatya varsa oda sensin Haymem" diye hitap etti. Hayme Hatun utandı ve güldü. Hayme Hatun, KUTALMIŞ'a döndü;  "senin yiğitliğini bilirim, Cenk anında göstermiş olduğun cengaverlik takdire şayandır" diye hitap etti. KUTALMIŞ iyi güzel cengaver ve yiğit olduğu gibi sonuca çok çabuk gitmeyi severdi. Bu yüzden Hayme Hatun sözünü bitirir bitirmez, yanağına eğildi ve ona güzel bir buse kondurdu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KUTALMIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin