Rüzgar'ın ağzından:
Kapıdan çıktığımda gözümde hüzün yerine mutluluk vardı. Artık itiraf etmiştim. Ellerim ceplerimde yavaş adımlarla hastaneden çıktım otobüs durağına yürürken yağmur yağmaya başlamıştı.Adımlarımı yavaş yavaş arttırdım.Ben adımlarımı arttırırken yağmurda artıyordu.En sonunda olduğum yerde durdum yağmura meydan okurcasına.Havaya doğru baktım gözlerimi kapattım.Yağmuru yüzümde damla damla hissediyordum.kafamı yere eğdim ve yürümeye devam ettim ama bu sefer yavaşça.Yüzüme düşen saçlarımı elimle yukarı doğru kaldırdım.Otobüs durağına gelmiştim.Biraz bekledikten sonra otobüs gelmişti ve otobüse bindim.Kafamı cama yasladım.
***
Evin önüne gelmiştim.Kapıyı çaldığım.Açan kız kardeşimdi.''naber '' dedim açık saçlarını karıştırarak. ''ya abi yapma şunu 7 yaşındayım artık ben '' dedi isyankar bir tavırla.Sadece güldüm ve içeri girdim.Annem mutfak eşyalarını kolilere yerleştiriyordu. ''yardım edeyim mi? '' dedim mutfak kapısına yaslanarak. ''Evet olabilir bende bi centilmen bekliyordum '' dedi elindeki tabağı gülerek koliye yerleştiriyorken.Dolaba doğru ilerlerken '' neden bu kadar mutlusun en son üzülüyodun gidiyoruz diye'' dedi annem . ''artık bir korkum yokta ondan. '' dedim dolap kapağını açıp tabakları alırken. ''Neden bir anda bu korkuların ortadan kayboldu, yoksa hastanede bir şey mi oldu ? '' dedi annem alttan alttan sırıtarak. Güldüm '' onu boşver de şimdiden anlaşalım hafta sonları burdayım'' dedim elimdeki tabakları koliye tek tek yerleştirirken. ''tamam'' dedi annem hiç karşı çıkmadan.
Kolileme işlemi tamamdı yola çıkcaktık.kapıdan elimde valizle çıkarken son kez apartmana baktım.
Çok şey yaşamıştım ben bu apartmanda.Burda Cansu'yla tanışmıştım. Kapının önünde 10 yaşındaki çocuk tek başına çömelmiş otururken.Bir el dokundu kafama.Yüzümü o tarafa çevirirken güneşten gelen ışınlar gözümü kamaştırıyordu.Güneşi engellemek için elimi kaşlarımın üstüne getirmiştim.Uzun saçlarıyla bir kız vardı karşımda bana elini uzatıyordu. ''hadi beraber oynayalım'' demişti bana . Onlarca çocuktan ilk o demişti. Kim bilebilirdi ki güneşin gözümü kamaştırmasın diye engel koyarken başka bir güneşle karşılaşacağımı.
Hava alanına doğru yola çıkmıştık. Kulağıma kulaklığımı takmış müzik dinliyordum.Gözlerimi kapattım ve melodinin her notasını her ritmini hissettim ve eski anılarımı hatırladım.
Uçaktaydık bulutlar harika görünüyordu. Sanki bir makastık da bulutları yara yara gidiyorduk. Bu harika görüntüyü kaçırmadan bir fotoğrafını çektim. Ve telefonumu cebime koydum.E tabi hayatımı düşünüyordum telefonu uçak moduna almıştım.
Açılayın ağzından:
Teneffüs sonunda gelmişti.berk bana kaş göz yaparak ''hadi kantine'' dedi. Yine ne işler peşindeydi bu çocuk.. ''tamam kank hadi su alcam zaten '' dedim ve ayağa kalktım yavaş adımlarla sınıf kapısından çıktık. Çıktığımız gibi arkamızdan Bade geldi. Yanımdan geçerken kolunu tutup kendime doğru çevirdim ''nereye?'' dedim göz kırparak. Sakin bi ses tonuyla '' sıçmaya gel beraber sıçalım '' dedi. Kolunu bırakmadan '' olur işerkende 'çişş' felanda derim yardımım dokunur '' dedim gülerek. Kolunu hızlıca çekip ''bi git Allah aşkına ya '' dedi gülmemeye çalışarak ve hızlıca yanımdan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
\Boynuzsuz Keçi/
Teen FictionBir keçi düşünün.Keçi ama boynuzu olmayan.Herşeyi tam keçi gibi ama sadece bir kısmı uyuşmuyor,boynuzları.Belkide onu ele veren şey boynuzsuzluğuydu.Diğer keçilerden farklı olan boynuzsuzluğu. Rüzgar yardımıyla Açılayda gelmişti Badeler. Sert gözü...