IMAGINATION | Mendes

2

Şarkı: Shawn Mendes- I Don't Even Know Your Name

  Balkonda oturmuş onu beklerken, eve yaklaştığını gördü. Temposunu bozmadan, hızlı bir şekilde ilerliyordu. Bu, yine duraksamadan devam edeceğinin belirtisiydi fakat bu sefer olmazdı. Shawn, bu sefer meleğine izin veremezdi.

  Tıpkı tahmin ettiği gibi, yoluna devam etmişti. Shawn balkondan atladı ve kızın önünü kesti. Kız, beklemiyor olacak ki şaşırmıştı.
  Shawn söze girdi:
  "Artık benimle iletişime geçmelisin. Neye küstün?"

  Kız tek kaşını kaldırdı.
  "Pekala, normal insanların ilk konuşması 'merhaba' ile başlar ama sen bilirsin."

  "Ah, haklısın. Ben... Merhaba, ismin ne?"

  "Merhaba. İsmim Ashley. Ashley Cassandra Miller."

  Kısa bir sessizlikten sonra Shawn konuştu.
  "Benim ismimi sormayacak mısın?"

  "Hayır."
  Çok soğuk davranıyordu.

  "Tamam... Şey, ismim Sh-"

  "Biliyorum."

  Shawn, Ashley'ye garip bir şekilde baktı.
  "Pekala, ımmm... On seki-"

  "Biliyorum."

  "Bir kız kar-"

  "Biliyorum."

  "Ve şarkı-"

  "Biliyorum."

  "Gitarım kesin-"

  "Biliyorum."

  "Ama ben..."

  "Biliyorum."

  "Ama..."

  "Sana, biliyorum dedim."

  Yalan söylemeye gerek yoktu, Ashley'nin son çıkışından biraz tırsmıştı. Hiç beklediği gibi davranmıyordu.
"Tamam."

  Ashley tekrar gitmeye yeltendi fakat Shawn onu durdurdu.
  "Sanırım 'merhaba' faslını geçtik? Dün niye bana bakmadın? Ben önüne geçmesem bu gün de bakmayacaktın, ne oluyor? Ve, iki gün önce neden burada değildin?"

  "Dün için bir hesap vermek zorunda değilim, bu soruyu 'canım istedi' diyerek geçiştireceğim. İki gün öncesi için ise; seni bekledim, Mendes. Yoktun. Gün sonuna kadar bekleyemezdim, değil mi? Soracağın başka bir şey yoksa, gidiyorum, 'âşık çocuk'."

  Shawn'ın bir cevap vermesini beklemeden gitti. Shawn bir süre duraksadıktan sonra, sessiz bir şekilde Ashley'yi takip etti. Ne yani, Kid In Love'u kendisine yazdığını anlamamış mıydı?

  Her şeyi bir kenara bıraktı. Ashley'nin evini bulması gerekiyordu.

###

  Evin bahçesindeki banka oturmuş, içeri nasıl gireceğini bulmaya çalışıyordu. Ashley'nin odasının penceresinin hangisi olduğunu biliyordu. Odanın çok minik bir kısmı Ashley perdeyi kapatmadan önce görüş alanındaydı ve kendisine ait bir fotoğraf görmüştü. Şimdi ise, odanın perdesi kapalı, penceresi açıktı. Fakat Shawn, üçüncü kata kadar tırmanabileceğini sanmıyordu.

  Gecenin ikisinde evin önünde oturmuş bekliyordu. Kime sorsa saçmalık olduğunu söylerdi fakat o, Asley'nin evine girmek istiyordu. Oturduğu banktan kalktı ve evin etrafını dolaşmaya karar verdi. Evde açık olan tek pencere üçüncü kattaki Ashley'nin penceresiydi, oraya kadar tırmanamazdı. Üç tane balkon vardı fakat hiçbirinin kapısı açabileceği türden değildi, ayrıca o balkonların hangi odalara açıldığını dahi bilmiyordu. Pes etmek istemiyordu, birkaç tur daha dolaştı ve mutfak kapısının aralık olduğunu fark etti. Mutfakta, bahçeye açılan bir kapı vardı fakat onun aralık olduğunu daha önce fark etmemişti. Sessizce kapıya yaklaştı ve sürgüsünü itti. İçeri girdikten hemen sonra merdivenlere yöneldi. Hızlı ve sessiz olmaya çalışıyordu. İkinci kata ulaştıktan sonra bir kat daha çıkmaya hazırlanıyordu ki hemen karşısındaki odadan gelen ayak seslerini duydu. Panikle çaprazında duran odaya girdi. Ayak seslerinin uzaklaştığını duydu, muhtemelen birisi aşağı inmişti. Merdivende yakalanmamak için aşağı inen kişinin geri gelmesini beklemek zorundaydı. Biraz etrafına bakınca bu odanın Ashley'nin anne ve babasının odası olduğunu anladı. Bir kardeşi daha mı vardı? Gerçekten, onun hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

  Yukarı çıkan ayak seslerini fark etmesiyle tedirgince kapıya yaklaştı ve hafif araladı. Bir erkek, üçüncü kata yönelmişti. Ashley'nin kardeşi olamayacak kadar büyüktü, ağabeyi mi vardı? İkinci kattaki bir odadan çıkmıştı fakat aynı odaya girmemişti. Sessizce çocuğun peşinden çıktı. Çocuk, kapısında kocaman harflere 'ASHLEY' yazan bir odaya girdi. Bu katta sadece iki oda vardı, Shawn da çocuk çıkana kadar yan odada beklemeye karar verdi. Yan odaya girdiğinde büyük bir lavabo ile karşılaştı, bu kat tamamen Ashley'nin miydi? Bu, ağabeyine yapılan kocaman bir haksızlık olurdu.

  "Hey,"
  Çocuğun sesini duyabiliyordu.

  "Owen, gelsene?"

  "Pekala, bence biraz daha film izleyebilirdik, uyuyamıyorum."
  O sırada, Ashley'nin minik kıkırtısını duydu.

  "Haklısın, gel film izleyelim."
  Minik tıkırtılardan sonra, Owen tekrar konuştu;

  "Ne izleyeceğiz, ah, Ellie de burada olmalıydı!"

  "Kesinlikle, neden bizimle eğlenceli bir yatı gecesi yerine büyükannesini görmeye gitti, anlamıyorum. Her neyse, filmi sen seç."

  Shawn anlamıyordu, ağabeyi miydi yoksa kuzeni, arkadaşı falan mı? Daha sonra Owen ve Ashley'nin sesi kesildi. Shawn, film izlemeye başladıklarını tahmin etti. Hadi ama, film bitene kadar lavabonun fayansları üzerinde bekleyemezdi! Neden bu gece şans bir türlü ondan yana olmuyordu? Ashley'nin odasını gerçekten merak ediyordu. Ayağa kalktı ve ışığı açtı. Beyaz ve mor renkleriyle süslü, hoş bir lavaboydu. Aynalı dolabın önüne geldi ve ses çıkarmadan dolapları karıştırmaya başladı. Bir yandan bunun yanlış olduğunu düşünüyordu, fakat diğer yandan evine girmesinin bile yanlış olduğunu, o yüzden bunun çok da büyük bir sorun çıkarmayacağını tahmin ediyordu.

  Bir diş fırçası, iki kutu diş macunu, diş ipi, ağız temizleme suyu, taraklar, tokalar, takılar, parfümler, makyaj malzemeleri... Bir kızın lavabosunda bulunan bir çok şeyden onda da vardı. Eğilip alttaki dolapları açtı. Havlular ve bir çift ev terliği... Hemen yanındaki duvara montelenmiş olan dolabı açtı. İlk yardım malzemeleri ve kilitli bir kutu vardı. İçinde ne olduğunu merak ediyordu fakat etrafta kutunun anahtarı yoktu. İlgisini kutudan çekerek dolabın kapağına yöneltti. Minik post-itler yapıştırılıydı.

My Muffin Boy♥

Shawn Peter Benito Raul Mendes❤

My Little Canadian⭐

  Bunları gördüğünde istemsizce gülümsedi. Onu gerçekten seviyordu. Aklına gelen fikirle aynanın bulunduğu yerdeki dolabı açtı ve ses çıkarmamaya özen göstererek makyaj malzemelerini yere koydu. Tek tek hepsini incelerken hangisinin işine yarayacağını düşünüyordu. İlk önce eline bir göz kalemi aldı ve aynanın üstüne yazmaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Daha sonra, tatlı, pembe renkte bir ruj alarak aynaya Ashley'yi ne kadar çok sevdiğiyle ilgili bir cümle yazdı ve altına da #NotesFromShawn yazısını ekledi. İmzasını da attıktan sonra makyaj malzemelerini dolaba geri koydu. Biraz daha etrafı inceledikten sonra lavabodan çıktı ve Ashley'nin kapısına kulağını yasladı. Kısık sesler geliyordu, bu da, halâ film izledikleri anlamına gelirdi. Başını iki yana salladıktan sonra dikkatli bir şekilde aşağı indi ve evden çıktı. Başka bir gün burayı tekrar ziyaret etmesi gerekecekti. Owen'ın planını bozmayacağı bir günde.

Merhaba!
Eğer beğendiyseniz oy vermeyi ve düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın. 🍁