''JONGDAE SENİ OROSPU BU SAATTE NE BOK-" Baekhyun kapıyı açanın Jongdae değil de Sehun olduğunu görünce gözleri şaşkınlıkla büyüdü, sonra devam ettti. ''Vardı da.. Çağırdın diyecektim ki diyemiyorum. Çünkü Jongdae değilsin, hahaha.." Baekhyun yaptığı rezilliğe kafasını eğerken Sehun gülmemek için dudaklarını dişliyordu.
Baekhyun kafasını kaldırınca Sehun'un dişlenmekten kızarmış ve şişmiş olan dudaklarıyla karşılaşıp, bir süre bakıştıktan sonra en yakın arkadaşının nerede olduğunu sormayı henüz akıl edebildi.
"Aa şey Sehun Chen yok mu o beni çağırmıştı da."
"İçeride, seni bekliyordu o da." Sehun geçmesi için yana çekilirken söyledi.
Baekhyun da küçük ama içten bir gülümseme ile teşekkür etti. Sehun o sırada en yakın arkadaşının ona gülümsediğini gördü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Baekhyun içeri girdiğinde yanlız üç kişi olmadıklarını gördü. Büyük salonda ayrıyetten Jongin ve Kris de vardı. "SONUNDA GELEBİLDİN BE!" Jongdae hala özlemini gideremediği en yakın arkadaşının yanına gitti ve ona sıkıca sarıldı. Baekhyun'da sarılışa karşılık verirken gülümsedi.
"Ne vardı bu kadar erken çağıracak, bir şey mi oldu?" Baekhyun herkese tek tek selam verdikten sonra tekli koltuğa otururken sordu. "Doyamadım sana." Jongdae troll bir ifade ile söyledi. Baekhyun ona karşılık genişçe gülümserken kendisini hayranlıkla izleyen Sehun'dan bi' haberdi.
çookkkk yoğunum, bu yüzden unutuyorum yayımlamayı, özür dilerim :'(
jongin'in babası vefat etmiş, ona ve ailesine taziyelerimi sunuyorum, çok zor bir şey.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
