Artist

625 7 0
                                    

1

(Bu resme kendimden çok şey koydum)

Pencereden yaz çiçeklerinin zengin kokusu geldi. Lord Henry sandalyesine yaslanmıştı ve sigarasını içiyordu. Bahçenin yumuşak sesinin ötesinde o sadece Londra'nın sesini duymaktaydı. Odanın merkezinde çok güzel bir adamın resmi ve karşısında artistin kendisi duruyordu. Basil Hallward.

Lord Henry,'Bu senin en iyi işin Basil şu ana kadar çizdiğin en iyi portre' dedi. ' Londradaki en iyi sanat galerisine göndermelisin'.

'Hayır'. Dedi Basil yavaşça. 'Hayır hiçbir yere göndermeyeceğim'. Lord Henry Şaşırdı.' Ama benim sevgili Basil'im neden hayır?' diye sordu. 'Artistler ne tuhaf insanlar! , ünlü olmak istiyorsun ama sonra ünlü olduğun da mutlu olmuyorsun. İnsanlar senin hakkında konuştuğun da kötü, ama senin hakkında konuşmadığı zaman daha kötü'.

'Bana güleceğini biliyorum' cevap verdi Basil. 'Ama sanat galerisinde resmi sergileyemem. Ona kendimden çok şey koydum'.

Lord Henry Kahkaha attı. 'İçine kendinden çok şey koydun! Tamamen onun gibi bakmıyorsun. Onun korkmuş ve güzel bir yüzü var. Ve sen peki, zeki görünüyorsun tabi ki, ama senin güçlü yüzün ve siyah saçların var. Sen güzel değilsin'.

'Beni anlamıyorsun, Harry' diye cevap verdi Basil. (Lord Henry'nin arkadaşları ona daima Harry diye seslenir.) ' Tabi ki de onun gibi değilim' diye devam etti Basil. ' Gerçekte, güzel olamamayı tercih ettim. Dorian Gray'in güzel yüzü ona tehlike ve kötülük getirecek.'

'Dorian Gray? Onun ismi bu mu?' diye sordu Lord Henry.

'Evet. Ama ona öyle seslenmek istemedim.'

'Neden istemedin?'

'Açıklayamam. Bir insanı çok sevdiğim zaman, ismini diğer arkadaşlarıma söylemem. Sırrı severim, hepsi bu.'

'Tabi ki', onayladı arkadaşı. ' Sırların olduğun da hayat daha heyecanlıdır. Mesela, karımın nerede olduğunu asla bilmem ve o da benim ne yaptığımı asla bilmez. Buluştuğumuz da ve ara sıra buluşuruz. Ve birbirimize çılgın hikâyelerimizi anlatırız. Ve onların doğru olduğuna inanırız.

'Her zaman inanırsın, Harry' dedi Basil. 'Bence bu muhtemelen iyi bir koca olduğundan ama sen gerçek hislerini saklamayı seversin.'

'Ciddi olma Basil,' güldü Lord Henry.' Hadi bahçeye gidelim.'


Güneş'in ışıltıları bahçeden ayrıldı ve çiçekler yazın hafif serintisinde hareket etti. İki genç adam uzu ağacın gölgesinin altında uzunca oturdular. 'Gitmeden önce' dedi Lord Henry. 'Birkaç soruma cevap vermelisin, Basil. Neden Dorian Gray'in portresini galeride sergilemiyorsun?' o arkadaşına baktı ve gülümsedi. ' Neden şimdi bana gerçek nedenini söylemiyorsun? Bana gerçek nedenini henüz söylemedin.'

'Harry, bir artist portresi hakkında güçlü hissediyorsa, kendisi bir portreye dönüşür, oturanın değil. Artist oturanın vücudunu yüzünü resmeder ama gerçekte onun hislerini gösterir. Bu portreyi sergilememin sebebi kalbimdeki sırrı gösterme korkusudur.'Lord Henry güldü. 'Kalbinde ki sırda nedir?'

Arkadaşı sessizdi. Lord Henry bir çiçek aldı ve ona ilgiyle baktı. ' İki ay önce' dedi Basil sonunda. 'Lady Brandon'nın evinde bir partide olacağım. Arkadaşlarla konuşuyorken biriin ben izlediğini fark ettim. Döndüm ve ilk defa Dorian Gray'i gördüm. Birbirimize baktık ve ani bir şekilde korku hissettim. Bu kişinin hayatımı değiştireceğini hissettim. O bana mutluluk veya mutsuzluk getirebilir. Daha sonra Lady Brandon bizi tanıştırdı. Biz bazı şeyler hakkında konuştuk ve güldük ve biz defalığına arkadaş olduk.'

Durdu ve Lord Henry gülümsedi. ' Daha fazla anlat' dedi. 'Ne kadar sıklıkla onu görüyorsun?'

'Her gün' diye cevapladı Basil. ' Onu göremediğim her gün mutsuzum. Hayatımın bir parçası gibi.'

'Ama sadece sanatınla igilendiğini düşünüyordum' dedi Lord Henry.

'O şimdi bütün sanatım.' Ciddi bir şekilde cevap verdi Basil. Dorian Gray'i tanıdığımdan beri yaptığım iyi iş, hayatımdaki en iyi iş. Onun sayesinde sanata farklı bir yolla bakıyorum. Yeni bir yol. Onunla birlikte olduğum zaman harika resimler çiziyorum.'

'Basil, bu olağanüstü. Dorian Gray ile tanışmayalım.' dedi Lord Henry. Basil kalktı ve bahçede aşağı yukarı doğru yürüdü. ' Yani bu benim sırrım. Dorian hislerimi bilmiyor ve insanların bu portreyi görmesine izin veremem çünkü kalbimdekileri gösterir. Kendimden çok şey var, Harry, birçok!'

Lord Henry konuşmadan önce Basil'e baktı. ' Söyle bana. Dorian Gray seninle ilgileniyor mu?'

Artist bir anlığına düşündü. ' O beni beğenir.' dedi sonunda. ' Biliyorum o beni beğenir. Genellikle bana karşı çok arkadaşça davranır ama bazen bana acı çektirirken eğleniyor gibi gözükür. O kaba şeyler söyler bu bana aı verir, Harry. Sonra kalbimin güzel bir çiçek olduğunu düşününen birine kendimi verdiğimi hissettim. O bir yaz günü için eğlenebilen bir çiçek. Yarın unutacak.

'Yaz günleri, Basil' dedi gülerek Lord Henry. 'Bazen çok uzun olabilir. Belki de ondan önce yorulacaksın.'

'Harry, onun gibi konuşma. Yaşadığım sürece Dorian Gray benim için önemli olacak. Hislerin çabucak değişi. Hissettiğim şeyi hissedemezsin.'

'Sevgili Basil'im, nasıl kabasın!' Lord Henry eğleniyordu. Diğer insanların hayatları ne ilginç. Diye düşündü. Yavaşça uzun parmaklarıyla çiçeğin parçasını kopardı. ' Şimdi hatırladım' diye devam etti. 'Bence teyzem Dorian Gray'i biliyor. Onunla tanışmayı çok isterim'

'Ama onunla tanıştırmak istemiyorum' dedi Basil.

Bekçi bahçenin karşısından onlara doğru geldi. 'Bay Dorian Gray geldi, efendim.' Dedi Basil'e

'Benimle şimdi tanıştıracaksın' dedi Lord Henry gülerek. Basil ona döndü ' Dorian Gray benim en değerli arkadaşım.'dedi hızlıca. ' O iyi bir insan o genç. 20'sinde. Onu değiştime. Onu etkilemeyi deneme. Senin esprili kelimelerin çok eğlenceli tabi ki ama ciddi şeylerde gülersin. Onu benden uzaklaştırma. O bir artist kadar hayatımda gerekli.'

Lord Henry güldü. ' Çok endişelenme dostum.' dedi ve birlikte eve doğru yürüdüler.

BİR SONRAKİ BÖLÜM EN KISA ZAMANDA YAYINLANACAKTIR

İLGİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ

YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN

İYİ OKUMALAR

Dorian Gray'in Portresi - The Picture of Dorian GrayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin