Köle Gemisi ~ Kim Taehyung +18

3 - "Kötü, kötü şeyler"

Taehyung küçük bir kalabalıkla yürüyordu. Bu insanların elleri kendisininkiler gibi bağlıydı. Arkalarında, aralarında kısacası her taraflarında askerler vardı. Yakışıklı gencin aklından binlerce senaryo geçmekteydi.

Bir asker mi olacaktı?

Belki de onu bir savaşa götüreceklerdi fakat delikanlı silah kullanmayı bile bilmiyordu.

Koca bir şehir kadar büyük olan gemide bir noktadan diğerine yürümüşlerdi resmen. İki adamın tek kanatlı demir bir kapıyı açışını izledi Taehyung. Herkes bu kapıdan içeri girmekteydi. Taehyung da kendi sırasını bekleyip içeri girdi. İçeri girince bir adam gencin ellerini çözdü. Taehyung bileklerini ovuştururken bir yandan da içeriye bakındı.

Burası bir hapishaneden farksızdı.

Bir sürü sıkış sıkış ranza vardı. Ahşap ve oldukça rahatsız yüzlerce sandalye, bir küçük mutfak ve birçok küçük masa..

İçerisi gittikçe kalabalıklaşmaya başlayınca yakışıklı genç yavaşça ranzalı bir yatağın alt katına bıraktı yorulmuş bedeni. Etrafını büyük bir titizlikle incelemeye başladı. İki örgü yapılmış sarı saçları olan ve yüzü şu an ağlamaktan kıpkırmızı olmuş bir genç kız, kalıbıyla koca bir gemiyi yıkabileceğini düşündüğü ama büyük bir saflıkla etrafına bakan bir delikanlı.. Bir bakalım.. Kumral saçlarını yeni fönlemiş ve rayban gözlükleri ile oldukça cool görünen bir çocuk.. Etrafta uçuşan anlamadığı diller.. Buradaki herkes neredeyse turistti. Bunu anlayabilmişti genç adam.

Kapının sertçe kapandığını duyduğunda içini bir ürperti kapladı Taehyung'un. Onlara ne olacağını düşünürken gözünün önüne arkadaşları geldi. Biraz önce onların yanında gırgır yaparken, eğlenirken gencin şu an bulunduğu duruma düşmesi.. çok dramatikti.

Buradan çıkabilecek miydi?

Güçlü olabilir miydi bilmiyordu.

"Sen" Genç adam kendisini başparmağı ile işaret eden komutana baktı. Komutan ona elleriyle yanına gelmesini işaret etmişti. Delikanlı biraz tereddütle ayağa kalkarak adamın yanına ilerledi. Komutan ilk önce yanındaki gencin omzuna bir elini koydu. Güçlüce sıktığı omzunu hissedebiliyordu Taehyung. Ardından komutan ani bir darbe ile yere attı kendisine göre zayıf olan genci. Taehyung bu hareketi beklemiyordu. Kafasını yere çarpmıştı. Aniden burnundan dudaklarına doğru hızlıca akan sıvıya dilini değdirdi. Kan tadı aldı. Komutan tane tane konuştuğu İngilizcesiyle kendilerine durumu anlatıyordu. Taehyung onun söylediklerini anlayabiliyordu. Hala yerdeydi. Yavaşça doğrularak yerden kalkmak istediğinde komutan ayağı ile sırtına vurdu. Zayıf genç acı ile yerde inledi.

Durumu anlamıştı delikanlı.

Onlar asker olmayacaktı.

Kölelerdi.

Belki eğitileceklerdi. Kimisi zamanı gelince satılacaktı. Zayıflar öldürülecekti. Kimisi onların sadece oyuncağı olacaktı. Bazılarına görevler verilecekti ve şanssız olanlar deneylerde kullanılacaktı. Taehyung yerde hareketsizce durmaya çalışırken buradan çıkış olmadığını anlamıştı. O hayatı boyunca koca bir okyanusun ortasında olacaktı.

Delikanlı kendisini gömleğinden tutan eli hissetti. Komutan onu yine büyük bir hızla ayağı kaldırmıştı. Ardından yeniden yere atmıştı. Delikanlı komutanın seri hareketlerine ayak uyduramazken burnunda ikinci bir sancıyı hissetmişti. Komutan delikanlıyı yine kaldırdı. Yine yere attı. Başı dönen genç en son yerde olduğunu hatırlıyordu. Sonra bir kızın sesi kulaklarını doldurdu. Bilmediği bir dilde hırçınca konuşan bir kızın sesi. Komutanın kahkahası ve bir şeyler söylemesi. Delikanlı bir süre sonra kendine gelmeye başlayınca kafasını kaldırıp komutana karşı gelen kıza baktı. Kapüşonu kafasındaydı ve ellerini kapüşonun ceplerine sıkıştırmıştı fakat Taehyung genç kızın titreyen ellerini çok net görülebiliyordu. Kendisine doğru yaklaşan kıza baktı. Genç kız onu yerden kaldırıp yatağına doğru getirdi. Taehyung ayağa kalkınca kaburgalarında da hasar olduğunu hissetti. Bu ona acı veriyordu. Birkaç şey daha söyleyen komutan salonu terk ettiğinde derin bir nefes almalı mıydı bilmiyordu delikanlı. Yanaklarından yaşlar dökülürken bir yandan da mide bulantısından ötürü öğürüyordu. Etrafındaki kişilere göz ucuyla baktı. Herkes yıkılmış gibiydi. Çoğu ona bakmaktaydı. Aklına birkaç film sahnesi geldi de delikanlının..