Öncelikle im so sorry. Bu bölümü yazalı çok oldu. Ama defterimden buraya geçirmeye üşeniyordum. Ama güldüy güldüy izlemeye başlamadan yazayım dedim. İyi okumalar😍😘
Ha bu arada final bir bölüm öne çekildi.2 AY SONRA:
Düğün zamanı yaklaşıyordu. Aslında bir ay sonra yapılması gereken düğün, öne çekilmişti. Bir kaç gün içinde Liam ve Zayn dünya evine gireceklerdi. Liam bir ay önce hastaneden ayrılmıştı ve hafta üç kez tedaviye gidiyordu. Aslında her şey güzel gidiyordu. Hiç olmadıkları kadar mutlulardı. Ama sorun şuydu ki, Liam'ın durumu hiç iyiye gitmiyordu. Çoğu zaman geceleri uykusundan uyanıp, banyoya koşuyor ve öküsüklerle birlikte kan kusuyordu. Zayn'e belli etmemeye çalışsa bile, Zayn her şeyin farkındaydı. Geceleyin Liam'ın öğürme seslerine uyanıyor ve sonra da uyuyor taklidi yaparken göz yaşlarını yastığına akıtıyordu. Liam'ın arkasından gidemiyordu. Onun karşısında ağlayacağını biliyordu çünkü. Ve Zayn ağlarsa Liam'da ağlardı.Yine uyandı öğürme sesleriyle. Duramadı yatakta. Banyoya ilerledi. Liam'a yavaşça yaklaşıp, sırtını sıvazlamaya başladı. Sırtında hissettiği el ile irkildi Liam ve bakışlarını arkasındaki ela gözlere yöneltti. Çok bakamadan klozete dönmek zorunda kaldı sonra. Zayn yere, onun yan tarafına, oturdu. Liam da kendini yorgunlukla Zayn'in yanına bıraktı. "Bana ne zaman söyleyecektin?" dedi Zayn. "Neyi?" "Kan kustuğunu." "Üzülmeni görmek istemiyorum Zayn." "Ama benden saklaman daha çok üzdü." Liam gözlerini kaçırıp kollarını etrafına sardı. "Bittiğini görebiliyorum Zayn." "Bittiğim falan yok Liam." "Belki bir aya belki 15 güne öleceğim. Mutlu etmek için evlemek zorunda değilsin." "Sana bunları düşünmeyi yasaklıyorum Liam. Senin yanında ne kadar mutlu ve huzurluyum görmüyor musun? Gelecek hayal edebildiğim tek insan sensin. Ne başka bir kadın, ne de başka bir erkek. Anladın mı?" Ona iyice yaklaştı ve yüzünü avuçları arasına aldı. "Bana sadece sen varsın. Anladın mı?" dudaklarını birleştirdi. Verebileceği en tutkulu ve aşk dolu öpücüğü verdi Liam'a. "Sadece sen."
3 Gün Sonra:
Düğün günü mü dedi birisi? Evet doğru tahmin. İkisi de çok heyecanlılardı. Çocuklar onları odalarda tutmaya çalışırken çok zorlanıyorlardı. Delirmek üzereydiler resmen.
İkisi de sade siyah takım elbiseler giyiyorlardı. Siyah ve zarif birer papyon takıyorlardı. Yakalarında minik, beyaz karanfiller vardı. Fakat, etraf onlara tezat olarak rengarenkti. Düğün yerinin girişinde gökkuşağı bayrağı asılıydı. Etrafta, bayrağın düzeninde çiçekler vardı.
Tören saati geldiğinde, Zayn'i güç bela Liam'ın odasına girmeden mihraba getirmeyi başarmışlardı. Müzik başladığında, Liam Harry'nin kolunda Zayn'e doğru yürümeye başladı. Zayn o an karşısındaki güzellik için ağlamak istedi. Liam o kadar güzel görünüyordu ki... Ağlamamak elde değildi. Zayn her ne kadar kendini sıksada düşen bir damla göz yaşına mani olamadı.
Liam, eskisi gibi görünmek istediği için, eski saçlarına benzer bir peruk takmıştı ve kuaförler de saçını eski şekiline benzer bir şekilde şekillendirmişlerdi.
Ve Zayn, eskisinden çok daha güzel görünen bu adama ağlıyordu. Harry, Liam'ı Zayn'e teslim ederken bir baba edasıyla fısıldadı "Zarar görürse seni öldürürüm Malik."
"Saçının teline zarar gelmeyecek."
Liam'ın koluna girdi. Göz yaşları hala durmak bilmiyordu.
"Ağlama." dedi ilahi ses. "Ben senin yerine de ağlarım. Sen yeterki ağlama." Zayn, sırf Liam ağlamasın diye hızlıca gôz yaşlarını temizledi ve miharaba ulaştıklarında ellerini tuttu. Sırayla önce Zayn, sonra da Liam yeminlerini ettiler. Birbirlerini öptükten sonra, ailelerinin yanına ilerlediler. Anneler ağlıyordu. Babaların da gözleri doluydu fakat yinede gülümsüyorlardı. Zayn, annesinden sonra Karen'e sarıldığında kulağına fısıldadı. "Onu mutlu ettiğin için çok teşekkür ederim Zayn. Kendi hayatını hiçe sayıp ona odaklandın. Sana minnettarım."
"Teşekkür edilecek bir şey yok anne. Ona aşık olduğum için buradayım." Zayn, Karen'e bir kez daha sarıldıktan sonra, Liam'ı da alıp eğlence alanına ilerledi.O tarafa yürürken Liam'ın başı dönmeye başlamıştı. Gözleri karardı, fakat yine de bir şey belli etmemeye çalıştı. Piste vardıklarında, ilk danslarına başladılar. Liam hafifçe başını, Zayn'in omzuna koydu. Ciğerlerinde ufak hareketlenmeler hissetti. Gözleri tekrar karardı ve öksürmeye başladı. Bacaklarındaki güç çekildi ve kendini bırakmak zorunda kaldı. Vücudunu yerde hissetti, sevdiği adamın kokusu burnuna doluyordu. Başı yumuşak bir şeyin üstündeydi. Gözlerini zorla araladı, fakat gözleri odağını kaybetmişti. Her şey buğuluydu. Dudağınının kenarından akan kanı hissedebiliyordu. Kocasının göz yaşı yanağına damladı. Zorlukla ağzındaki kanı yuttu ve konuştu:
"M-mutlu ol."
Kan tekrardan dolduğundan, konuşmakta zorlanıyordu. "B-enim için. Ken-kendine y-yeni bir hayat kur. S-sen-seni sev-iyorum."
Ölmüştü. Liam artık yoktu. Zayn acıyla haykırdı. Liam'ı daha çok bağrına bastı. Peruğu düşmüş kafasına öptü. Hala bağrınıyordu. Sesi acısını anlatmaya yetmiyordu.Liam ondan alınırken çok çırpındı, görevlilere saldırdı. Fakat elinden bir şey gelmiyordu. Tek yapabildiği şey yerleri yumruklayıp, ağlamaktı. Güçsüz düşüp bayılmadan önce mırıldandı: "Gitmemeliydin. Ben sensiz ne yapacağım?.."
Evveeeett.. Şimdi bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Okuduğunuz için teşekkürler.😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without You||Ziam Mayne
Fanfiction"Bana aşık olduğuna inanamıyorum Liam." "Sensiz hayat oldukça zor Liam."